English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / Winnings

Winnings translate Turkish

453 parallel translation
As of the moment, if our accounts are correct... Yes, they are... After 1 month our winnings totalled 1, 700,000 francs.
Şu an itibariyle, eğer hesaplarımız doğruysa ki öyleler zaten bir ay sonundaki kazancımız 1,700,000 frank olacaktı.
Pardon me while I take up my winnings.
Kazandıklarımı alırken beni bağışlayın.
All my winnings against his contract.
- Kontratına karşı bütün kazancım.
- Split the winnings.
- Kazancı bölüşürüz.
Look, Mommy, you drink up some of your winnings.
Anne sen kazandığın içkilerin birazını iç.
- Your winnings, sir.
- Kazandıklarınız, efendim.
I'll take the winnings, please.
Kazandıklarımızı alabilir miyim lütfen? .
You saw how the silent one gave that secretary a share of the winnings.
Dilsiz olanın o sekretere kazancından pay verdiğini de gördünüz.
I gotta. I'm gonna send Myrtle to college with those winnings.
Anlamalıyım O kazancıyla birlikte üniversiteye Myrtle'ı gönderirim.
I'd get half of her winnings.
Kazandıklarının yarısını ben alırdım.
You go on about happiness, but it's no more than the anticipation you feel before going to the races, planning what horse to bet on and how you'll spend your winnings.
Mutluluk üzerine devam et ama yarışlara gitmeden önceki tahmin hissinden başka birşey değil, hangi ata oynayacağına karar vermek ve kazandıklarını nasıl harcayacağına.
Quickly! Quickly, collect your winnings.
Çabuk, çabuk, kazandıklarınızı toplayın.
My night's winnings against Elissa!
Elissa'ya karşı bu akşam kazandıklarım!
His winnings are enough for dozens of slaves!
Onun kazanacına onlarca köle yeterli!
Not hiding your winnings?
Kazandıklarını benden saklamıyorsun ya?
You stake me to $ 1,000 and I'll split my winnings.
Sen bana 1000 dolar ver, ben de kazancimi paylasayim.
When I left you to pick up my so-called winnings, I was broke.
Sözde ikramiyemi almak için yanından ayrıldığımda cebimde metelik yoktu.
One hundred to start you off and my share of the winnings.
Başlangıç ve kâr payım olarak 100 dolar.
Your winnings, my lord... £ 190.
Kazancınız lordum yüz doksan pound.
If you screw up... even my winnings will go down the drain.
Eğer sen içine s.çarsan..... benim kazandıklarımda b.k olup gidecek.
So it seems to me we should go fifty-fifty on the winnings.
O zaman öyle görünüyorki kazancını yarı yarıya pay etmeliyiz.
Take my winnings to the baccarat table there.
Kazandıklarımı şuradaki bakara masasına götürün.
If he wins the 600 on Sunday... we could collect a lot of money for the government... plus all the winnings from future races.
Pazar günü 600 yarışını kazanırsa... devlet için önemli miktarda para tahsil edebiliriz... artı daha sonraki yarışlardan gelecek paralar da var.
Your winnings, stranger.
Seninki kazanıyor.
There can be no winnings until the fight is ended.
Daha güreş devam ediyor, bitene kadar belli olmaz.
- Your winnings, sir.
- 26 kazandı. - Ben 25'e oynamıştım.
Get'em on. And what does he do with the winnings?
- Kazandığı parayla ne yapıyor?
They never pressed for their winnings or declined to receive promissory notes.
Kazanınca para için sıkıştırmıyorlar... ya da borç senetlerini reddetmiyorlardı.
I'll give you ten percent of my winnings.
Kazandığımın yüzde onunu sana vereceğim.
Evens, collect your winnings.
Çift diyenler, kazandıklarınızı toplayın.
Your no-account massa, do he ever share the winnings with you?
Şu işe yaramaz sahibin, seninle parayı paylaşıyor mu?
Enjoy your winnings, Polly.
Tebrik ederim Polly.
How can you take so much of casino winnings. You will have...
Bu kadar fazla kumarhaneye nasıI sahip olabiliyorsunuz?
This is the money that he sent us... out of his first winnings in Vegas.
Bu Vegas'taki ilk kazancından bize gönderdiği para.
Are you gonna go outside and split the winnings?
Buradan çıkıp ganimeti mi bölüşeceksiniz? - Elbette hayır.
For my winnings at the crap table.
Krep masasındaki kazançlarım için.
But, you see, while we were searching for you, our government sources took quite an interest in your gambling winnings, and I think the IRS is figuring on about a 5-year audit.
Sana ulaşmaya çalışırken... bahisten elde ettiğin kazanç, hükümetteki kaynaklarımızın hayli dikkatini çekti. Ve sanırım IRS seninle ilgili bir vergi denetimi başlatmak üzere.
Those are your winnings.
O para, senin karın.
I've got this afternoon's net-winnings figure.
Bu öğleden sonranın net kazanç grafiğini aldım.
Well, thank you, but I like to keep my winnings close to the breast.
Teşekkür ederim ama kazancımı göğsüme yakın tutmaktan hoşlanırım.
My winnings, they came in handy sooner than I thought.
Kazancım, düşündüğümden daha kısa sürede gerekli oldular.
Give me my winnings.
Kazandıklarımı verin.
These tapes suggest that you should take your winnings and Leave the state.
Bu görüntüler ışığında derim ki, kazandıklarınızı alın ve eyaleti terkedin.
Of course, we have to share the winnings with the church.
Elbette, kazancı kiliseyle paylaşmak zorundayız.
I would like $ 20 worth of chips and a Nubian god to carry home my winnings.
Yirmi dolarlık jeton istiyorum ve zengin edecek Nubya tanrıları.
I'd bet $ 20,000, $ 30,000 over a weekend... then blow the winnings in a week or go to the sharks to pay the bookies.
Bir hafta sonunda 20, 30 bin dolar bahis oynar sonra o hafta kazandıklarımı harcar ya da bahisçiye ödeme yapmak için tefeciye giderdim.
Sir Robert has received sufficient winnings to settle all his debts with enough left to reestablish him in a fair position in life.
Sir Robert borçlarını kapatıp hayatını yeniden makul düzeyde yaşayabileceği duruma geldi.
"If you can make one heap of all your winnings and risk it on one turn and lose, and start again at your beginnings and never breathe a word about your loss yours is the earth and everything that's in it and, which is more, you'll be a man, my son."
"eğer tüm birikimlerini alır ve onları bir seferde riske atarsan ve kaybedersen, ve tek en baştan tekrar başlarsan ve hiç bir söz söylemezsen yenilginle ilgili tüm dünya senin olur ve içindeki her şey ve çok daha fazlası. sonunda bir erkek olacaksın, oğlum"
I'll make it $ 200, and I'll split the winnings with you.
200 dolara çıkartıp kazancı seninle bölüşeceğim.
I said I'll split the winnings with you!
Kazancı bölüşeceğim!
"If you can make one heap of all your winnings and risk it on one turn and lose, and start again at your beginnings and never breathe a word about your loss yours is the earth and everything that's in it and, which is more, you'll be a man, my son."
Onunla son saatlerini böyle geçirme. Biraz eğlen onunla oyna. Git getir oğlum!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]