Whippin translate Turkish

I don't have to take a whippin from any of them, sir.

Hiçbirinden kalay yemek zorunda değilim komutanım.

Whippin'and hard words.

Hep onun dediklerini yaptım.

Do you want another whippin'with that car aerial?

Araba anteninden yaptığım şu kırbaçtan mı istiyorsun yine?

Only first we'll have a whippin', and then we'll have a hangin'.

Önce iyi bir kırbaçlarız, sonra da asarız.

I'd rather get a whippin than listen to another of her talks.

Onun başka bir konuşmasını duymaktansa kırbaç cezasına razıydım.

Don't be whippin'Freud out with me.

Benimleyken Freud'u ortaya sürme, kızım.

Whippin'around.

Etrafta dolanıyor.

I heard you're running from an ass-whippin'.

Duyduğuma göre dayaktan kaçıyormuşsun.

If I'd displayed the same indifference to the timing of my chores I'd be in for a whippin

Ben de çalıştığım yerlerde böyle aldırmazlık etseydim kırbaçlarlardı beni.

You about to get the best damn ass-whippin'.

Kıçını fena tekmeleyeceğim.

You ladies ready for a whippin'?

Dayağa hazır mısınız, bayanlar?

One bottle and it's a whippin', that's "Mam's Law!"

Şişe çaldın diye kırbaçlarlar.

That's how I got out, when a whippin's in the offing'they take out a section of the fence

İşte buradan çıktım. Birini kırbaçlayacakları zaman, çitin bir kısmını sökerler.

This is the ladies'conference championship... in the guise of an ass-whippin'of biblical proportions.

Bu, kadinlar sampiyonasi ve erkekler kiclarinin uzerine oturup, kalacak

- He's whippin'stuff at me.

- Bana bir şeyler atıyordu.

He just come whippin'right into town.

Kırbaçlayarak geliverdi kasabaya.

I'm not pistol-whippin'my girlfriend!

- Kız arkadaşıma kabzayla vurmam!

You best get in there give your daddy a rubdown before supper unless you want a whippin

Sen en iyisi git de, akşam yemeğinden önce, ona güzel bir masaj yap yoksa, sopayı yersin.

Oh, shit. Somebody's getting an ass whippin'.

Birileri çok pis dayak yiyecek.