English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / Worldview

Worldview translate Turkish

52 parallel translation
I'll be shaping and molding youthful minds into a focused worldview.
genç zihinlere şekil vereceğim ve kaplayacağım dünya görüşüne odaklanmış olarak.
No more shaping and molding young minds into a focused worldview.
Genç beyinleri daha fazla şekillendirme ve bir kalıba sokma yok dünya görüşü odağına doğru.
I'll miss you Pumpkins, but I just can't share your bleak worldview.
Sizi özleyeceğim Pumpkins, kasvetinizi bütün dünyayla paylaşamayacağım.
- Just concerned that some legal and emotional grey areas that inform my worldview will get lost in sound bites. Ooh!
Sadece dünya görüşümü etkileyen bazı karmaşık yasal ve duygusal belirsizliklerin, senin kelimeler dünyanda kaybolacağından korkuyorum.
Some of the best creative minds are employed to assure our faith in the corporate worldview.
En iyi akıllarımızdan bazıları şirket dünya görüşüne inancımızı sağlamak için görevlendirilirler.
The Straussians started to create a worldview which is a fiction.
Straussyanlar kurgu olan bir dünya görüşü yaratmaya başladılar.
He really is taking in this knowledge with a worldview, with a cosmology based obviously on Islamic concept of "Tauhiid" or the ultimate unity of God and how that unity is manifest through diversity in the world.
"Tevhid" üzerine kurulmuş olan irfanını dünya görüşü ve kozmoloji ile süzüyor veya Allah'ın birleştiriciliği ve bu birleştiriciliğin dünyadaki türler arasında nasıl bir manifesto olduğunu anlatıyor.
- I mean, in a sense, that's really the key... for why a worldview change is important.
Yani, aslında bir anlamda, neden dünya görüşünün değişmesi gerektiği konusunda tam bir kilit nokta.
You're messing with my worldview here, Hugo.
Burada benim de aklımı çeliyorsun, Hugo.
But your ideas are as warped as your worldview. ... that human being relic of the past morbid atrocities...
Ancak fikirleriniz de bakış açınız kadar sapkın ki insanoğlu geçmişin hatırası korkunç zulümler...
That screws with your worldview.
Bu senin dünyaya bakış açını karıştırdı.
President Galbrain's soft foreign policy and myopic worldview have made this country vulnerable to terrorism.
Başkan Galbrain'in yumuşak dış politikası benim politik dünya görüşüme göre bu ülkeyi savunmasız bırakmıştır.
I'm not the one who's based his entire worldview on the proposition.
Onun mesele hakkındaki dünya görüşüne katılmayan tek kişi ben değilim.
That's your worldview.
Bu senin dünya görüşün.
Prepare to have your worldview rocked.
Dünya görüşünün ters yüz olmasına hazırlıklı ol.
I'm a man with a huge worldview.
Geniş bir dünya görüşü olan biriyim.
It confirms your worldview.
Senin dünya görüşünü doğruluyor.
That their worldview and logic patterns are similar.
Dünya görüşlerinin ve düşünme biçimlerinin aynı olduğunu düşünürüz.
It is the ultimate battle with temptation, an internal struggle between darkness and light inspired by author JRR Tolkien's Christian worldview.
Bu, yazar JRR Tolkien'ın Hristiyan bakışıyla kaleme aldığı arzulara karşı verilen en büyük savaş, karanlık ve aydınlığın bitmeyen mücadelesidir.
If he'd had that worldview and he was writing in a more polite way... and if it didn't have to do with guns and junk.
Bu dünyada bir vizyonu vardı, ve daha nazik bir formda yazıyordu, ve artık ateşli silahlar ve uyuşturucular yoktu.
Is that a little bit of rain in your sunny worldview, Mary Poppins?
Güneşli dünya manzarana biraz yağmur mu yağdı Mary Poppins?
Some people talk about this in terms of information that would be shattering to our worldview. STEVEN GREER :
Bazıları bu durumun dünya görüşümüzü sekteye uratan bir bilgi olduğundan bahsetti.
- Most indigenous populations who maintain any sense of a traditional worldview know that the way of life that settlers society has imposed on this land is unsustainable.
- Bir anlamda geleneksel bir dünya görüşünü korumuş olan bir çok yerli toplum bilirler ki yerleşimci toplumun bu toprağa dayattığı yaşam biçimi sürdürülebilir değildir.
I understand why people of our generation, people who aspired to positions of political leadership, etc.., never dear go near that question, because it's a worldview change, it is a fundamental worldview change.
Bizim jenerasyonumuzdan insanların neden politik liderlik gibi pozisyonlara hevesli olduğunu anlayabiliyorum, asla o soruya yaklaşma arkadaşım, o dünya görüşü meydan okuması, o önemli bir dünya görüşü değişikliği.
