English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / What'd you find

What'd you find translate Turkish

875 parallel translation
Maybe you'd better find out what you are.
Belki, ne olduğuna karar versen iyi edersin.
You'd find out what good it'd do you if we could kiss this outfit goodbye.
Eğer buradan kaçabilseydik neresinin iyi olduğun anlardın.
I ain't found her, but she'd find me quick enough after what you done to her.
Onu bulmadım ama sizin ona yaptıklarınızdan sonra o beni hemen bulur.
What'd you find out?
Fazla merhametliyiz.
- Nicky, what'd you find in the shower?
- Nicky, duşta ne buldun?
What'd you expect to find in a jungle, booze and babes?
Ormanda ne bulmayı bekliyordun ki, alkol ve kadınlar mı?
But you, no matter what happens, you'd find a way to go back.
Ama sen, ne olursa olsun, tekrar okumanın yolunu bulurdun.
- What'd you find?
Evet, ne buldun?
What did you think you'd find in my room?
Odamda ne bulacağını sanıyordun?
What did you think you'd find?
Ne bulacağını sanıyordun?
What'd you find?
- Ne buldun?
And we'd much prefer it if you could help us find out exactly what Mr. Fabian is doing in Trinidad.
Bay Fabian'ın... Trinidad'da ne yaptığını bulmamıza yardım ederseniz bizim için daha iyi olur.
You know what I mean? If you didn't put me here, I'd have no chance to find it, right?
Beni buraya vermeseydiniz, o inciyi bulma fırsatım olmazdı, değil mi?
What'd you find?
Ne buldun?
What'd you find out about the girl?
Kız hakkında neler buldun?
What d'ya think you'll find just outside that door?
Bu kapının ötesinde ne bulacağını sanıyorsun?
What'd you find out?
Ne buldun?
Well, uh... What'd you find out, Doctor?
Ne buldunuz, Doktor?
- I thought I'd find you here. - So, what happened?
- Seni burada bulacağımı biliyordum.
What'd you find out on this job?
Bu görevde neler bulabileceksin bakalım?
- What'd you find out?
- Ne öğrendin?
If I was you, I'd find out what it is.
Senin yerinde olsaydım, Ne olduğunu bulurdum.
What'd you find?
Derdin bu. Neler buldunuz?
You'd be surprised at what we can find to take.
Almak için bulacağımız şeyleri bilsen şaşırırdın.
What'd you find?
Sen ne buldun?
- What'd you find out?
- Ne buldun?
- What'd you find out?
Evet, neler öğrendin?
Thought I'd stop by... find out what's the reason that you're not coming around.
Uğramak istedim... uzun zamandır gelmiyorsun, nedenini öğrenmek istedim.
Maybe you'd like to know what Helen will find not on visiting days.
Ziyaret günleri hariç Helen'ın ne yaşayacağını belki bilmek istersiniz.
If you go out into the world for a time, knowing what we expect of you... ... you will find out if you can expect it of yourself.
Senden ne beklediğimizi bilerek bir süre dış dünyaya çıkarsan onu kendinin de bekleyip bekleyemeyeceğini anlarsın.
Make them come out to you to find out what happened.
Çıkıp dışarı size sorsunlar ne konuştuğumuzu.
What'd you find out, Shorty?
Neler öğrendin, Bücür?
You might even find out some information on what's going on, on the outside.
Bu arada dışarda neler olup bittiği ile ilgili bilgi topla.
He said you'd find what you wanted over there.
Aradığını orada bulacakmışsın.
♪ We wander through London Who knows what we may find? ♪ There's pockets left undone On many a behind ♪ If you don't mind taking it like it turns out It's a fine life!
Londra sokaklarında geziniriz ne bulacağımız hiç belli olmaz... daha ceplerine girmediğimiz o kadar çok insan var ki... olduğu gibi kabul ederseniz hayat güzeldir... bırakın mum dibine kadar yansın hayat güzeldir... bazen gözünüze bir yumruk da yiyebilirsiniz... onu kapatır, ötekine de yumruk yersiniz ama asla ağlamazsınız... şalımız yok, tüylerimiz yok gösterişli kürklerimiz yok... zaten dışarıdaki hava da bu elbiselere uygun değil...
I know it was D'Amato's field, but see what you can find out.
D'Amato'nun sahası olduğunu biliyorum ama ne bulabilirsiniz bir bakın.
What'd you find out?
- Evet.
What'd you find out?
Neler buldun?
- What'd you find out?
- Ne buldun?
You'd better find out what he wants.
Ne istediğni öğrensen iyi olur.
What'd you find?
Ne buldunuz?
You'd be surprised at what you can find here.
Burada bulduklarının hepsine şaşırabilirsin.
If the chairman of the board of your company... had been running your business... the way Washington has been running our business, you'd be asking a lot of questions, and you would find out what you already know... we have some problems that money alone won't solve.
Eğer şirketinizin yönetim kurulu başkanı şirketinizi Washington'un şirketlerimizi yönettiği gibi yönetiyorsa ona bir sürü soru sorar ve zaten bildiğiniz bir gerçeği öğrenirsiniz. Sadece para ile çözülmeyecek problemlerimiz var.
You'd better find out what you're getting into.
Neye bulaştığını kendin öğrensen daha iyi olur.
Starbuck, what'd you find?
- Ne buldun, Starbuck? - Burada değiller.
Starbuck, what'd you find?
Starbuck, ne buldun?
What'd you find over there? Oil?
Orada ne buldunuz?
After what happened this morning, you'd have to find his hooter to get up it.
Bu sabah olandan sonra, bulandırmak için midesini bulman gerek.
I don't know how to describe it, but I'm sure that I'd find what I'm looking for with you.
Nasıl açıklayacağımı bilmiyorum ama.. .. aradıklarımı sende bulacağıma eminim.
You'd find out exactly what you'll be up against.
Orada neyle karşı karşıya kalacağını önceden anlamanı sağlar.
I think your father, from what I know of him, would be quite disappointed to find Miss Mallow instead of lamb chops in his freezer, don't you?
Tanıdığım kadarıyla babanın dolapta kuzu eti yerine Bayan Mallow'u bulunca bayağı bir canı sıkılacaktır. Haksız mıyım?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]