English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / Worker's

Worker's translate Turkish

1,339 parallel translation
Since Alex is a social worker she's here a lot,
Alex'in işi sosyal hizmetler olduğundan, burada sıklıkla bulunuyor.
Pair of patrols found a maintenance worker's uniform in the men's room on the first floor.
Görevliler, birinci katta erkekler tuvaletinde işçi üniforması bulmuş.
I swear to God I was going to, but then I get a call from a source who tells me about this social worker who's got a story.
Yemin ederim bırakacaktım, fakat daha sonra kaynağımdan bir şeyler bildiğini söyleyen şu görevliyle alakalı bir telefon aldım.
Between the social worker and you, I got plenty.
Sen ve görevli kadın dışında bir çok kaynağım var.
So many patients die here, you think of death as another co-worker, looking over your shoulder with the same demands as everyone else you work with.
O kadar çok hasta ölür ki ölümün de buranın bir çalışanı olduğunu düşünürsünüz. Çalıştığın diğer arkadaşların gibi, can sıkıcı istekleri olan birisi.
He's a day-worker.
Yevmiyeli işçi.
Boxer, mascot, astronaut, imitation Krusty, baby-proofer, trucker, hippie, plow driver, food critic, conceptual artist, grease salesman, carny, mayor, grifter, bodyguard for the mayor, country-western manager, garbage commissioner, mountain climber, farmer, inventor, Smithers, Poochie, celebrity assistant, power plant worker, fortune cookie writer, beer baron, Kwik-E-Mart clerk, homophobe and missionary.
Boksör, maskot, astronot, çakma Krusty, kamyoncu, hippi, saban sürücüsü, gurme, kavramsal sanatçı, makine yağı satıcısı, karnaval görevlisi, belediye başkanı, üçkağıtçı, belediye başkanı koruması, country-western müdürü, çöp işleri, dağ tırmanıcısı, çiftçi, mucit, Smither's, Poochie, ünlü asistanlığı, elektrik tesisi çalışanı, kısmet kurabiyesi yazıcısı, bira kralı, Kwik-E-Mart tezgâhtarı, homofobik ve misyoner.
Well, she knows the most about student government, she's worked her way up she's on a ton of committees, but she's more of a worker than a leader.
Okul idaresi hakkında çok şey biliyor, kendi kendine yükseldi bir sürü kurulun üyesi, ama bir liderden çok, bir işçi.
Aside from the fourth graders, we have a parks maintenance worker... two other nannies, a single dad with his son, and a hot dog vendor.
Dördüncü sınıftakilerin dışında, park hizmetlisi diğer iki dadı, oğluyla beraber bir baba ve sosis satıcısı var.
- He's an excellent child-care worker.
- O mükemmel bir çocuk bakıcısıdır.
So you bring a co-worker lunch if he's buried under a deadline, you remember birthdays.
Mesela arkadaşınızın çok işi var ona yemek getirirsiniz, doğum günlerini hatırlarsınız.
Well, you're a good worker for someone your age,
Yaşına göre çok iyi çalışıyorsun, artık kaç yaşındaysan işte.
The state's got a - - a lot of work to be done. And when they get ahold of a - - a good worker, They find ways of keeping him.
Eyaletin yapılacak çok işi var ve ellerinde çalışacak iyi işçiler varsa onları orada tutmak için bir sürü numara yaparlar.
I don't have any experience, per se... I'm a real... I mean I'm a real hard worker
Aslında hiç tecrübem yok ama ben... ben gerçekten çok çalışırım.
I mean what a great opening. Then, then the reader thinks well what began as a mistake? My life you know as a postal worker for twelve years and here's the story.
"Open City" dergisi, yayın hayatına başlamadan önce de küçük dergilerde çok iyi tanınırdı, hepimiz okurduk.
- He's a worker.
- O bir işçi.
- He's no worker!
- Hayır, değil!