It begins with a shift in worldview, answering the question : "Who are we really?".
Dünya görüşünde bir kaymayla başlar, "Biz gerçekte kimiz?" sorusunu yanıtlamakla.
The agenda of the ruling elite is the product of a destructive worldview, based on their beliefs, that there's not enough to go around, that some people are more deserving than others and that their safety depends on maintaining absolute control over the rest of us.
Yöneten elitlerin gündemi yıkıcı dünya bakışının ürünü, etrafta dolaşmak için yeterli birşey yok inanışına dayalı, bazı insanların, diğerlerinden daha değerli olduğu inancına ve onların güvenliği hepimizin üzerinde tam kontrol kurmaya dayanıyor.
In short, their worldview is based on scarcity and fear.
Kısaca, onların dünya görüşü yokluk ve korkuya dayalı.
If we had the vision and a worldview that says "our crisis is a birth" and everybody is needed, and everybody will have more of what they really want,
Görüşümüz ve dünya görüşümüz varsa, "krizimiz bir doğumdu" diyen, herkesin ihtiyacı olan, ve herkes gerçekten istediğinden daha fazlasına sahip olacak.
The center of the sector navigator is worldview, because it determines how we experience everything that happens within and around us.
sektör navigatörün merkezi dünya görüşüdür, çünkü, bizim, içimizde ve etrafımızda olan şeyleri, nasıl deneyimlediğimizi belirler.
While stage one has lot of the compassion, typically associated with liberal-democratic agenda, stage two reflects much of the wisdom of the traditional conservative worldview.
Evre Bir'de liberal-demokratik gündemle ilişkilendirilmiş çok fazla şefkat varken, Evre İki geleneksel muhafazakar dünya bakışının bilgeliğini yansıtıyor.
Your narrow, clinical worldview doesn't let you.
Senin o dar, ilgisiz bakış açın görmeni engelliyor.
She thought we should interpret it from contemporary worldview.
Yeniden yorumlamamız gerektiğini düşünüyordu.
Katie : And when it comes to establishing your worldview,
Peki ne zaman bu sizin bakış açınız oldu
He has changed my worldview with his naive kindness.
Dünyaya bakış açım... - onun saf iyiliği ile değişti.
Typical phallo-centric worldview.
Tipik erkek merkezcil bir bakış.
Eh, this dump is too filthy for a man with a positive worldview.
Bu harabe, dünyaya olumlu bakan birine göre çok pis.
You'd be happier if I was a fraud, because then, your whole fixed worldview wouldn't be shaken up.
Sahtekar olsam daha mutlu olurdunuz, çünkü o zaman, bütün durağan dünya görüşünüz, çalkalanmamış olurdu.
It appears we share a worldview.
Bir dünya görüşünü paylaşıyoruz gibi görünüyor.
The war was not the only one that decided the worldview of an entire generation, but also the impossibility of leaving, the hopelessness.
o ve diğer vatanseverlerin temsil ettiği koca bir çağ aramızdan ayrıldı. Savaş sadece koca bir neslin dünya görüşünü etkilemedi ayrılmanın imkânsızlığı ve umutsuzluk da etkiledi.
In Hitler's worldview, it was always, um, dead or alive, win or total defeat.
Sönke Neitzel, Tarihçi... - Hitler'in hayat anlayışına göre sadece ölüm ya da yaşam vardı. Kazanmak ya da tam anlamıyla kaybetmek.
That's a cynical worldview.
- Bu alaycı bir dünya görüşü.
I may be a danger to the worldview of some, but I am no danger to my children. "
Dünyanın kalanı için tehlike teşkil ediyor olabilirim ama çocuklarımın kılına bile zarar vermem. "
How to change your worldview.
Dünyaya bakışını değiştirdiğini.
Phew. I questioned my whole worldview for a second there.
Bir an için tüm dünya görüşümü sorgulatmıştın ha.
His worldview.
- Dünya görüşünü.
I don't wanna, you know, put down your worldview, but, uh, it's never been about, uh, good versus the bad.
Bilmiyorsun, dünya görüşünü bırakmak istemiyorum. Ama, ah, kötü hakkında asla iyi olmamıştı.
I'm just curious about your worldview.
Sadece dünya görüşünü merak ediyorum.
We tell children very often you have to play with others, you have to share, your worldview isn't unique.
Çocuklara sıklıkla diğerleriyle oynayın, paylaşın, dünya görüşünüz eşsiz değil diyoruz.
An essayist is someone who has a unifying view, a worldview.
Bir denemeci birisidir Kim birleşik bir görüşe, bir dünya görüşüne sahip.
It's as if the author refused to show a plain worldview because he knows that there are numerous interpretations and motivations.
Yazar, gayet sıradan bir dünya görüşü sergilemeyi reddediyor.
- Cheerful worldview.
- Çok keyifli bir dünya görüşün var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]