Vehicle translate Turkish
7,390 parallel translation
Well, we found his car keys in his pocket and we already put out a, uh, search on the vehicle.
Aracın anahtarı cebinden çıktı. Aracı da arattırıyoruz.
I cannot believe that anyone would treat such a fantastic vehicle like a rolling Roman food orgy.
Birilerinin böyle bir araca yemek genelevi muamelesi yaptığına inanamıyorum.
Got a license plate. Vehicle belongs to a guy named Michael Boudreau.
Araç Michael Boudreau adına kayıtlı.
You see, the National Health Service believes that this is a fast-response vehicle, but it isn't even on nodding terms with the concept of fast.
Görüyorsunuz ki Ulusal Sağlık Servisi inanıyor ki... bu en hızlı araç. Fakat bunun hız kavramıyla alakası bile yok.
Two guys got out of the vehicle with, uh, guns.
Araçtan iki adam inmiş, silahlarla.
And they paid for recent department vehicle and weapon upgrades.
ve geçenlerde departmana yeni araçlar alıp silahları yenilediler.
Vehicle's totaled... Amazing he even survived.
Hayatta kalması inanılmaz bir şey.
So whose motor vehicle is this?
- Öyleyse bu araba kimin?
Viceroy's vehicle.
- Genel Vali'nin arabası.
[vehicle approaching] Shit, shit.
Kahretsin!
So we're canvassing all the farms, And when we saw the damaged vehicle- -
Tüm çiftlikleri geziyoruz ve hasar almış arabayı görünce...
No vehicle will be allowed on the streets.
Sokaklarda araç bulundurulmaması gerek..
Specializing in vehicle recovery.
Araç geri alım uzmanıydı.
See, when henry stole the vehicle, He took something of value from the inside.
Henry aracı çaldığında içinden değerli bir şey aldı.
Well, this is plainly not the vehicle that Allie Newmeyer crashed into.
Bu açıkça görüldüğü üzere Allie Newmeyer'ın çarptığı araç değil.
Allie Newmeyer's attacker was driving a stolen vehicle.
Allie Newmeyer'a saldıran kişi çalıntı bir araç sürüyordu.
We put Ms. Hernandez in the fourth SUV, owing to the rule of threes- - the human brain fatigues after viewing the third object in a row of pattern, making the fourth vehicle the safest spot psychologically.
- Üç kuralına dayanarak, Bayan Hernandez'i dördüncü cipe bindirdik. İnsan beyni bir dizideki dördüncü nesneyi gördükten sonra yorulur bu da dördüncü aracı psikolojik olarak en güvenli nokta yapıyor.
This entire vehicle's bulletproof.
- Tüm araç kurşun geçirmezdir.
A bulletproof vehicle with a reinforced cage.
Bu iskeleti güçlendirilmiş bir kurşun geçirmez araba.
I'm gonna have to get a new vehicle.
Başka bir araç bulmam gerekecek.
Look, this is clearly a government vehicle, not in any of your names.
Bak, bunun devlet aracı olduğu açık. Hiçbirinizin adına kayıtlı değil.
Got to buy the last vehicle they'd ever expect to find us in.
Bizi bulmayı bekledikleri son araç bu, almamız lazım.
And odds are overwhelming that we won't outrun him in this vehicle.
İhtimaller bu araç ile ondan kaçamayacağımız yönünde yükseliyor.
I'm driving a 30,000 pound vehicle.
- Şu anda 13 tonluk bir araba kullanıyorum.
I have complete autonomy over the vehicle.
Aracın tüm yönetimi bende.
Okay, I've basically got no control of a 15-ton vehicle.
Lafın kısası 15 tonluk aracın kontrolünü kaybettim.
Yeah, but in each case, the wounds were attributed to something outside the vehicle... road debris, even gunshots.
Evet ama her olayda yara, aracından dışında gelişen bir şey yüzünden gerçekleşmiş. Yol kasisi hatta silah sesi yüzünden.
Vehicle approaching!
Araç yaklaşıyor!
Exit the vehicle with your hands up!
Elleriniz havada araçtan çıkın!
Now the FBI's resources are strained, so... they're letting Sam and Kensi track the vehicle on the ground.
Kameralar da dâhil. FBI'ın kaynakları dolu. Aracı, Sam ve Kensi'ye yerden takip ettiriyorlar.
Uh... The vehicle's registered to Eldon Styne, out of Shreveport, Louisiana.
Eldon Styne adına kayıtlı ve adresi Shreveport, Louisiana.
Yeah. Unclaimed vehicle.
- Evet, sahipsiz araç deposu.
The rhinos waited for the family... father, mother, two children... to exit the vehicle and then trampled them.
Gergedanlar babanın, annenin ve iki çocuğun araçtan çıkmalarını beklediler. Ve onları ezdiler.
Vehicle accident.
Trafik kazası.
The vehicle was reported stolen and he didn't have any ID on him.
Aracın çalındığı bildirilmiş ve adamın üstünde kimlik yoktu.
I just got a notification that I never returned my vehicle tracker, but I definitely gave it to you last week.
Araç takip cihazımı geri vermediğimi söyleyen bir bildirim aldım da ama geçen hafta kesinlikle teslim ettim.
You said it was a vehicle tracker?
Araç takip cihazı mı demiştiniz?
We did determine that Bobby had got his vehicle out of the long-term parking lot on the 19th of December.
Bob'un uzun bir aradan sonra 19 Aralıkta aracını otoparktan aldığını tespit ettik.
- Good. Then you wouldn't mind me taking a look in the back of the vehicle, would you?
Güzel, öyleyse aracın arkasına bakmamın bir mahsuru olmaz, değil mi?
There's a vehicle missing, also.
- Kayıp bir araç da var.
The only vehicle in that time frame that has matching tire tracks.
Lastik izleri tek bir araç eşleşiyor.
Yeah, but how do we know he didn't ditch his vehicle? Or maybe took off on foot?
Arabayı bırakmadığından ya da yaya olarak devam etmediğinden nasıl emin olacağız?
We got an unauthorized vehicle on the bridge.
Köprüde izinsiz bir araç var.
The vehicle that exploded was registered to Arkady Kolcheck.
İnfilak eden araç Arkady Kolcheck'e ait.
The killer was driving a more than decade-old retired cab- - a vehicle whose presence is far less likely if left to chance.
Katil on yıldan yaşlı ve ıskartaya çıkartılmış bir araç kullanıyor, ki kullanılan aracın tesadüfen seçilme olasılığı oldukça düşük.
If it's true, it stands to reason that the killer acquired that vehicle expressly for the task, so you should refocus your search to identify recently-sold cabs that match the aforementioned make and years of production.
Ama eğer doğruysa, bu demektir ki katil aracı bu amaca özel olarak temin etmiş olmalı. Dolayısıyla sen, araştırmanı yakın zamanda satılan ve mevzubahis yıllarda üretilmiş olunan taksiler üzerinde odaklamalısın.
- Yes we will riding this vehicle.
- Evet bu araç.
Vehicle's legit- - it's registered to the Department of Defense's motor pool.
Kullandığı araç Savunma Bakanlığı'na kayıtlı.
Someone there has to know who she is. And work this vehicle.
Ve bu araç üzerine yoğunlaşın.
Naturally, we couldn't agree on what vehicle we should use as a start point, so each of us went our own way.
Doğal olarak hangi aracı seçeceğimize karar veremedik.
That's why I chose this particular vehicle.
Ben de o yüzden bu aracı seçtim zaten.