I'm cut off from my parents, they hate me, they hate Amedeo, can't stand the idea he's the son of a worker.
Ailemle ilişkimi kestim, benden nefret ediyorlar Amedeo`dan da nefret ediyorlar, bir işçinin oğlu olduğu fikrine katlanamıyorlar.
When you were 31 you were an illegal worker
31 yaşındayken yasadışı bir işte çalışıyormuşsun.
She's friends with a co-worker of mine.
İş arkadaşlarımın arkadaşı.
Mr. Romao, get yourself a job... because your wife's a good worker, she's already on the job.
Bay Romao, Kendinize bir iş bulun... Karınız iyi bir çalışan olduğundan, Şimdiden iş üstündedir.
Okay. So, the question is, what is the connection between this girl and a construction worker?
O zaman sıradaki soru, bu kız ile bir inşaat çalışanı arasında ki bağlantı ne?
Construction worker didn't do it.
İnşaat işçisi yapmamış.
AO's here for them, not the worker bees.
- Kurbanın adı Garret Kwan.
Not when his father's a miracle worker.
Değil zaman babasının bir mucize.
He's a hard worker, he's strong, he's got a great attitude.
Çok çalışkan, güçlü, efendi biridir.
She's our social worker.
Bizim sosyal hizmet bölümümüzden.
Oh God. I should have found that attractive co-worker years ago.
Tanrım, keşke bu çekici iş arkadaşını yıllar önce bulsaymışım.
You're a very hard worker.
Çok sıkı çalışıyorsun.
I've had I don't know how many tutors, and this girl's a miracle worker.
Kaç hocayla çalıştım bilmiyorum ama bu kız gerçekten bir mucize yarattı.
Long story short there, Molly, I will always whistle at you like you're a blond with big bombs and I'm a construction worker out of prison.
Kısacası Molly, sen büyük göğüsleri olan bir sarışın ve ben de hapisten yeni çıkmış, inşaatta çalışan biri gibi sana ıslık çalacağım.
- Tavon's cool. He's a hard worker.
Tavon iyi biri.
He was a construction worker, but he was a real artist.
İnşaat işçisiymiş ama gerçek bir sanatçıymış.
Well, the father's a teacher, the mother's a social worker.
Baba öğretmen, annesi memur.
I thought I was an extravehicular activity worker...
Uzay yürüyüşü yapmış kişi, diye biliyordum...
He's not a worker, is he?
Çocuk işçi değil, öyle mi?
I hard worker.
Sıkı çalışırım.
There's a lonely water-mill worker.
Yalnız, kimsesiz değirmenci oturuyor.
"He's meant to be a miracle worker."
"Harikalar yaratan birisi."
He's meant to be a miracle worker.
Harikalar yaratan birisi.
You're a smart girl and a damn good worker.
Akıllı bir kızsın ve iyi çalışıyorsun.
- l'm just a worker bee.
- Ben sadece burada çalışıyorum.
Railroad worker at the west coast of America.
Amerika'nın batı sahillerinde demiryolu işçisi olarak çalışıyor.
He was a strange guy, but a good worker.
Tuhaf bir adam ama iyi çalışıyor.
- Are you a hard worker?
Çalışkan mısın?
I'm Master Jin's worker, he asked me to come
Ben Usta Jin'in çalışanıyım, gelmemi söylemişti.
Miss, Master's Jin worker is here
Hanımefendi, Usta Jin'in çalışanı gelmiş.
You're Master Jin's worker?
- Usta Jin'in çalışanı sen misin?
That's you trying to disguise yourself as a worker bee.
Bu sensin işçi arı kılığında kendini gizlemeye çalışan sen.
It's a co-worker's birthday
Bir iş arkadaşımın doğum günü.
He's a good guy. He's a hard worker. He worked with us for two years.
Evet, iyi bir adamdır, çalışkandır... iki yıl çalıştık.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]