English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You're ready to go

You're ready to go translate Turkish

388 parallel translation
Eh, a promise qin't worth a gold urn when you re ready to go.
Söz, senin gitmeye hazırlandığında, altın, bir semaver değerinde değildi.
Oh, you're all ready to go. My, you both look awful nice!
Hazırsınız demek. ikiniz de harika görünüyorsunuz.
If you're ready, we'll go over to the hotel.
Hazırsanız otele gideceğiz.
When you're ready to go I'll come back.
Gitmeye hazır olduğunuzda geri dönerim.
Here you're getting ready to go off on something really tough, and you're worrying about me.
Sen burada çok zorlu bir göreve çıkmaya hazırlanıyorken bir yandan da benim için endişeleniyorsun.
I wish you would let me stay here until you're ready to go, sir.
Keşke siz gitmeye hazır olana dek yanınızda kalmama izin verseniz efendim.
- Nelson, you're ready to go, I think.
- Nelson, bence gitmeye hazırsın. - Evet, efendim.
And here, just the year when they're getting ready to graduate, you go and...
Ve şimdi, tam mezun olmaya hazırlandıkları sene, gidip...
But you'll just go through the motions till we're ready to open the club.
Kulübü açmaya hazır olana kadar onu oyalayacaksın.
We're here to give you escort... as far as La Mesilla, if you're ready to go.
Hazırsanız, Mesilla Kasabası'na kadar size eşlik edelim.
Are you sure you're ready to go?
Gitmeye hazır olduğundan emin misin?
Well, sir, now that we're ready to give it a go, would you like to make a little wager?
Efendim, hazır başlamadan önce, küçük bir bahse ne dersiniz?
Just when we're getting on our feet you're ready to let it all go right to hell!
Tam kendi ayaklarımız üzerinde durmayı başarmışken her şeyi mahvediyorsun!
Mama, you look like you're ready to go chop some cotton, sure enough.
Anne pamuk toplamaya gidecekmiş gibi görünüyorsun.
Are you ready, Mademoiselle Marie, we're about to go, hurry up.
Hazır mısın, Matmazel Marie? Gidiyoruz, acele et.
Well, I can see you're all ready to go, so I'll just wish you good luck - in your latest venture.
Görüyorum başlamaya hazırsınız. Son girişiminizde başarılar dilerim.
I can see that you're all ready to go, so I'll just wish you good luck... in your latest venture, "The Battle of Pearl Harbor."
Başlamaya hazır olduğunuzu görüyorum, size son teşebbüsünüzde bol şans diliyorum : "Pearl Harbor Muharebesi."
Actually, that's a pretty good sign that you're ready to go back.
- Tamam, tatlım. - Kıskaç.
You're all ready to go.
Gitmeye hazırsın.
We're gonna lay low until you're ready to go.
Sen hazır olana kadar, kalacağız.
We'll send word when we're ready to go, if you want to say goodbye.
Güle güle demek isterseniz, çıkarken haber göndeririz.
That way when you're ready, you'll... you'll know where to go.
Böylece hazır olduğun zaman nereye gideceğini bilirsin.
If you're ready now, we'd like to go into town this morning.
Eğer şimdi müsaitsen, bu sabah kasabaya gitmek istiyoruz.
We're going to go on, so you got to get ready to hold on.
Devam edeceğiz, o yüzden sakın bırakmayın.
And you're ready to go on national television and blame the CIA?
Televizyona çıkıp CIA'i suçlamaya hazırsınız yani?
You go tell dogface we're ready to go.
Git ve o köpeğe hazır olduğumuzu söyle!
ANY TIME YOU'RE READY TO GO YOU JUST CALL THIS NUMBER.
Hazır olduğunuz herhangi bir zaman sadece şu numarayı aramanız yeterli.
You just pop in a cassette and you're ready to go.
Tek yapman gereken bir videokaset yerleştirmek.
When you're ready, go to the dining hall.
Hazır olduğunuzda eşyalarınızı yemekhaneye bırakın.
You're ready to go on the line on this?
Bu konuyu televizyona çıkartmaya hazır mısın?
Doctor, I have the chart, if you're ready to go over it.
Doktor, üzerinden geçmek istersiniz diye çizelgeyi getirdim.
[Richard F. Gordon, Jr. ] You're in your work clothes, ready to go to work.
İş kıyafetlerini giymişsin, işe gitmeye hazırsın.
You're ready to go.
Gitmeye hazırsınız.
When I get you primed, painted and weighed... you're going to be ready to go out on that racetrack.
Daha mükemmel, daha güzel ve harika olunca yarış pistine çıkmak için tamamen hazır olacaksın.
You're all ready to go!
Gitmeyi mi düşünüyorsun?
I'm going over with my father. Anton has the other car. He'll take you over when you're ready to go.
Babamla gidiyorum Anton, seni götürecek.
Looks like you're ready to go back to work.
İşe dönmeye hazır gibi görünüyorsun.
And by the way in case you're wondering why I'm in my pajamas I wear them under my clothes so I'm ready when a chick wants to go to bed.
Bu arada Neden pijamalı olduğumu merak ediyorsanız. Söyleyeyim : ... Bir çıtır yatağa girmek istediğinde hazır olmak için kıyafetlerimin altına giyiyorum.
I think you're ready to go back to school.
Bence okula geri dönmeye hazırsın.
- Hey, hey, call me when you're ready to go to sound check. - Yeah, don't worry'bout it now.
Her şey hazır olduğunda bana haber ver.
And in the meantime, I want you to know... you can stay here with me until you feel... you're ready to go back to your own apartment. We'll get you through this.
Ve bu süre içinde bilmeni isterim ki kendi evine dönmek için kendini hazır hissedene kadar burada benimle kalabilirsin.
Or things might suddenly jump into focus. Other than that, you're ready to go.
Ya da, bir şeyler birden bire odağını yitirebilir.
Tell me when you're ready to go.
Partinin keyfini çıkarın ve hazır olduğunuzda bana haber verin. Hiç sorun değil.
We're going to poke a hole up here if you're ready to go.
Gitmeye hazırsanız burada bir delik açacağız.
You're ready to go out and find a good use for your talents.
Gidip yeteneklerini faydalı bir şekilde kullanacak yer bulmalısın.
- We're ready to go if you are.
Sen hazırsan biz de hazırız. Hayır.
I suppose it would be foolish to ask if you're ready to go.
Sanırım gitmek için hazır mısın diye sormak aptalca.
I was just ready to go home and I was thinking about your situation you know, with this Prankster, and I thought I'd call to see if you're okay.
Tam eve gitmeye hazırlanıyordum ve senin durumunu düşünüyordum biliyorsun, şu Şakacı ile olan ve iyi olup olmadığını görmek için aramayı düşündüm.
I feel, Scully, that you believe you're not ready to go.
Biliyorum ki, Scully,... gitmeye hazır olmadığına inanıyorsun.
You took it like a man, therefore we have decided that you're ready to go to the cliffside school for Boys.
Bu nedenle seni Cliffside'a göndermeye karar verdik -
I'll have the ship ready to go in six hours and you're all going to be on it.
Gemiyi altı saat içinde gitmeye hazır hale getiririm ve hepiniz de içinde olacaksınız.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]