Wilf translate Turkish

- A large whisky, Wilf.

- Duble viski olsun Wilf.

We've got the constabulary on the premises, Wilf.

Barımızda emniyet mensupları var Wilf.

Wilf.

- Wilf.

Wilf?

Wilf mi?

Where you from, Wilf?

Nerelisin, Wilf?

Wilf!

Bunu yiyemem ben.

Wilf!

Tadı eski bir şilte gibi.

Wilf used to be my cleaner.

Wilf temizlikçimdi.

Didn't you, wilf?

Değil mi?

Are you wilf's new boyfriend?

- Wilf'in yeni erkek arkadaşı mısın?

Blame wilf.

Wilf'in kabalığı.

I ask you- - wilf!

Wilf'e benziyor muyum?

Wilf, sir. Wilfred Mott.

Adım Wilfred Mott, bayım.

Nice to meet you properly, Wilf.

Gerçekten memnun oldum, Wilf.

Cos Wilf phoned Netty, who phoned June, and her sister lives opposite

Wilf, Netty'yi aradı, o da June'u.

No, we keep on meeting, Wilf.

- Sürekli karşılaşıyoruz Wilf.

Wilf. - ey're the mostn any of my } enemies.

Zaman Lordları tüm düşmanlarımdan çok daha tehlikeliler.

Wilf!

Durmasana Wilf!

don't...

Wilf, yapma...

Wilf. when's that?

Bunu bir elveda olarak görme Wilf. Tekrar görüşeceğiz. - Bir kez daha.

Hey. Wilf, drop it.

Bırak onu.

Wilf, the gala's only a month away.

Wilf, galaya sadece bir ay kaldı.

- Wilf - he's not coming.

- Wilf, o gelmiyor.

You can't deny it, Wilf, you soloists would be lost without us.

İnkâr edemezsin, Wilf, siz solistler bizsiz bir hiçsiniz.

- He's right, Wilf.

- Adam haklı, Wilf.

Yeah, Wilf, we're having breakfast.

Aman, Wilf, kahvaltıdayız.

Really, Wilf?

Sahi mi, Wilf?

You're overstepping the line, Wilf.

Çizgiyi aşıyorsun, Wilf.

You don't have a buttonhole, Wilf.

Yakanda ilik yeri yok, Wilf.

Uh, Wilf, uh, she's married.

- Wilf, o kadın evli.

- Thank you, Wilf.

- Sağ ol, Wilf.

Wilf, what are you doing?

- Wilf, ne yapıyorsun?

Excuse me. This room is occupied, Wilf.

- Şu an meşgul, Wilf.

I'm not like you, Wilf - I positively liked getting old.

Sana benzemem, Wilf. Yaşlanmak cidden hoşuma gitmişti.

Call me old-fashioned, Wilf, but did she know you were unfaithful to her God knows how many times?

İstersen bana eski kafalı de, Wilf... ama karın ona sayısız kere ihanet ettiğini biliyor muydu?

Um... actually Wilf was ill.

- Wilf hastalanmıştı.

So I came here to see how Wilf was getting on.

NasıI olduğunu görmek için buraya geldim.

Go and find Wilf.

Wilf'i bulun bana. Haydi.

Wilf!

Wilf!

And please, call me Wilf.

Ve Iütfen bana Wilf deyin.

Why do you persist in flirting with me, Wilf?

Niye bana kur yapmakta ısrar ediyorsun, Wilf?

That's reassuring, Wilf.

Çok rahatlattınız. Wilf.

- I will know, Wilf.

- Ben bileceğim, Wilf.

Wilf...

Wilf...

Wilf, that's that's my swimming costume.

... benim mayom.

This is for you, Wilf.

Bu sana, Wilf.

I'm the same old Wilf I always was, thankfully, with a little bit of testosterone to keep me interested.

Ben hep ayni Wilf'im, Allahtan ilgimi canlı tutacak az bir testosteronum kaldı.

- You lied to me, Wilf.

Büyük tehlike altındasınız.

I'm gonna make you suffer for this, Wilf.

Konuşuyor, konuşuyor, duyuyor musun?

Everybody, this is wilf.

Çocuklar, bu Wilf.

- No, Wilf.

- Hayır, Wilf.