English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / Yes i have

Yes i have translate Turkish

5,938 parallel translation
Perhaps, yes, but I have this one in utter panic.
Belki de öyle lakin bunu panik içerisinde yaptım.
Yes, and I likewise am disappointed that you have not. Amateur.
Senin saklamaman da beni hayal kırıklığına uğrattı.
Yes, I think you might have mentioned that.
Evet, ondan bahsetmiştin sanırım.
When you proposed, I should have said yes, I was just scared.
Teklif ettiğinde evet demeliydim, korkmuştum sadece.
I have not seen this book since... Yes...
Şeyden beri bunu görmemiştim...
- Yes, I have her location.
- Evet, konumunu belirledim.
- Yes. I have to.
Gitmem gerek.
I have interesting news from Paris. Yes?
- Paris'ten sana ilginç haberlerim var.
You got your grandmas coming over, and tonight we have the Christmas pageant. I'm an angel! Yes, you are.
Yani bu, Noel gecesi, büyükanneleriniz gelecek ve bu gece Noel'i kutlayacağız.
I see. Yes, they would have liked this very much.
Evet, bunu çok severlerdi.
Yes, I have a question.
- Benim bir sorum vardı.
Yes. I don't have to tell you what that's for, do I?
Ne için olduğunu sana söylemem gerekmiyor, değil mi?
Yes, I am. Happy to have it. Goes with being smart.
Öyleyim ve bundan memnunum da, insanın zeki olmasını sağlıyor.
Do you think I should have said yes?
Sence ona evet mi demeliyim?
Yes, I have felt that, and I've got the scars to prove it.
Evet, bunu daha önce yaşadım. Kanıt olarak yara izlerim de var.
- Yes, I have.
- Evet, öyle.
Yes, I have a better office, a hotter secretary, a soda machine, but it's the same job, and I cannot be that man, Shawn.
Evet, daha iyi bir ofisim, daha seksi bir sekreterim bir gazoz makinem var, ama aynı işi yapıyorum. O adam olamam, Shawn.
- Yes, I've got so many years ahead of me to obsess about what my life could have been.
Evet. Hayatımın nasıl olabileceğini takıntı haline getirmek için önümde uzun yıllar var.
Oh, yes, so I have.
Evet, öyle.
Well, I asked her, so, yes, I have.
Teklif ettim, yani evet.
Yes, I have.
Evet, duydum.
Yes, apparently I have fans now.
Evet, öyle görünüyor ki artık hayranlarım var.
Well, yes, I have, but that doesn't change anything.
Evet ama bu hiçbir şeyi değiştirmez.
So, yes, I will come along and listen to you and your trustees, once you have brought me the title deeds to the hall, and have them transferred over to Holy Mother Church.
Yani, evet, aranıza gelip seni ve heyetinizi dinleyeceğim, Salonun tapu evrakını bana getirip, kutsal kiliseye devrettiğin zaman.
Yes, I have a friend there who has a nice, warm room.
Orada güzel, sıcak bir odası olan bir arkadaşım var.
Yes, I have a dog.
Evet, bir köpeğim var.
Do you have any idea why I pulled over? I parked my vehicle illegally in the middle of the road which causes the same safety hazard as leaving a vehicle unoccupied. Yes.
- Neden durduğum hakkında bir fikriniz var mı?
Yes, well, I have nothing to hide.
Evet, saklayacak bir şeyim yok.
hi, yes, no, I'm not going to be late, meetings in 12 minutes and I have a 10 minute walk.
Alo, evet, hayır, geç kalmayacağım. Görüşme 12 dakika içinde ve 10 dakikalık mesafedeyim.
Actually, I'll have one, yes.
Aslında alacağım.
I'm sorry, you have to answer "yes" or "I do."
Özür dilerim, "evet" ya da "anladım" diye cevap vermelisin.
Yes, I have ten dollars on that.
On dolar benden.
Yes, well, I don't have time, so if I could get something, like, now, please.
Evet ama benim vaktim yok. Yani birazcık verebilirsen.
Yes, um, I really shouldn't have left her alone.
Onu yalnız bırakmamalıydım.
Yes, right. I'll make sure that they have five dollars.
Evet doğru. 5 dolarları olduğundan emin olacağım.
Yes, I have.
Tabi, izledim.
Yes, but as long as I have it, it's no good to you.
Evet ama bende olduğu sürece senin de işine yaramaz.
Of course not! Yes, I have.
Evet gittim.
Yes, for kings of the city, but I, too, am a King, and I have rules.
Farkındayım, şehirdeki krallara özel. Fakat ben de bir kralım. Ve benim de kurallarım var.
Yes, it's a word, which, when put in a proper sentence, I usually have no problem understanding.
- Evet, bir kelime uygun bir cümlede kullandığınızda genellikle anlama sorunum olmuyor.
If I said yes, would that have any impact - on you at all?
- Eğer evet dersem, senin üzerinde hiçbir etkisi olur muydu?
Oh, yes, I have.
Evet, gördüm.
Yes, I need a file of everything you have that does concern a parent.
Aileler ile ilgili ne varsa dosyalayıp bana vermenizi istiyorum.
- I have to tell you... 38.907... 2309. Yes.
- Evet.
Why, yes, I have.
Tabii, kazandım.
Yes, it did, and I have made the necessary corrections.
Evet, oldu. Ama ben de gerekli düzeltmeleri yaptım.
- Yes. It's just I have to make this decision by tomorrow.
Yarına kadar büyük bir karar vermem gerek.
Yes, I have sinned.
Evet, günah işledim.
Yes, well, I already have.
Evet, buldum zaten.
I happen to have some money right now, yes, but this is owed to a very violent predatory lender.
Şu an üzerimde para var evet ama bu cidden saldırgan yağmacı bir kişiye olan borcum.
Yes, I hear the two of you have been spending a lot of time together.
Evet, ikinizin birlikte epey vakit geçirdiğinizi duydum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]