English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / Yes i can

Yes i can translate Turkish

4,937 parallel translation
Yes I can. I'm running the show now.
Bu gösteriyi artık ben yürütüyorum.
Yes, I can, son
Getirebilirim
Well, I haven't spoken to them about it yet, but yes, I'm sure they can.
Daha onlarla bu konuda konuşmadım ama eminim tıkabilirler.
Can you believe this crap? Yes, I can.
- Sen bu saçmalığa inanıyor musun?
Yes, I know, love, but I can't do anything about it.
Evet, aşkım biliyorum ama bu konuda bir şey yapamam.
Yes, I can.
Evet, kullanabilirim.
- Yes, I can.
- Hayır, ben durdururum.
I'm like, yes, I want to hear about your fantasy football team, of course.
"Evet senin fantezi futbol takımını duymak için can atıyorum" der gibiyim.
Yes, Ryan, I can.
Evet, Ryan duyabiliyorum.
Can I talk to Cam? Uh, yes.
- Cam'le konuşabilir miyim?
Well, yes, you can throw me in prison if you want, but... I accepted you as a patient out of kindness.
İstersen beni hapse attırabilirsin ama ben seni nezaketten kabul ettim.
Oh, yes. On mom's birthday, I can't go home.
Bu arada bu sene doğum gününde yanında olabileceğimi sanmıyorum.
Oh, yes, I can.
Yaptım da.
Yes, I did, and then she shot me, so I'm a little bit angry, and I'm a little bit hungry, but luckily, you can help me out with one of those things.
Evet buldum ve sonra o beni vurdu. O yüzden biraz kızgınım, biraz da açım. Ama şansıma bunlardan biri için bana yardımcı olabilirsin.
Yes, yes, yes! Can I... can I?
, evet, evet, evet Bunu... bunu?
Yes, you do, because you know that I can't say no.
İstiyorsun çünkü sana hayır diyemeyeceğimi biliyorsun.
Yes, I can.
Evet, yapabilirim.
Yes, I can. In terms of economics, how has it changed society, religion?
- Ekonomiyi de göz önünde bulundurarak toplum ve dindeki etkileri nelerdir?
I have dreamed of Lavon proposing since the first time he kissed me, and I've dreamed how I'd say yes and how I'd cry and how I would tell him I can't wait to be his wife
Beni ilk öptüğünden beri Lavon'un evlenme teklif edeceği anı hayal ediyordum. Nasıl evet diyeceğimi, nasıl ağlayacağımı hayal ettim. Eşi olmak için sabırsızlandığımı ve onunla 19 çocuk yapmak istediğimi söylediğimi.
Yes, but I can't believe Carmen's Troubled.
Evet ama Carmen'ın sorunlu olduğuna inanmıyorum.
I'm trying to control something I can't control? Yes. Yes.
- Kontrol edemeyeceğim şeyleri kontrol mü etmeye çalışıyorum?
- N--yes, can I have her?
- Ha- -, evet, onu alabilir miyim?
Yes, I can.
Evet, geliyorum.
Yes, he's in the same place every night. - Yes, I can take you there.
Evet, her akşam orada ve evet, sizi götürebilirim.
Yes, I can see you.
- Evet, duyuyorum.
Yes, sir, can I help you?
Buyurun, nasıl yardımcı olabilirim?
Yes, I really can.
Evet, yapabilirim.
Why, yes, I'd love to go to the Super Bowl with you... But I'm afraid I can't.
Ben de Super Bowl'a sizinle gelmeyi çok isterim maalesef yapamam.
Yes, mate, can I just get two pints of bitter and...?
Evet dostum, bana iki tane Arjantin ile bir de...
I can't believe I'm saying this, but yes.
Bunu söylediğime inanmıyorum ama evet.
Yes! I can.
Kullanabilirim.
Yes, but I still have 4,000 lives left
Evet, ama hala 4000 canım var.
- Can I have a sleeping pill? - Yes.
- Uyku ilacı alabilir miyim?
Yes, I can...
Evet yapabilirim.
Yes. That is my child! Okay, so I can screw some whore on shore leave, but this is over the line?
- Sahil kenarında bir fahişeyle yatabilirim ama bu çizgiyi aşar mı?
Yes finally I can sleep.
Öyle, en nihayet uyuyabiliyorum.
- Yes, it is suspicious, which is why the sooner I'm out of the shadows and back in her orbit, the better I can... rattle her.
- Evet, bu şüpheli bir durum, o yüzden bu kadar erken gölgeden çıkıp onun yörüngesine girdim ve daha iyi şey... onu dürtmek olucak.
Yes, Damon. I can read your mind again.
Evet Damon, yeniden zihnini okuyabiliyorum.
Yes, I can.
- Durdurabilirim.
- Can I have a word with you? - Yes.
- Bazı düzenlemeler için gelebilir misiniz?
But I can still call him? Yes.
- Peki ama onu çağırabilir miyim?
Actually, yes, I know, Barney, I can't tell you how much we've pushed back, because according to this gag order, if I do tell you, I will spend the next five years in prison.
Açıkçası, evet, ben biliyorum Barney, size kaç kere geri çevirdiğimizi söyleyemem,... çünkü bu medya yasağına göre, eğer bunu söylersem,... önümüzdeki beş yılı hapiste geçiririm.
- YES, WELL, GIVEN OUR HISTORY, I CAN UNDERSTAND THAT, BUT I HAVE TO SEE HER ONE MORE TIME.
- Evet, geçmişimizi göz önünde bulundurarak, bunu anlayabilirim ama onu en azından bir kere daha görmeliyim.
- Oh, I can do it. Yes.
- Ben imzalayabilirim.
Yes, and I can prove it in a court of law.
Evet, ve bunu mahkemede kanıtlayabilirim.
Yes, I can understand that.
Evet, bunu anlayabiliyorum.
- Yes, I can see that.
Ne var orada, 15 birlik mi?
Yes, I can.
- Alabilirim.
Yes, but technically, I can't be your attorney unless I collect fees.
Evet, ama teknik olarak, bir şeyler almadığım sürece avukatın olamam.
I think we can find a better outlet for our grief than this, yes?
Bence bu acı olaydan kurtulamanın daha iyi bir yolunu bulabiliriz.
- Yes, I fucking can.
- Evet, konuşabilirim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]