English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / Winced

Winced translate Turkish

18 parallel translation
In the fell clutch of circumstance I have not winced nor cried aloud.
Durumun acımasız kıskacında ne ürktüm ne de yüksek sesle ağladım
You winced.
- Çekindin.
In the fell clutch of circumstance, I have not winced nor cried aloud.
Ne ürktüm, ne bağırdım şartların, Pençesine düştüğüm anda bile.
He winced and carried on like someone was digging a bullet out of his leg.
Ürkmüş ve biri bacağından mermi çıkarıyormuş gibi şamata koparmıştı.
"I have not winced nor cried aloud."
"Ne irkildim, ne de sızlanıp durdum"
You just winced.
- Bak, yine yaptın.
They got hurt... suffered, winced in pain.
Onlar acılı... dert üstüne dert yaşamışlar.
Not really, no. He winced when he reached out to open the door.
Kapıya uzanırken inledi.
Okay, so he winced.
Peki, inledi. Büyük olay.
"but then he barked, turned his head sideways, winced, and an explosion went off."
"ama sonra havladı ve kafasını yanlara döndürdü, geri çekildi, ve patlama oldu."
When I tried to shake hands with him today, he winced.
Tokalaşmak için elimi uzattığımda irkildi.
You see when she winced at the light?
Işığa bakınca ne olduğunu gördünüz mü?
He winced and carried on like someone was digging a bullet out of his leg.
Ürkmüs ve biri bacagindan mermi çikariyormus gibi samata koparmisti.
"He winced in pain from his surgery, but I kept going."
"Ameliyattan dolayı biraz acı çekiyordu..." "... ama ben devam ettim. "
I winced.
- Birden ürkmüştüm.
You just winced.
- Kanıtla yahu.
I'll tell you why - because he is paralysed. - He winced! - He didn't wince.
Fakat asıl unutulmaması gereken dışarıda sizinkilerden daha şansız çocukların olduğudur.
- You winced.
- Yüzünü buruşturdun.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]