English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You're leaving tomorrow

You're leaving tomorrow translate Turkish

102 parallel translation
You're leaving tomorrow.
Yarın gidiyorsun.
- you're leaving for Amalfa-Pass tomorrow - not me, I'm beginning to like this town.
Yarın Amalfa Boğazına'na doğru yola çıkıyorsun. Gitmem. Burayı sevmeye başladım.
I'm leaving tomorrow and you're coming with me.
Yarın buradan gidiyorum ve sen de benimle geliyorsun.
Cronin, you're leaving for the front tomorrow.
Cronin, yarın cepheye gidiyorsun.
- So you're leaving tomorrow?
- Yarın yola çıkacaksın, öyle mi?
You're leaving tomorrow?
Yarın mı gidiyorsun?
- True you're leaving tomorrow?
- Yarın gideceğin doğru mu?
You're leaving tomorrow and you're not coming back.
Yarın buradan gidiyorsun ve geri dönmüyorsun.
You're leaving tomorrow?
- Yarın gidiyor musunuz?
You're leaving tomorrow.
Yarın ayrılıyorsunuz.
You're leaving for Jackson tomorrow morning.
Yarın sabah Jackson'a yola çıkacaksın.
You're leaving tomorrow?
- Yarın mı gidiyorsunuz?
You're leaving tomorrow yourself.
Yarın sen de gidiyorsun.
You're leaving tomorrow
Yarın gideceksin
You're leaving for Monaco tomorrow, huh?
Yarın Monaco'ya gidiyorsun, hah?
Now, the buses are leaving tomorrow morning at 6 : 30 to pick up the kids, and it's very important you get your bus assignments to know which group of kids you're in charge of.
Otobüsler çocukları almak için yarın sabah altı buçukta hareket edecekler. Hangi gruptan sorumlu olduğunuzu anlamak için görev evraklarınızı teslim almanız önem taşımaktadır.
All I know is that you're leaving tomorrow on a submarine.
Tek bildiğim yarın denizaltıyla ayrılacağın.
I'm glad you're leaving tomorrow.
Şükürler olsun ki yarın ayrılıyorsunuz.
[Chattering] So, you're leaving us tomorrow, huh?
[hışırtıları] gittikleri Yarın?
- You're leaving tomorrow?
- Yarın mı gidiyorsun?
He came into the office and he stood there and he yelled "I might be leaving tomorrow, but goddamn it, you're leaving tonight."
Odama geldi ve bağırmaya başladı "Ben yarın gidebilirim, ama sen bu gece gidiyorsun."
"I might leave tomorrow but goddamn it, you're leaving tonight."
"Ben yarın gidebilirim ama sen bu gece gidiyorsun."
By the way, you're leaving tomorrow.
Bu arada, yarın buradan gidiyorsun.
I know you're leaving tomorrow and I'm going to miss you, man.
Yarın gideceğini biliyorum, seni çok özleyeceğim dostum.
I'm leaving tomorrow, so I thought you might want to take another look at the blueprints for the warehouse while you're making your decision.
Yarın gidiyorum da. Kararını verirken deponun planlarına bir kez daha bakmak istersin diye düşünmüştüm.
You're always leaving tomorrow, Glen.
Hep yarın ayrılıyorsun, Glen.
- You're leaving tomorrow.
- Yarın gidiyorsunuz.
I understand you're leaving tomorrow?
Yarın gidiyordunuz değil mi?
You're leaving tomorrow? Mm-hm.
- Yarın mı gidiyorsun?
Did you tell her you're leaving tomorrow?
Yarın ayrılacağını söyledin mi ona?
I've heard you're leaving tomorrow.
Yarın yola çıkacağını duydum.
That you're leaving tomorrow?
Yarın gidiyor musun?
You're leaving tomorrow?
- Yarın mı gidiyorsun?
You're leaving tomorrow.
Yarın gidiyorsunuz.
- You're leaving tomorrow?
- Yarın kaçta gidiyorsunuz?
I mean, you're leaving tomorrow, and what if I never...?
Yani... ya ben hiç... ya biz hiç... Yarın gidiyorsun ve...
So you're leaving tomorrow morning.
Demek yarın sabah gidiyorsun.
Hey, Rach, you're leaving tomorrow.
Rach, yarın gidiyorsun.
- You're leaving tomorrow at 9.
- Yarın saat 9'dan önce ayrılacaksınız.
I heard you're leaving tomorrow.
Yarın gidiyormuşsunuz diye duydum.
You're leaving tomorrow.
Yarın gidiyorsun.
You're really leaving tomorrow?
Gerçekten yarın gidiyor musun?
Brooke, considering you're leaving, tomorrow, it can't wait.
Brooke, yarın gittiğini hesaba katarsak, bekleyemez.
I can't believe you're leaving tomorrow.
Yarın gideceğine inanamıyorum.
'Cause... i mean you're leaving tomorrow.
Yani, yarın gidiyorsunuz ya.
You're leaving tomorrow.
Yarın buradan gidiyorsun.
I heard you're leaving tomorrow.
Yarın buradan gideceğinizi duydum.
Nothing, I came to tell you you're leaving tomorrow.
Hiç, buraya yarın ayrılacağını söylemeye geldim.
Don't forget you're leaving tomorrow.
Unutma yarın gidiyorsun.
- Since you're leaving tomorrow,
Naber?
You're leaving tomorrow.
Yarın ayrılıyorsun.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]