English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / Wander'st

Wander'st translate Turkish

22 parallel translation
You've come home from a hard day's work, wander straight in here, the kitchen, where you knock yourselves up a nice a la carte supper on your newly fitted Neff appliance.
Yoğun çalıştıktan sonra eve geldiniz doğrudan mutfağa gidip yeni aldığınız mikrodalga ile kendinize güzel bir akşam yemeği hazırladınız.
I wander about in our new neighbor... Who owned such beautiful things. Lisa!
Bu kadar güzel eşyaları olan yeni komşumuzu merak etmeye başlamıştım.
The soldiers who couldn't fight or run away, had no choice but to wander into the jungle.
Askerler ya savaşmadı ya kaçtı, seçeneğim yoktu, ormanın içinde şaşırmıştım.
You wander into bookshops and leaf through a few books without reading them.
Sahafları geziyor ve okumadan, birkaç kitabı karıştırıyorsun.
I don't think they'll wander far as long as it's operating.
Radyo çalıştığı sürece kımıldayacaklarını sanmıyorum.
I wander around the city for hours trying to remember who said good things about this film.
Bir süre dolaşıp, bu filmin iyi olduğunu kimin söylediğini hatırlamaya çalıştım.
I guess my mind started to wander a bit.
Sanırım, zihnim bir parça kendi kendine dolaşmaya başlamıştı.
Tookie's tuckered mind began to wander.
Tuki'nin aklı fena halde karışmıştı.
"Thy eternal summer shall not fade nor lose possession of that fair thou ow'st nor shall death brag thou wander'st in shade when in eternal lines to time thou grow'st"
- Ölüm bizi alana kadar...
With no reason to stay... they will wander back to the sea.
Durmaya sebep kalmamıştır denize doğru yürüyüşe başlarlar.
Rambaldi wrote, " When blood-red horses wander the streets
Rambaldi şöyle yazmıştı :
" Nor shall death brag thou wander'st in his shade,
Ölüm sana yaklaştı diye, öğünmeyecek.
Hope he didn't wander under bleachers during lunch.
Umarım öğle yemeği saatinde kaçmamıştır.
Sometimes while I'm jacking off, my mind will wander, and I'll start thinking of totally random stuff, like whether I'm out of peanut butter.
Bazen asılırken aklım başka yerlere gider rastgele şeyler düşünmeye başlarım. Mesela fıstık ezmesinin bittiğini düşünürüm.
They wander about the city, scaring the people shitless.
Ve şehirde dolaşarak insanların ödlerini boklarına karıştırıyorlar.
But still, that night, my mind began to wander.
Ama yine de, o gece aklım şaşmaya başlamıştı.
I am concerned about the Spanish authorities allowing under-age children to wander the streets at night.
Ama yine de İspanya'daki yetkililerin 18 yaşından küçük çocukların geceyarısı sokaklarda sürtmesine izin vermesi kafamı karıştırıyor.
He started to wander off, disappearing from home.
Evden dışarı çıkmaya, dolaşmaya başlamıştı.
- Why did you wander outside?
- Dışarı neden çıkmıştın?
If you happen to wander in there... I'm too busy to notice.
Orada bir şeyler karıştırıyor olursanız fark edemeyecek kadar meşgulüm demektir.
And I told her about Martin. And she told me that her marriage with her husband had never been anything but a meeting of minds. And minds start to wander after a while.
ve ona Martin'den bahsettim ve o da bana kendi eşiyle olan evliliğinden bahsetti kafamda birşey yoktu ama... kafamda fikirler dolaşmaya başlamıştı.
You're sorry that I just lost my biggest client in years because you guys decided to wander off and trespass on someone's private property, swim in their fountain and, oh, yeah, oh, yeah, puke on me, twice!
Az önce, yıllardır karşıma çıkan en büyük müşteriyi, 1188 01 : 15 : 10,960 - - 01 : 15 : 13,839 siz birinin özel mülküne girip şelalesinde yüzmeye çalıştığınız ve benim üstüme kustuğunuz için mi üzgünsünüz, hem de iki kere.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]