Wind howling translate Turkish
63 parallel translation
[Wind Howling]
[Wind Howling]
[Wind Howling]
[Rüzgar Uğultusu]
"And on the freezing winter nights..." "you hug your wretched clothes tight, listening to the wind howling..."
" Ve soğuk kış gecelerinde parçalanmış giysilere sımsıkı sarılıp rüzgarın inlemesini dinlersin.
Hurry. [Wind Howling]
Çabuk. [Wind Howling]
[Waves Crashing ] [ Wind Howling]
[Kıyıya vuran dalgalar ] [ Rüzgar uğultusu]
[Wind Howling]
[Rüzgar uğultusu]
( WIND HOWLING )
( RÜZGAR UĞULTUSU )
As I go to bury my dead mother's red comb, there's only wind howling over the Scary Mountain.
Rahmetli annemin kırmızı tarağını gömerken, Korku Dağı'ndan sadece rüzgar uğurluyordu.
You're faster than me, faster than a horse wind howling through the trees.
Sen benden hızlısın, ağaçlar arasında inleyen rüzgardan bile hızlı koşabilirsin.
[Wind howling]
Şu kara bakın.
[Wind howling] Brrrr. Can I come in and warm up?
İçeri girip biraz ısınabilir miyim?
[wind howling]
Bana...
[Wind Howling] In Tourneur " s second film with producer Val Lewton, I Walked With A Zombie, the heroine is a nurse assigned to a catatonic woman in the West Indies.
Tourneur'ün Val Lewton'la birlikte yaptığı ikinci film "I Walked with a Zombie" de de kahraman, Antiller'deki katotonik bir kadın için görevlendirilmiş bir hemşiredir.
[Shivering ] - [ Wind Howling] - Whoa.
Vhoa.
When the Harkonnen find this place there must be nothing left but the wind howling through the rocks.
Gelecek aylarda hareket edeceğiz. Harkonnen'ler burayı bulursa... geride kayalarda uğuldayan rüzgar dışında hiçbir şey kalmamalı.
Town Manager Robbie... ( wind howling )
Kasaba Amiri Robbie...
You, Hatch, her, Reverend Bobby... Town Manager Robbie... ( wind howling )
Sen, Hatch, o, Rahip Bobby belediye başkanı Robbie.
All right, it's about 150. [Wind howling]
Ne kadar gitti?
When the Harkonnen find this place there must be nothing left but the wind howling through the rocks.
Harkonnen'ler burayı bulursa... geride kayalarda uğuldayan rüzgar dışında hiçbir şey kalmamalı.
- Ooh! - [Wind Howling]
- Ooh!
When the imperial agents find this place... there must be nothing left but the wind howling through the rocks.
Kraliyet ajanları burayı bulurlarsa... kayalarda uluyan rüzgardan başka bir şey bulamasınlar.
I could hear the wind howling outside the tent.
Çadırın dışında rüzgarın uğultusu vardı.
It was just me and her making out in my tent with the wind howling outside.
Sadece dışarıdan gelen rüzgârın uğultuları eşliğinde çadırımda sevişen ben ve o vardık.
[wind howling] with alpine mountain valleys... dramatic volcanic peaks... steaming hot springs... and thousands of miles of pristine forest.
Kızgın volkanların göz kamaştıran buzulların milyonlarca mil karelik el değmemiş ormanların ve şaşırtıcı yeraltı sularının olduğu bir diyar.
We heard wind howling.
Rüzgâr sesi duymuştuk.
Okay, we'll leave you alone. ( wind howling ) All right, this should do for the night.
Tamam.Seni yalnız bırakıyoruz Pekala, bu gece için yeterli olsa gerek.
As long as I've got all you people watching, does anyone want to buy some pot? ( wind howling ) My God!
Bu kadar insan izlerken, aranızda tencere almak isteyen var mı? Yüce Tanrım!
( Wind howling )
( Rüzgar uğulduyor )
At night you can hear the wind howling through the gaps.
Geceleri rüzgârin bosluklardan estirdigi sesi duyabiliyoruz.
LOOK WHAT'S LYING THERE.quot ; [WIND HOWLING]
Öldüğü güne kadar Fred'in kaçırıldığını ve bir yerde canlı tutulduğunu düşündü.
They are but wind howling in the night, rattling doors.
Onlar sadece gece rüzgarının uğultusu ve kapıların gıcırtısı.
You're living this wonderful life while those poor people have tattered clothes.. out in the howling wind, while the Duke of Sensir has blazing hot rooms...
Sensir Dükü'nin sımsıcak evinde insnlar otururken ve diğerleri orada yırtık elbiselerle rüzgarda donarken böyle bir hayat sürmeye utanmıyor musun?
This howling wind is cutting right through me.
Bu muazzam rüzgar, beni adeta delip geçiyor.
And the howling wind.
Ve inleyen rüzgâr.
The wind is no longer howling.
Rüzgarın uğuldaması yok.
The wind must have come howling up here, right underneath this one and buggered the whole issue.
Bak ne diyeceğim dostum. Rüzgar önce bunun altından buraya vurmuş ve tüm alanı mahvetmiş olmalı.
The wind is howling through the eaves.
Rüzgar saçakta uğulduyor.
The wind was howling, the road caved in,
Rüzgar kudurmuştu. Yol çökmüştü.
( WIND HOWLING ) Uh-oh! I gotta poop.
Sıçmalıyım.
can hear only the howling wind and the sound of our footsteps on the snow crust.
Rüzgârı ve kardaki ayak seslerimizi duyuyorum sadece.
Any families coming through that corridor would surely have faced a hellish journey, huddled against the howling wind in a land of torrential rivers and floating ice.
Bu koridordan gelen tüm aileler uluyan rüzgâra karşı, sel gibi nehirler ve gezen buzulların topraklarında mutlak bir cehennem yolculuğuyla yüzleşirdi.
and when the wind blew the driller sends a noise, that was like the howling of demons...
Rüzgârlı havalarda sondaj işçileri cinlerin ve şeytanların ağlamalarını duydukların söylerlerdi.
( Wind howling ) ( Sheriff Conroy ) The serpent always hisses...
Yılan daima tıslar...
[wind howling ] [ pbht! ] [ grunts]
Burası sihirli görünüyor.
But instead of answers, he was met with lightning and thunder and a howling wind.
Ama cevaplar yerine Uğuldayan rüzgar çakan şimşekler ve gök gürültüsüyle karşılaştı.
The wind is howling Like this swirling storm inside
İnliyor rüzgar İçimde coşan fırtına gibi
♪ Now that wind is howling... ♪
♪ Now that wind is howling... ♪
Don't it feel like the wind is always howling?
# Rüzgar hep esiyormuş gibi gelmiyor mu?
( WIND HOWLING )
çeviren : mkarakurt
According to legend, the first thing you hear is terrible thunder and howling wind, as if the Wildesheer are being blown right out of hell.
Efsaneye göre ilk duyduğun şey korkunç bir gök gürültüsü ve uğultulu bir rüzgâr. Wildesheerlar cehennemden fırlatılıyormuş gibi.
[Wind howling] - What was that?
- Neydi o?