English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / Won't that be nice

Won't that be nice translate Turkish

42 parallel translation
Won't that be nice?
Güzel olmaz mıydı?
Won't that be nice?
İyi olmaz mı?
Won't that be nice?
Bu iyi olmaz mı?
That will be nice, won't it?
Bu iyi olur, değil mi?
Won't that be nice?
Güzel olmaz mı?
Won't that be nice?
Ne kadar hoş, değil mi?
Won't that be nice!
Bu iyi olmaz mı!
Won't that be nice?
Bu güzel olmaz mıydı?
Won't that be nice?
Ne hoş olur, değil mi?
Won't that be nice?
Hoş olmaz mı?
And won't that be nice?
Bu harika olmaz mı?
- Won't that be nice? - [Casey] Mm-hmm.
Bu güzel olmaz mı?
Won't that be nice, huh?
Bu güzel olmaz mı?
It will be nice to know that when we're locked up... we won't be under arrest, just "taken into custody."
Kilit altına alındığımızda, tutuklu değil de yalnızca "gözetim altında" olduğumuzu bilmek, güzel olacak.
Now I'll have him all for myself, won't that be nice?
Eğer şimdi tümüyle bana kalırsa, bu güzel olmaz mı?
Won't that be nice?
Bu güzel olmaz mı?
- Won't that be nice?
- Bu iyi olmaz mıydı?
With an attitude like that, I won't be able to be nice and pretend I didn't see you.
Bu tavırlar, bize hiç sempatik gelmiyor. Hı?
Won't that be nice for her?
Bu onun için iyi bir şey değil mi sence?
Some of you may be thinking, "well that's very nice, but I can't do that", or "she won't let me do that", or "he'll never let me do that",
Bir kez daha ve kalıcı olarak sizdeki gücün dünyadakinden fazla olduğunu anlarsınız. Şimdi söyle düşünebilirsiniz : "Bu çok güzel, ama yapamam!" Fred Alan Wolf ( Kuantum Fizikçisi )
Our status in the city is such that.. .. if we go to a house with a proposal we won't be refused. All we want is a decent family and a nice groom.
Bu şehirde bizim itibarımız var ve eğer teklif ediyorsak reddedilmeyiz bizim tek istediğimiz, dürüst bir aileye mensup bir damat.
Won't that be nice?
Sence bu daha güzel olmaz mı?
Lots of it. Won't that be nice?
Sizce de güzel olmaz mı?
Oh, won't that be nice.
Bu o kadar da iyi omaz.
If you do that again, I'll be back, and I won't be so nice, got it?
- Bir daha yaparsan, geri gelirim ve kibar olmam, anlaşıldı mı?
From now on, I will be so nice that cotton candy won't melt in my mouth.
Bundan böyle, ağzımda erimeyen bir pamuk şekerden daha yumuşak olacağım.
Hey, Lisa, that'll be nice, won't it?
Hey, Lisa, harika olur, değil mi?
- But I think that as we go along, it definitely won't come down to rock, paper, scissors, which would be nice.
- Bence taş, kağıt, makas oynayarak bir performans hazırlarsak... Yani, her zaman ortaya güzel bir şey çıkacak diye bir şey yok.
I hope you won't be offended if I tell you that you have a very nice smile.
Umarım çok hoş bir gülümsemeniz olduğunu söylersem bana darılmazsınız.
Won't that be nice, Holly?
Güzel olmaz mı, Holly?
You know, because of my childhood, I won't be able to process the fact that you've all just done something nice for me, so if I run into you in ten years and start crying, this is what it's about.
Çocukluğum yüzünden benim için güzel şeyler yapmanızı anlayamayacağım on yıl sonra sizinle karşılaşırsam ve ağlamaya başlarsam bu yüzdendir.
Well, won't that be nice.
Hoş olmaz mı?
Just a nice, normal guy who might not be the best listener, but makes up for it with a body that just... won't... quit.
Hoş, normal bir adam iyi bir dinleyici olmayabilir ama bunu telafi edebilecek bir vücudu bırakıp gitmek de olmaz.
Hmm, won't that be nice?
Ne güzel olur, değil mi?
That'll be nice, won't it?
Güzel olmaz mı?
Won't that be nice?
Ne güzel, değil mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]