English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You fucking

You fucking translate Turkish

40,988 parallel translation
You fucking take songs, real songs, and you... you make noise over it and say a bunch of rhymes a ten-year-old can make up in their sleep.
Gerçek şarkıları alıyorsunuz, üstüne gürültü ekliyorsunuz. Sonra on yaşındaki çocuğun uykusunda uyduracağı sözler ekliyorsunuz.
You fucking my wife?
Karımı mı düzüyorsun?
If you defied my order like that inside, I'd make you fucking bleed.
Eğer tekrar emrime karşı gelirsen kan kaybından ölmeni sağlarım.
Did she slip you her number- - would you fucking forget about it?
Numarasını sana... Bunu unutacak mısın?
Fuck you, you fucking asshole!
Senin de sülâlenin de...
Are you fucking kidding me?
Şaka mı bu?
I ought to fucking fire you, man.
Seni kovmalıyım dostum. - Kovmak mı?
- Yeah. - Every time I think you're a genius, you go Jerry's kids on me like a fucking retard.
- Seni deha sandığımda gerzeklik ediyorsun.
So, you'll feel me in 31 flavors when I say it is not a matter of if the get down is gonna be very fucking profitable... it is a simple matter of when.
Yani "olay get-down'ın ileride korkunç kazançlı olup olmayacağı değil, ne zaman korkunç kazançlı olacağı" dediğimde bana inan.
Yo, you're fucking crazy, man.
Sen delirmişsin dostum.
Anybody ain't up these fucking stairs and in this house by the time I count five, I'm gonna beat the black off you. This is your fault.
Beş dediğimde bu lanet merdivenden çıkıp eve gelmeyen olursa sizi renginiz beyazlayana kadar döverim.
You ain't about to be no fucking disco queen.
Disko kraliçesi olamazsın!
I stand up to them... you don't got a fucking DJ no more, man!
Onlara kafa tutarsam artık DJ'in falan olmaz dostum!
- I'm not fucking asking you, man.
- Sana sormadım ulan.
Annie, you're not gonna replace the DJ for a fucking band.
Annie, DJ yerine lanet bir müzik grubu tutamazsın.
You pull a fucking gun on me, you'd better use it.
Bana silah çekeceksen kullansan iyi edersin.
And that Saturday Night Fever guy, he really gonna put you and "Toy Box" in his fucking movie.
Ve o Cumartesi Gecesi Ateşi yapımcısı gerçekten seni ve "Toy Box" şarkısını filmine koyacak.
I'm telling you, man. Every single one of them, man, they're fucking cheerleaders, brother.
Benden söylemesi.
Man, I know you like the fucking kid.
Bak, şu çocuğu sevdiğini biliyorum.
You'll get your fucking hands dirty like the rest of us.
Geri kalan herkes gibi zamanı gelince sen de elini kirleteceksin.
You think you're bad ass'cause you put your tips on some fucking Toad?
Anladım. Sağlam olduğunu düşünüyorsun çünkü birinin ağzının payını verdin.
Don't you see me fucking coming?
Geldiğimi görmüyor musun?
You can't ask me to wear a fucking wire! Don't come to me with that!
Benden mikrofon takmamı isteme!
That means I'm a fucking dead man! If I'm a dead man, you ain't got shit!
Beni öldürürler!
You're a fucking loser!
Zavallı adamın tekisin sen!
I fucking owe you one.
Sana borçlandım.
Well, 10 years... You think the fucking honour of being one of us ends at the gates?
10 yıldır... kapıdan çıkınca bizle işinin biteceğini mi sandın?
Before you say another fucking word... think of your family in this decision.
Sen başka bir bok söylemeden önce bu kararda aileni bir düşün derim.
You lie to me again, I'll blow your fucking head off!
Yine yalan söylersen kafanı uçururum!
You're gonna forget they're there... and you're gonna fucking vanish.
Silahların orada olduğunu unutacaksın. Ve buralardan siktir olup gideceksin.
That's gotta be the 15th fucking time you said "that-a-way."
- Şu yana. 15. kez "şu yana" diyorsun.
I bid on contracts from foreign governments to procure for them anything they need in bulk, grain, seed, fertilizer, fucking nuts and bolts, what have you.
Yabancı hükümetlerle ihtiyaçlarını tedarik için anlaşıyorum. Hububat, tohum, gübre, somun, civata, vs.
'Cause you're a namby-pamby, little fucking pain in the ass.
Çünkü pısırık bir başbelasısın.
Martin, you do not want to be standing in my fucking way right now.
Martin, önümde durmak istemezsin.
I will fucking murder you!
Seni geberteceğim.
Terri : I will fucking kill you!
Sizi geberteceğim.
... fucking calling the motherfucking cops on you!
... lanet polisleri arıyorum.
Would you please fucking call me frank already?
Bana artık Frank de.
You got some grande fucking cojones showing your face around here again, bro.
Yüzünüzde tekrar yüzünüzü gösterecek cojonlarınız var, kardeşim.
- Then I'll fucking kill you.
- O zaman seni öldüreceğim
You think I'm some kind of fucking idiot?
Sence ben salak olduğumu mu düşünüyorsun?
Goddammit, what'd I tell you, you're not a fucking DJ!
Lanet olsun, sana ne diyeyim, lanet olası bir DJ değilsin!
Easy, don't move, don't fucking move, you hear me?
Sakin ol, kıpırdamayın, beni duyuyor musun?
And you've been fucking her?
Ve sen ona lanet müsün?
Now, why don't you just open the fucking envelope?
Şimdi şu lanet zarfı neden açmıyorsunuz?
You need to ask a far more important question, which is, where will you get a chemist insane enough to work for you if you decide to add fucking chlorate to these vats?
- Hayır, hayır. Çok daha önemli bir soru sormalısınız. O da bu fıçılara klorat eklemeye karar verirseniz bu işi sizin için yapacak deli kimyageri nerede bulacaksınız?
You have to improve your fucking game!
Siktiğimin oyununda gelişme kaydetmelisin!
You can catch it from fucking.
Hastalık ilişkiyle sana geçebilir.
Since you came back, our fucking has become almost murderous.
Döndüğünüzden beri karımla birlikteliklerimiz neredeyse ölümcül.
But you could allow your cunt to swallow the work of an honest man, who will promise to buy you the finest china... if you just agree to stop fucking bleeding.
Ancak şu lanet kanamaya son vermeyi kabul edip sana en güzel porselenleri alacak olan bu namuslu adamın uğraşlarını içine alması için amına müsaade etmelisin.
Do you want the fucking job or not?
İstiyor musun, istemiyor musun?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]