You would be translate Turkish
34,706 parallel translation
Jemma, your mom told me that you would be giving me Ashley's address.
Jemma, annen bana Ashley'in adresini senin vereceğini söyledi.
That when he goes down, assuming you make it to VP, you would be the last man standing.
Başkan yardımcısı olacağını varsayarsak başkan koltuktan indiğinde son kalan sen olacaksın.
I told you this would be stupid.
Aptalca olacağını söylemiştim.
Not every day, mind you, because that would be excessive.
Her gün değil tabii, o fazla olur.
When we get to Amarillo, I think it would be best to do as I say, both of you.
Amarillo'ya vardığımızda, söylediğimi yapsanız iyi olur, ikiniz de.
Would that be the residence in Cape Breton where you lost him? I'm not sure that's fair.
Bu Cape Breton'da onu kaybettiğiniz ev mi? Bunun adil olduğunu söylemiyorum.
Would you consider two Scotland Yard detectives watching my hotel in London to be good news?
Londra'daki otelimizi izleyen iki Scotland Yard dedektifini... iyi haberden sayar mıydın?
Would you be willing to say that again under oath?
Bunu yemin ederek tekrar söyleyebilir misiniz? - Az önce dediklerinizi yemin ederek tekrar söyleyebilir misiniz? - Pardon?
Would you be willing to say that again on the stand? I... I don't quite follow you.
Sizi pek anlamadım.
But, I would be remiss if I did not remind you that former cops...
Ancak, eski bir polisin... hapiste çok iyi karşılanmayacağını...
I know that I have a tendency to be controlling, so I would rather you choose.
Kontrolcü olma eğilimim olduğunu biliyorum, o yüzden senin seçmeni tercih ederim.
No, that would be louder, but I need you to tell me what's happening in there.
Hayır. O daha sesli olurdu. İçeride ne olduğunu bana söylemen gerek.
It just seems like it would be easier - if you guys took a group photo.
Eğer bir grup fotoğrafı çekerseniz daha kolay olabilir gibi gözüküyor
You guys are telling each other that you're happy being this, when we all know that you would rather be this.
Siz birbirinize böyle mutlu olduğunuzu söylüyorsunuz ama hepimiz biliyoruz ki, böyle olmayı tercih edersiniz.
Would you be going home with a head wand?
Tekerlekli sandalyeyle eve mi dönersin?
How would you like to be a petrol filler cap?
Benzin dolum kapağı olmak istersiniz?
One plan would be, if you're playing this at home, do it on a day when there's a lot of barbecues in the area.
Eğer bu oyunu evinizde oynuyorsanız insanların barbekü yaptığı bir günde oynayın.
This isn't really working as well as we'd hoped at the moment, so we think it would be better if we went our own way and you went yours.
İşler şu an düşündüğümüz gibi gitmiyor olabilir bu yüzden, biz kendi yolumuza gitsek, sen kendi yoluna gitsen daha iyi olacak.
They had to build a car that would race at over 200mph, which was something that had never been done before, and it had to be reliable for the 24 hours of the Le Mans race - a race in which you changed gear 9,000 times
320 km / s'in üzerine çıkabilen bir araba yapmalıydılar ki bu, o güne kadar yapılabilmiş değildi....... ve araba Le Mans 24 Saat'e dayanabilecek kadar sağlam olmalıydı.
Would you be so kind as to hook up the VCR so we can watch the movie later, please?
Video oynatıcıyı hazırlar mısın, belki daha sonra film falan izleriz.
Also, William, thank you for offering to teach me piano, but I don't think at this point in our relationship it would be healthy to introduce that dynamic.
Aah, ayrıca William, bana piyano çalmayı öğretme teklifin için teşekkürler, ama sanırım bu noktada aramızdaki ilişkiyi göz önüne alırsak, bu pek de sağlıklı bir karar olmayacak.
I'd say something drew him away, but the joke would be lost on you.
Bir şey onu uzaklaştırdı derdim fakat şaka sende kaybolurdu.
Yes, I thought it would be good, if, uh... you speak, then I speak, then you speak, and we all go home.
Evet, senin başlaman daha iyi olur, eğer, uh... sen konuş, sonra ben konuşayım, sonra sen konuş, ve sonra hepimiz eve.
Agent Navabi, would you be so kind?
Ajan Navabi, zahmet olmazsa.
I mean, you would literally be sacrificing your own life for your child's.
Çocuğun için kendi hayatını feda etmiş olacaksın.
Yeah, I mean, if you hadn't been here trying to meet your crazy crush, then you probably still would have been at home asleep, and I'd be the only one left alive from our family... with no one to laugh at my sick jokes.
