English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You understood

You understood translate Turkish

2,196 parallel translation
You understood.
Anladın mı?
Unfortunately, you understood wrong.
- Sorun şu ki zamanım yok. Çünkü bir günah çıkartmam var ve...
I thought you understood.
Anlayacağını sanmıştım.
I thought you understood that this marriage was based on mutual love, mutual respect and companionship.
Bu evliliğin karşılıklı sevgi, karşılıklı saygı ve arkadaşlık temeline dayandığını anladığını sanmıştım.
I thought you understood me.
Beni anladığını sandım.
And the only way to bring them together was by your death. You understood.
Onları bir araya getirmenin tek yolu senin ölmendi ve bunu sen de anlamıştın.
I thought you understood how I felt about this.
Bu konuda nasıl hissettiğimi anladığını sanıyordum.
Have you understood?
Anladın mı?
So, Rachel... do you think you understood the message I was trying to get across with that ballad?
Rachel sence bu balad ile sana ne mesaj vermeye çalıştığımı anladın mı?
- I thought you understood when we got involved.
En başında her şeyi anladın sanmıştım.
Have you understood it?
Sen anladın mı?
Thank God, you understood my plight.
Allah'a şükür, durumumu anladın.
But I hope you understood... what I meant to tell you.
Ama umarım ne demek istediğimi anlamışsındır.
I thought you understood that.
Bunu anladığınızı sanmıştım.
I understood that you ex cop.
Eski bir polis olduğunuzu biliyorum.
I understood that you are retired. I see that you also firearms have taken.
Emekli olmanıza rağmen... ateşli silahlar taşıyorsunuz.
Seeing his face you must have understood..
Onun yüzünü görünce anlamış olmanız lazımdı
Would you have understood if she would have said it in English?
Eğer O ingilizce söyleseydi anlar mıydın?
I only understood after I saw how you'd hurt her.
Onu incittiğini gördükten sonra ancak anlayabildim.
You really haven't understood a thing.
Hiçbir şey anlamıyorsun.
You must have understood that Gullberg shot Zalachenko, right?
Gullberg'in Zalachenko'yu vurduğunu biliyorsun, değil mi?
You never understood that contact can be a part of the treatment - - That creates closeness and trust.
Fiziksel temasın tedavinin bir parçası olduğunu asla anlayamadın ilgi, yakınlık ve güveni geliştirmek için olduğunu.
And he meant it like as an insult, you know and I understood what he was saying.
Bunu hakaret olarak söylemişti,.. ... ne demek istediğini anlamıştım.
Have you understood everything?
Her şeyi anladın mı?
And you know, when she asked that, I understood.
Bunu sorduğu zaman anladım.
What you said... there odeve I'm not sure that I understood.
Ne dedin sen... orada anladığımı sanmıyorum.
You still haven't understood?
Hâlâ yazamadınız kafanıza.
- Understood. - Take care. See you.
Hadi kendine iyi bak.
Have you still not understood that?
Hala bunu anlayamıyor musun?
Nevertheless, you were just doing your job, and Godfrey should have understood that.
- Yine de siz işinizi yapıyordunuz. Profesör Godfrey'nin anlaması gerekirdi.
Have you heard and understood your rights? Yes.
Haklarınızı duydunuz ve anladınız mı, Bay Vargas?
You know, I've never understood why Sean got into business with you in the first place.
Artık temizim. Sean'ın daha en başında seninle neden ortak olduğunu hiç anlamadım.
He understood that if you introduced a very low grade of seafood to a population a little bit at a time, peoples'stomachs would adapt.
Ernie gelen müşterilere başlangıç olarak hafif yağlı deniz ürünleri vererek, midelerinin yemeğe adapte edilmesi gerektiğini anlamıştı.
I understood you and Annie had broken off your engagement!
Anladığım kadarıyla Annie'yle nişanınızı bozmuşsunuz.
But I thought he understood that-that you were doing this for the kids.
Ama bunu çocuklar için yaptığını anladığını sanıyordum.
Call me if you've understood anything.
Bir şey anladığında beni ara.
I think you haven't understood what I said.
Sanırım dediklerimi anlamadın.
Thanks at last you've understood my son.
Şükürler olsun sonunda oğlumu anladın.
What you heard back there, I want you to forget it. Understood?
Bak, orada duyduklarını unutmanı istiyorum.
I never understood but I sympathised when you told me
Hiç bir şey anlamadım ama sen söyleyince fark ettim
I thought you were the man who understood human behavior.
İnsan davranışlarından anlayan bir adam olduğunu sanmıştım.
You and I always understood each other without saying much.
Çok bir şey söylemeden anlaşırdık ikimiz.
Have you heard and understood these rights, sir?
Haklarınızı duyup anladınız mı, efendim?
You see, no one really understood the real me.
Gördüğünüz gibi, kimse beni gerçekten anlayamıyor.
You're the one who understood why I needed to find my father.
Babamı neden bulmam gerektiğini anlayan tek kişi sensin.
Looks like you still haven't fully understood the situation you're in.
Sen durumun pek farkında değilsin sanırım!
In antiquity a "blood-guilt" was understood to be a kind of curse that clung to you from the blood of the person whose murder you were involved in.
Eski çağlarda, "aileye duyulan sorumluluk" denince, ölümüne müdahil olduğunuz bir kişinin kanından size bulaşan bir çeşit lanet akla geliyordu.
Have you heard and understood these rights?
- Haklarınızı duyup anladınız mı?
Last week, I understood that you were stressed out about the Dibala MM, and I gave you your space.
Geçen hafta, Dibala ve vaka toplantısı yüzünden strese girdiğini anladım ve seni rahat bıraktım.
You sit here, understood?
Burada otur, anladın mı?
I've never understood what you liked on this woman.
ben hic anlamadim, bu kadindan ne buluyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]