English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / Worldly

Worldly translate Turkish

440 parallel translation
and from worldly things..
.. uzak tut ve sana..
Man of the worldly mind.
Dünyevi akıl adamı.
Who turns you into a vain, cheap, worldly fool?
Seni kibirli, ucuz, maddiyatçı bir budalaya kim çeviriyor?
I shall look very worldly.
Olgun gözükmeliyim.
And I try so hard to look wise and worldly!
Çok akıllı ve pişkin görünmeye çalışıyorum.
" Old with worldly wisdom
Bilgelikle yıllanmış
How'd you come by these worldly possessions?
Tüm bu mal mülkü nasıl aldın?
Man of the worldly mind, do you believe in me or not?
Ey materyalist adam, bana inanıyor musun, inanmıyor musun?
Well, it's one of the few worldly pleasures we're permitted, Mr. Williams.
Az sayıda yapmamızda müsade olan dünya zevklerinden birisi bu Bay Williams.
He's not a worldly man.
Pek dünyevi biri değil.
I brought over what worldly effects Dingo Brion had on him.
Dingo Brion'un üzerindeki eşyalarını getirdim.
It wasn't the worldly advantages I was thinking of.
Düşündüğüm dünyevi menfaatler değildi.
I realized I was thinking more about the worldly than the heavenly advantages.
Cennet için düşünmektense daha çok... dünyevi menfaatler için düşündüğümü hissettim.
Not as worldly as you and I
Senin ve benim gibi bazı şeylerin kıymetini bilmiyorlar.
But I suppose comedy is all too worldly for a man of God.
Ama sanırım komedi bir din adamı için fazla dünyevi.
He is within, with two right reverend fathers... divinely bent to meditation... and in no worldly suit should he be moved... to draw him from his holy exercise.
Kendisi içeride pek muhterem iki pederle birlikte diz çökmüş, ilahi tefekküre dalmış durumda. Hiçbir dünyevî iş onu şu anda yapmakta olduğu kutsal görevden ayıramaz.
All your worldly goods in there?
Demek tüm eşyaların bunun içinde.
I dreamt of worldly success once.
Eskiden dünyevî başarının hayalini kurardım.
In the event, something unforeseen happens to you... do all of your worldly goods go to him?
Başınıza önceden tahmin etmediğiniz bir şey geldiğinde tüm mal varlığınız ona mı kalacak?
And now we consecrate the worldly remains of our beloved Jacques... to the good earth from whence he sprang.
Şimdi de sevgili Jacques'ın geride kalan dünyevi kısmını kutsuyoruz ve geldiği yere gönderiyoruz.
- Leave the worldly goods be.
- Dünyevi eşyaları bırak.
They believe in prayer and contemplation and take no interest in worldly pleasures.
Dua ve tefekküre inanıp dünyevi zevklerle ilgilenmiyorlar.
I accuse myself of worldly desires.
Dünyevi isteklerim için kendimi suçluyorum.
There will be no worldly associations in a bush station, in the jungle.
Ormanlık, çalılık olan yerde dünyevi şeyler olmayacak.
You're what's called a worldly nun.
Siz dünyevi bir rahibesiniz.
" I leave my estate and all my worldly goods
" Malikaneyi ve tüm varlıklarımı
" I therefore bequeath all my worldly possessions to whosoever...
" Bu nedenle bu dünyada neyim varsa onları bulacak kişiye...
I'd trade all his worldly possessions for one good axe.
Eşyaları onun olsun, bana iyi bir balta yeterdi.
A Worldly Lady in her Bath.
Dünya Kadını Banyosunda.
"Worldly." "Sophisticated." "City girl."
"Züppe", "entel", "şehir kızı".
Its people had little in the way of worldly goods.
Dünyevi işlerle pek alakaları yoktu.
I am a weak and shallow creature, clever in only in the second rate and worldly arts seeking my comfort and pleasure.
Zayıf ve aciz bir mahluğum, sadece aşağılık işlerde zekiyim, dünya işlerine dalmış, kendi zevk ve rahatını arayan biriyim.
Gentlemen, it is a supreme irony that the worldly Becket, the profligate and libertine should find himself standing here at this moment.
Beyler, bu müthiş bir ironi... Dünya işlerine dalmış Becket, hovarda ve çapkın Becket... şu anda neden burada... olduğunu arayıp bulmalı.
Wet behind the ears, but acting all worldly.
Tecrübesizler, ama dünyevi davranıyorlar.
But to me, she didn't look at all like he described her. Not a bit worldly or sensual.
Fakat bana göre kadın hiç de onun tanımladığı gibi dünya zevklerine düşkün ya da şehvetli değildi.
"I bequeath my entire fortune and worldly goods... to my wife, Louisa May Foster Hopper."
"... bütün servetimi ve mal varlığımı eşim... "... Louisa May Foster Hopper'a bırakıyorum. "
It was an other worldly message.
Öte dünyadan bir mesaj alıyordu.
When we enter the abbey, our worldly clothes go to the poor.
Manastıra girerken dünyevi giysilerimiz fakirlere verilir.
We are not interested in worldly matters.
Biz dünya işleri ile ilgilenmeyiz.
Brother, the boss here looks like a worldly man
Kardeşim, Buranın patronu gün görmüş bir adama benzer
He's a worldly wise!
Çok bilgili biridir!
Shi, I heard you're also a worldly man
Shi, senin bilgili olduğun söyleniyor
Without me, she will fall to the impure worldly might.
Bensiz olduğu için, o... saf olmayan dünyevi güce kurban gidecektir.
And, who knows, there may be a little worldly profit attached.
Kim bilir, belki işin içinde dünyevi çıkarlar da vardır.
This gold and silver, I give thee... token of all my worldly goods.
Dünyevi servetimin bir nişanesi olarak, bu altını ve gümüşü sana veriyorum.
She'll have thought of more worldly things
Daha dünyevi şeyler de düşünmüştür.
Even if you want to stay away from worldly matters... you must have heard about Tien Yi Tong
Dünyevi hayattan ne kadar uzak kalsan da... Tien Yi Tong hakkında birşeyler duymuş olmalısın
I see you've acquired a lot of worldly wisdom.
Sanırım dünyevi bir bilgeyle karşı karşıyayım.
Free us from worldly sins.
Dünya günahlarından bizi koru.
Annas, you're a friend a worldly man and wise
Annas, sen dostumsun, bilgesin
We'll divide our worldly goods and go our separate ways.
Mallarımızı paylaşırız ve birbirimize hoşça kal deriz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]