English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / Wrecked

Wrecked translate Turkish

1,187 parallel translation
Sounds just like the one nick wrecked.
Yalnızca nick gibi geliyor kulağa.
Damn near wrecked the nose wheel.
Ön tekeri neredeyse mahvettin.
The shop's wrecked. We've just been robbed, and you're going fishing.
Dükkan mahvoldu, soyulduk ve siz balığa çıkıyorsunuz.
I've wrecked everything with Mr. Miyagi.
Bay Miyagi'yle aramızdaki her şeyi mahvettim.
You know, the one that I wrecked.
Hani benim kırdığım ağaç var ya.
- No, it's not, it's wrecked.
- Değil! Harap olmuş!
Felix, you're no good to me with a wrecked back.
Felix, belini sakatlarsan işime yaramazsın.
'Cause my car's wrecked.
Çünkü arabam bozuk.
I peeked in and the place was wrecked.
Kafamı uzattım. Her yer alt üsttü.
In the corridor the floor's wrecked.
Giriş kat harabeye döndü.
- Slut, you wrecked my life!
- Kaltak, hayatımı mahvettin!
Just because I wrecked something she worked hard at and made her- -
Sırf üzerinde çok uğraştığı bir şeyi mahvettiğim ve onu... - Özür dilerim, Lisa.
Even as men wrecked upon a sand that look to be washed off at the next tide.
Adamlar sahile ulaşsa bile, bir sonraki dalgada silinip giderler.
A gas pipeline explosion on the Trans-Siberian Railway has wrecked two trains, killing almost 700 people.
Trans-Sibirya demiryolunda meydana gelen boru hattı patlaması iki treni harap etti ve yediyüzden fazla insanın ölümüne yol açtı.
You used to enjoy getting wrecked with your brothers.
Kardeşlerinle keyif yapmak hoşuna giderdi.
Stacks of newspapers were tossed in the gutter... as the thugs wrecked the business and made their getaway.
Bir sürü gazete, sırf bu adi serseriler işleri berbat edip... kendi yollarını oluşturmalarından dolayı zor durumda bırakıldı.
Also, you wrecked the evidence that I use to prove it's arson.
Ayrıca kundaklama olduğunu kanıtlamak için kullandığım kanıtı yok ettin.
Nixon was going to be a great President until Kennedy wrecked this country.
Yardımınız gerekli. Ne zaman?
- My marriage is wrecked.
Evliliğim sona erdi.
Wrecked them both playing college football.
Futbol oynadığım yıllarda her ikisini de incittim.
Get reacquainted with Celeste. And wreck her life the way she wrecked mine!
Celeste ile yeniden karşılaşıp, hayatını mahvetme fırsatını, onun bana yaptığı gibi.
You wrecked the whole scene!
Çekimi mahvettin!
I mean, having sex with your pregnant wife it's like putting gas in the tank of a car you've already wrecked.
Hamile karınla seks yapmak... çoktan hurdaya çıkardığın arabanın deposuna benzin koymaya benziyor.
Once again you've wrecked the grading curve.
Bir kez daha çan eğrisini paramparça ettin.
You wrecked the whole scene!
Tüm sahneyi mahvettin!
And since you're all so stupid to believe his lies, I don't care if your idiotic Florida trip gets wrecked or not.
Onun aptalca yalanlarına inandığınız sürece Florida gezinizin mahvolması da umrumda değil.
- This plane can't leave. This happened to me last year and almost wrecked my Christmas.
Bu geçen yıl da olmuştu ve neredeyse noelim mahvolmuştu.
- The poor girl was wrecked.
- Zavallı kız yıkılmıştı.
I know I'm wrecked and I'm gonna crash.
- Tek bildiğim yorgunum ve uyuyacağım.
This one's computer system's wrecked.
Bu defakinin bilgisayar sistemleri mahvoldu.
You wrecked everything.
Sen herşeyi paramparça ettin.
The power couplings are wrecked.
Güç bağlantıları harap oldu.
They tried this in Russia and wrecked the country.
Bunu Rusya'da denediler ve ülkeyi mahvettiler.
You totally wrecked Jessica. - Jessica.
Sen Jessica'yı tamamen mahvetmişsin.
The house would be wrecked and I'd have to clean it up.
Ev dağınık olurdu ve temizlemek zorunda kalırdım.
Daddy, we wrecked the car.
Baba arabaya hasar verdik.
Mom, Bart wrecked my project, and the science fair's in three days.
Anne, Bart projemi mahvetti, ve bilim fuarına 3 gün kaldı.
We almost wrecked.
Neredeyse çarpacaktık.
Inordinate concern for beauty has wrecked more lives...
Güzelliğe olan bu aşırı ilgi hayatları alt üst ediyor.
- Wrecked lives?
- Hayatları alt üst mü ediyor?
We push him off the cliff onto the wrecked car.
Onu da arabasının peşinden kayalıklardan aşağı atacağız.
We'll do it where I wrecked the car.
- Ne anlatıyorsun sen? - Arabanın düştüğü yerde yapacağız.
I just wrecked his car.
Onun arabasına çarptım.
You were the one who wrecked the plane I built for the school festival!
Okul festivalinde uçağımı hurdaya çevirdin!
You've always taken... everything that's important to me and wrecked it!
Sen daima herşeyi yokedersin...
My life is wrecked.
Hayatım mahvoldu.
Sorry I wrecked your house.
Evini ezdiğim için özür dilerim.
They stripped him, and tortured him, and wrecked my new tractor!
Soymuşlar ve eziyet etmişler ona... yeni traktörümü de mahvetmişler!
I had a chick over who wrecked it.
Kuşun biri gelip çarptı.
and leave two countries wrecked, and so on.
Benim, ortalama bir insan ve bir biyolog olarak, basının filtrelediği bir, iki yayın okuyabilir miyim?
Wrecked.
Mahvoldu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]