English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / We're good to go

We're good to go translate Turkish

497 parallel translation
You know, if they're gonna march us in again tomorrow, we ought to go see how Kemmerick is. - That's a good idea.
Yarın bizi yine yürüteceklerse Kemmerick'i görmeye gitsek iyi olur.
We're good to go, skipper.
Gitmeye hazırız Kaptan.
Now that you're here with these friends of mine who want to have a good time, we'll go where we like.
Hazır hoş vakit geçirmek isteyen arkadaşlarla birlikteyken kafamız nereye eserse oraya.
-'Geostationary orbit re-established.' - Looks like we're good to go.
- Gitmeye hazırız.
I'll go to pray for us because we're all terrified seeing this good helmsman of ours mad with terror.
Bizim için dua edeceğim çünkü başımızdaki bu iyi yöneticimizin içine düştüğünü bu delicesine dehşet hepimizi korkutuyor.
- Mayor, I think we're ready to go. - Good.
- Gidebiliriz Sayın Başkanım.
Oh, we're just going to go back to States and take a good rest.
Amerika'ya döneceğiz ve güzelce dinleneceğiz.
Why don't you let me take your purse for you for the rest of the show, because we're going to go on up to a new level, and I'm going to take good care of it downstairs, okay?
Gösterinin geri kalan süresi için niye çantanı bana bırakmıyorsun? Çünkü üst kata çıkacağız, onu aşağıda çok iyi saklarım. Tamam mı?
We're good to go.
Ee, sen nerelerdeydin?
Now, we're gonna say good night to these people and go home.
Şimdi bu insanlarla vedalaşıp sessiz sakin evimize gideceğiz.
Oh, Carl, we're here to have a good time, let's not go into that.
Carl, iyi vakit geçirmek için geldik. Bu konuyu açmayalım.
Hello, good evening and welcome to the Ronald Reagan Memorial Bowl, here in the pretty little L.A. suburb of Hollywood, where we're about to go in all for wrestling, brought to you tonight, ladies and gentlemen, by the makers of Scum,
Ronald Reagan Memorial Bowl'a hoş geldiniz bu küçük, güzel Los Angeles banliyösü Hollywood'a. Merhaba, iyi akşamlar. Birazdan burada kuralsız güreşe tanık olacağız.
But in case we have to go that route, I want you to know we're in good shape.
Ama o yola gitmek zorunda kalırsak, iyi durumda olduğumuzu bilmeni isterim.
Where we're going, you go before 10 you get a good place to dance and boys get in free.
Çünkü saat 10'dan önce varırsak dans pistine yakın yer buluruz ve erkekler bedava girer.
We are going to this reunion, and you're gonna be proud of me, and I am gonna be proud of you, because when people ask what you do for a living, you're going to say you're a garbage man. Peg, I don't want to go to the reunion. Can't we just forget about the good times and get on with our lives?
ve, Steve, sen de çıplak Don Johnson'dın, ve bir tren tünelden geçti ve evimiz yok olmuştu.
Good people, we're giving you one more warning to please go home.
Arkadaşlar, sizi bir daha uyarıyoruz lütfen evlerinize gidin.
We're gonna go where people pretend they want to go when they can't afford to go someplace good.
Bir yere gitmek isteyip de parası yetmeyen insanların gittiği yere gideceğiz.
We all done. - I got something for you to make the girls... think you're smelling good. There we go.
[Beni Tekmele]
- We're good to go.
- Durum...
We're good to go.
Annenize hoşçakal deyin.
It's no good for me to go waving my arms in the air... and screaming, "Oh, shit, we're gonna die."
Kollarımı kaldırıp "Eyvah, öleceğiz" diye haykıramam.
We're good to go.
Gitmeye hazırız.
Well, we're good to go.
Pekala, gitmeye hazırız.
We're good to go.
Hazırız.
We're trying not to go too nuts up here, but we think there's a good chance... that this could bean extrusion from some subsurface geothermal column of water.
Volkanik bir oluşum olabilir. Ama yüzeye çıkmış bir su kaynağı da olabilir.
We're good to go.
Girmeye hazırız.
Everything's in there, we just need to get the slice of Belthazor flesh, and we're good to go.
Her şey içinde, sadece Belthazor'un etini koymamız gerek. İyi gidiyoruz.
We're good to go?
Gidebilir miyiz?
We're always willing to go that extra light-year for a good cause.
Birlikte çok eğlenceli zaman geçirdik.
We're good to go here.
Gitmeye hazırız.
We're good to go with the drop-off.
Teslimatı gerçekleştirmek üzere hazırız.
CULPEPPER : Okay, Sidle we're good to go.
- Hazırız Sara.
- Okay, we're good to go.
- Tamam, gitsek iyi olur.
We're good to go.
Her şey hazır.
We're good to go. Oh!
- İyi o zaman.
We're good to go.
Başlamaya hazırız.
Max and I, we're guys, and sometimes guys just like to go out and tear it up for no good reason
Max ve ben, bizim gibi erkekler ; bazen nedeni olmadan bir yere gider ve eğlenirler.
It's really not a good time, we're about to go to bed.
- Müsait değilim, yatmak üzereydik.
Stan, if you're finished having your tearful good-bye with the goat - we'll like to go now, please.
Stan, eğer keçiyle olan gözü yaşlı vedalaşmanı bitirdiysen, artık gidebilir miyiz?
We're good to go.
Yürümeye devam edelim.
We're good to go.
Artık gidebiliriz.
We lost them. We're good to go now.
Onları kaybettik.Gitmek için iyi zaman.
Pink, we're good to go!
Pembe, gidersek iyi olur!
We`re good to go here.
Hazırız. Seni bekliyoruz!
We're good to go, boss.
Herşey hazır, patron.
I think we're good, I got to go to a meeting.
Bence tamamız, bir toplantıya gitmem lazım.
We're good to go. - We're not going.
- Gitmiyoruz.
Okay, Inara We're atmospheric You are good to go
Atmosfere girdik Inara. Gemiden ayrılabilirsin.
We're good to go.
- Gitmiyoruz.
We're still friends, we can go our separate ways to have a good time on New Year's Eve.
Hala arkadaşız ve arkadaşlar yılbaşı akşamında iyi zaman geçirmek için yollarını ayırabilirler.
We're good to go, sir.
Gitmeye hazırız, efendim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]