English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Be nice

Be nice translate Turkish

13,516 parallel translation
I'm just saying... it sure will be nice to feel like one of the good guys again.
Diyorum ki yeniden iyi adamlardan birisi gibi hissetmek kesinlikle hoş olacak.
Our planets maintain a practical alliance for exchange of vital resources, so be nice.
Gezegenlerimiz kazançlı bir ittifak içinde. Hayati kaynakları takas ediyoruz. Bu yüzden anlayışlı ol.
Are you ready to be nice to me?
- Bana iyi davranacak mısın artık?
Must be nice.
İyi olmalı.
- Vincent, be nice!
- Vincent, nazik ol!
Hey, this is Mr. Peanutbutter's show, so be nice.
Bu Mr. Peanutbutter'ın programı, iyi davran.
Wouldn't that be nice?
Bu hoş olmaz mıydı?
Well, that would be nice.
Bu çok iyi olurdu.
Might be nice to have something like that instead of carrying around a bag all the time.
Sürekli yanımda bir çanta taşımaktansa böyle bir şey daha iyi olur.
Yeah, it'd be nice if he put down the Mai Tai and show up for work.
- Evet tatili bırakıp gelse fena olmaz. - Buna güvenmezdim.
That'd be nice.
- Çok güzel olur bu.
You know, clothes would be nice.
Bir şeyler giysen iyi olur aslında.
Lompoc would be nice.
Lompoc cezaevi olabilir.
I was trying to be nice.
Hoş olmaya çalışıyordum.
It'd be nice to say hi.
Selam demek güzel olurdu.
It would be nice to get one of them home alive.
İçlerinden bir tanesini eve canlı göndermek güzel olurdu.
Must be nice to be someone like you.
Senin gibi biri olmak güzel olmalı.
That'd be nice.
İyi olur.
Zach, just don't be nice to me right now, okay? I can't, um...
Zach, benimle ilgilenmek zorunda değilsin.
So, before we eat, I thought it would be nice if we went around And shared what we were grateful for,
Yemeğe başlamadan önce bence minnettar olduğumuz şeyleri sırayla paylaşsak ne güzel olur.
Yeah, but it be nice if we had an angle.
İyi de bir plan yapsaydık.
It will be nice to have a best-selling author on the faculty.
Çok satan bir yazarın fakültede olması güzel.
- That would be nice, yes.
- Bu güzel olurdu, evet.
She better be nice to him.
Kız iyi davransa bari.
- Wouldn't that be nice?
- Güzel olmaz mıydı?
But an apology for slugging me in the mouth would be nice. Why?
Ama ağzımın ortasına bir yumruk attığın için bir özür dileyebilirsin.
- Be nice.
- Nazik ol.
Hey, be nice.
Hop, kibar ol lütfen.
I know that, but for once, it'd be nice to be the star.
Bunu biliyorum ama bir kerecik olsun yıldız olmak güzel olurdu.
I know I'm never gonna be Madonna, but, for one day, it'd be nice not to be Glenn, but to be... I mean, I... Glenn.
Asla bir Madonna olmayacağımı biliyorum ama bir gün olsun Glenn değil, Glenn olmak güzel olurdu.
I come home to you exhausted, Lola, and it would be nice to know, on occasion, that you want me as much as I want you.
Eve senn için aşırı yorgun bir halde geldim Lola ve durumu bilmek iyi olurdu benim seni istediğim kadar senin de beni istediğini bilmek.
Would that be nice?
Güzel olmaz mı özgür olmak?
Roy, come on, be nice.
Roy, hadi ama, zorluk çıkarma.
I know this is punishment, but it'd be nice to get at least a little acknowledgment.
- Dinle, bunun bir ceza olduğunu biliyorum ama en azından biraz takdir edilsem iyi olacak.
Oh! Little help would be nice!
Biraz yardım iyi olurdu!
Must be nice.
Güzel olmalı.
I was thinking how nice it is to be on proper sheets. - You weren't. - I was!
Temiz çarşaflarda ne hoş olduğunu düşünüyordum.
Well, why would I want to go to some stupid Halloween party like a normal student, maybe meet a nice guy or not so nice guy, have a fun, drunk Halloween hookup when I can be here, struggling to raise the dead?
Neden normal bir öğrenci gibi saçma bir cadılar bayramı partisine gidip iyi biriyle ya da iyi olmayan biriyle tanışıp eğlenip sarhoş bir cadılar bayramı takılması yapayım ki burada olup ölüyü diriltmeye çalışmak varken.
It's been so nice to hear her voice again.
Onun sesini tekrar duymak çok güzel be.
I thought it'd be a nice anniversary gift.
Güzel bir yıldönümü hediyesi olur diye düşündüm.
Aww. It's nice to be appreciated.
Takdir edilmek ne güzel.
Be a nice feather in your cap.
Bu övünülecek bir başarı olur sizin için.
Be nice.
Kibar ol.
These bones shards appear to be the same age as General Howe's skull. Nice work, Mr. Bray.
Bu kemik parçaları General Howe'un kafatası kadar eski gözüküyor.
Come on, I get in a room with Jane, we have a nice little chat, it'll be great.
Hadi ama, Jane'le bir odada biraz sohbet edeyim, harika olacak.
But nice to finally be going home, I bet.
Nihayet eve gittiğine seviniyor olmalısın.
I'm sure there are some perfectly nice werewolves out there... just waiting to be friends.
Eminim dışarıda dost olmayı bekleyen son derece iyi niyetli kurt adamlar da vardır.
You can't be Mr. Happy Nice Guy anymore.
Artık Bay Mutlu İyi Adam olamazsın.
- Nice one.
- Hay yaşa be abi.
It's nice to be back behind the wheel.
Bu direksiyonun arkasına yeniden geçmek iyi geldi.
Nice cold beer would be good.
Soğuk bira güzel olur.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]