English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / Worries

Worries translate Turkish

4,165 parallel translation
You keep messing with my girls, and that curse on your head'll be the least of your worries.
Eğer kızlarımla uğraşmaya devam edersen lanetin, başındaki belalarının en küçüğü olur.
That's the least of your worries now
Şimdi bu çok mu önemli?
We'll take you somewhere quiet, where you may pray for a happy ending to our worries.
Sizi daha sessiz biryere götüreceğiz. Endişelerimiz bitsin diye dua edebileceğimiz biryere.
He worries for my son.
Oğlum için endişeleniyor.
That's what worries me.
Asıl endişelendiğim konu bu.
What worries me is why.
Ama neden? Ben bundan çekiniyorum.
No worries mate.
Merak etme kardeşim.
What worries me more at the moment is that we haven't heard anything from the machine recently either.
Beni şu an daha çok endişelendiren makineden son zamanlarda hiç numara almamız.
No worries-
Endişeye mahal yok.
No, no, no worries.
Hayır, hayır, endişe yok.
Oh, well, no worries.
Neyse, endişeniz olmasın.
- No worries.
- Merak etme.
Worries and fears
Korku ve endişe
No worries.
- Ne demek.
Anyway, no worries.
Her neyse, endişelenme.
Your worries would be unfounded.
Gereksiz yere endişelenirsiniz.
No worries.
Sorun değil.
Financial worries.
- Parasal sıkıntıdayım.
Oh, yeah, no worries. You know what? I probably just left them in my car.
Takma kafana ya, muhtemelen arabamda bırakmışımdır.
But I think dogs were the least of this guy's worries.
Ama köpekler bu adamın endişeleri en az olduğunu düşünüyorum.
No worries, fam.
Tabii ki.
- Oh, yeah, no worries.
- Tamam, sorun değil.
Because we're gonna put aside our worries, and we're just gonna have a good time.
Çünkü dertlerimizi bir kenara bırakacağız. Ve çok iyi vakit geçireceğiz.
The lying worries me, though.
Yalan söylemesi beni çok endişelendirdi.
No worries, fam, it's a minor.
Ne demek, kardeşim.
So, I think Max worries about me, wants me to have someone.
Bu yüzden, Max benim için endişeleniyor gibime geliyor benim de birisiyle olmamı istiyor.
Yeah, it worries me that it'll never happen again.
Evet, böyle bir şey bir daha olmayacak diye endişeleniyorum.
Bacon's the least of our worries, Roger.
Domuz pastırması şu an düşüneceğimiz en son şey Roger.
Right, it's the "stuff" that usually worries us.
Evet, genelde bizi endişelendiren de o "falan" kısmı oluyor.
Oh, no worries.
Endişelenme.
It's not his loyalty that worries me.
Beni endişelendiren onun sadakati değil.
- Yeah. No worries.
Endişe etme.
It will pass. No worries.
Geçer, üzülmeyin.
You can forget all your worries.
- Tüm endişeleri unutabilirsin.
That worries me!
Bu beni endişelendiriyor!
No worries.
Ne demek.
No worries.
Endişeye gerek yok.
You're adorable, Papa Bear,, but no worries, all right?
Çok tatlısın, babacık, ama merak etme, tamam mı?
♪ Ain't no worries on my mind ♪
Hiç kaygım yok
No worries. I just ordered.
Önemli değil, şimdi sipariş verdim.
You said to him, "If you had my worries, you wouldn't want to eat."
Ona dedin ki "Benim endişelerime sahip olsaydın sen de yemek istemezdin".
PC Price then said to you, "If you unfold your worries to me, " would you feel better? "
O zaman Memur Price sana "Endişelerini bana açarsan daha iyi hisseder misin?" dedi.
Honestly, the bomb is the least of Peggy Lippincott's worries.
Aslında, bombalar Peggy Lippincott'un en son derdiymiş.
Black Widow is the least of your worries, Captain America.
Kara Dul endişe edeceğin en son şey, Kaptan Amerika.
But no worries!
Evet. Tasalanma sen!
Okay, okay, no worries.
Tamam, tamam, telaş yapma.
No worries.
Dert etme.
No worries.
Önemli değil.
No worries.
Dert değil.
No worries!
Önemli değil!
No worries.
Merak etme.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]