While we still can translate Turkish
181 parallel translation
I'm thinking we oughta change our minds while we still can.
Hala fırsat varken vazgeçebiliriz bence.
Let's get everything airborne while we still can.
Elimizde ne varsa, hepsini havalandıralım.
Let's find that Dr. Atkins of yours while we still can.
Haydi gidip fırsatımız varken senin şu Dr. Atkins'i bulalım.
Let's beat it while we still can.
Fırsat varken kaçalım.
Let's think about other things while we still can.
Hâlâ yapabiliyorken başka şeyler düşünelim.
Attack them now, while we still can!
Elimizde fırsat varken saldıralım.
Better get the shackles on him while we still can.
Bence fırsatını bulmuşken kelepçeleyelim.
Now, the smart move is to make a run for it while we still can.
Yapabiliyorken ayrılmak en akıllıca hareket.
- Let's get out of here while we still can.
- Fırsatımız varken çıkalım buradan.
- while we still can.
Henüz yapabiliyorken.
We're doing it while we still can.
Hâlâ yapabilirken yapacağız işte.
Let us depart, while we still can!
Yavaşça. - Hayatta olmaz.
Then we must leave right now, liebling, while we still can. It's too late, darling.
Öyleyse hala şansımız varken hemen gitmemiz gerek, liebling.
Quickly, while we still can.
Çabuk. Hala zamanımız varken.
We owe it to our children to get out while we still can.
Vakit varken çocuklarımızı kurtarabiliriz.
Come on, we should leave while we still can.
Haydi. Hala yapabiliyorken burayı terkedelim.
We have to kill these things while we still can.
Çok geç olmadan bu yaratıkları öldürmeliyiz.
Let's go, while we still can.
Haydi gidelim, hala yapabiliyorken.
Maybe we should grab Verone while we still can.
Fırsat varken Verone'yi yakalayalım.
Then we should leave while we still can.
- Bilmiyoruz. - O halde fırsatımız varken ayrılmalıyız.
If your soul brothers don't show by then, we have to cut our losses and switch to the other movies while we still can.
Eğer zenci kardeşlerin o zamana kadar gelmezlerse... hala yapabilirken bunu kesip, diğer filme geçmeliyiz.
Right let us close these doors while we still can.
Peki, bu kapıları kapatalım, bunu yapabiliyoruz madem.
We have to attack our enemies now while we still can!
Hala varken şimdi bizim düşmanlarına saldırmak için var!
I just wanna settle our business while we still can.
Sadece yapabilecekken işleri düzene sokmak istiyorum.
But captain we can't go out while they are still here!
Ama kaptan onlar burdalarken dışarı çıkamayız!
We'll speed it up as much as we can... and if we get him while he's still alive, well, fine.
İşleri olabildiğince hızlandırırız ve eğer onu hala sağken çıkarabilirsek ne ala.
We can cross Arabia while Johnny Turk is still turning round.
Türk, dönüp dururken biz Arabistan'ı aşarız.
While there is still time, we can walk out.
Hala vaktimiz varken yürümeye devam edebiliriz.
Now, while she still retains partial identity, we can speak to them.
Kısmi kimliğini yitirmediği sürece, onlarla konuşabiliriz.
You know, we can't talk or anything while you're still here.
Biliyorsunuz, siz burdayken ne konuşabilir ne de başka birşey yapabiliriz.
So we can grab him while he's still sleeping in his coffin.
Böylece hala tabutunda uyurken onu yakalayabiliriz.
While you're still calm, can we get that Polaroid together?
Hazır sen sakinken, beraber şu resmi çektirebilir miyiz?
The trick is to time it just right... so we can make it out while it's still dark.
Karanlıkta gidebilmek için çok atik... ve dakik davranmalıyız.
Just get out as quick, quick- - While we can still say we made a mistake. Get out.
Bir hata yaptığımızı kabul edebilmek için oradan çıkın.
But I'd like to take a little time now... to-to pay our respects to Joel while we know we still can.
Ama şimdi ufak bir zaman istiyorum hâlâ imkân varken Joel'a karşı hürmetlerimizi sunmak için.
All the more reason to turn ourselves in now while we can still cut a deal.
Bana bak. asıl şimdi teslim olmamız gerekiyor. Belki anlaşabiliriz. İyi de nasıl?
There's nothing we can do while the plane is still in the air.
Uçak havada olduğu sürece yapabileceğimiz birşey yok.
I know I do, but I still think we can talk for a little while.
Biliyorum ama hala biraz konuşabiliriz.
But if so, be honest about it so we can get out while we still have the chance.
Öyleyse de, dürüst ol da hala şansımız varken biz çıkabilelim.
But can we go to 50 while I still got some hair on my chest?
Ama hala göğüs kılım varken 50 yapabilir miyiz?
So, look while we're still in London, we can keep doing it, right?
Bak hala Londra'da olduğumuza göre yapmaya devam edebiliriz, değil mi?
Talk while we can still help you.
Sana hâlâ yardım edebilecekken neden bizimle konuşmuyorsun?
We can wait till the end of the year when it's time to get a job, but we can talk about it now while you still have options.
YıI sonunu bekleyebiliriz ya da şimdi konuşabiliriz... hala seçeneklerin varken.
We can't cover the rest of your body while you're still wearing clothes.
Kıyafetlerin üzerindeyken bedenini çamurla kaplayamayız.
So we can finish him off while he's still hurt.
Hâlâ yaralıyken işini bitirebiliriz.
Can we shoot this while I'm still young?
Buradan çekebilir miyiz ben daha gencim?
And if they come while Mr. Gault is still here, We'll see if we can't make a lamb licker out of him.
Bay Gault buradayken olursa, ondan koyun yalayıcı olur mu, görmüş oluruz.
But it will still be a while before we can leave the Catwalk.
Ama dar güverteden ayrılmak için bir süre daha bekleyeceğiz.
Well, the other cops talked to Brodus while he still had appeals on the table, and we're on the home stretch now, I can't afford to have anything go wrong.
Diğer polisler Brodus'la konuşurken temyiz seçeneği vardı. Ama şimdi olay karara bağlandı. Sorun çıkmasını göze alamam.
Zavery, can you lie still while we look in your eye?
Zavery, ben gözüne bakarken sabit uzanabilir misin?
So we can have a real relationship while we still have time.
Böylece hâlâ zamanımız varken gerçek bir ilişkimiz olabilir.
while we're on the subject 22
while we're here 36
while we're at it 58
while we're waiting 36
while we wait 16
we still can 23
while 91
while you were sleeping 17
while you were gone 44
while i 34
while we're here 36
while we're at it 58
while we're waiting 36
while we wait 16
we still can 23
while 91
while you were sleeping 17
while you were gone 44
while i 34