Demek istediğim, çılgın sevgilinle buluşmaya çalışmasaydın, muhtemelen hala evde uyuyor olacaktın ben de ailemizden sağ kalan tek kişi olacaktım. İğrenç esprilerime gülecek kimse kalmayacaktı.
I had to be sure that you would come.
- Geleceğinizden emin olmalıydım.
Uh, Happy, would it be bad if one of the wire connectors you rigged were broken by a golf ball?
Happy, taktığın bağlantı ara parçalarından biri golf topu yüzünden kırılsa kötü bir şey olurdu değil mi?
I figured with all the time spent out of the office, that dinner would be a bust, so I thought I'd help out with some Chinese food, you know?
Ofisin dışında geçirilen onca saatten sonra o yemeğin rezil olabileceğini düşündüm ben de biraz Çin yemeğiyle yardım edeyim dedim, bilirsiniz ya.
Would you be able to walk away?
Çekip gidebilecek miydin?
Next, Winston would like to be the first person to see you in your new jeans.
Hiç sanmıyorum. Ayrıca seni yeni kotunla gören ilk kişi Winston olmak istiyor.
You wouldn't happen to be Heather, would you? Yes.
- Sen Heather olmalısın, değil mi?
Well, that would be nice, but you know your mother.
- Bu güzel olurdu ama anneni biliyorsun.
We would be very happy if you stayed with us for the rest of the school year.
Okulun geri kalan dönemi için bizimle kalırsan çok mutlu oluruz.
How great would it be if you could harness the power of a young man in love?
Aşık bir genç adamın gücünü kullanabilseydiniz nasıl olurdu?
You know what? I would be shocked if you did.
Görseniz şaşardım zaten.
And there's not a day that goes by I don't think about him, so I understand how this must haunt you, knowing that your running away affected your dad the way it did and if you'd have just gone home, just gone home... your dad would probably still be alive right now.
Onu düşünmeden bir günüm bile geçmiyor, o yüzden bunun seni nasıl yiyip bitirdiğini anlayabiliyorum. evden kaçmanın babanın ölümüne neden olduğunu ve eğer eve dönseydin babanın şu an muhtemelen hayatta olacağını bilmen falan.
But, um, to be honest with you, the most painful moments of the last 40 years were... when I would think about what our lives could've been if, you know, this hadn't happened.
Açıkçası, geçtiğimiz 40 yılın en acı verici zamanı, bunlar olmasaydı hayatımızın nasıl olabileceğini düşündüğüm anlardı.
It would be easy to see how you could, uh, be tempted to try and recapture those heights.
Nasıl cazip olabileceğinizi görmek kolay olurdu Bu yükseklikleri denemek ve tekrar ele geçirmek.
Well, even if that was true, interacting with Tall Boy is no safer for you, than chatting with a heroin dealer would be for me.
Bu doğru olsaydı bile, Tall Boy ile etkileşim kurmak sizin için daha güvenli değil, Bir eroin satıcısıyla sohbet etmek benim için olurdu.
Would you be willing to describe the pilot to our sketch artist?
Çizim sanatçısına pilotu anlatmak ister misiniz?
Would you be so kind as to remove your gloves?
Eldivenlerini çıkaracak kadar nazik davranıyor musun?
- No, if your timeline was true, if you were in the basement and you heard a noise and you came up right away, Jones would still be alive, choking to death.
- Hayır, zamanlaman doğruysa, bodrumdayken ses duyup hemen yukarı çıktıysan Jones hâlâ boğuluyor olurdu.
Look, you told me when you went back to work I'd get more time with the kids, and that would be a fun thing.
Bak, işe geri döndüğünde çocuklarla daha çok zaman geçireceğimi ve bunun eğlenceli olacağını söylemiştin.
You would rather not exist than be part of my world?
Dünyamın bir parçası olmaktansa ölü olmayı tercih ettin?
Did you think I would be your mistress or...
Metresin olacağımı mı düşündün yoksa...
Your father would be very proud of you.
Baban seninle gurur duyardı.
I always knew darkness would be a lovely shade on you.
Karanlığın sana yakışacağını hep biliyordum.
I know you love your family, and it would be a tragedy if something happened to Luke... or to Yvette... sometime after you buried your son.
Aileni çok seviyorsun, biliyorum. Luke'un başına bir şey gelirse çok üzücü olur. Ya da Yvette'in...
- We used to be on the same side. - Yeah. And we still would be if you and Jason had ever learned how to play by the rules like I warned you to years ago.
- İkiniz kurallara göre oynasaydınız hâlâ olurduk, bunu sizden isteyeli iki yıl oldu.
Extortion would be threatening to compromise the American economic stability unless I fire one of my staff members because she wrote something that you didn't like.
Şantaj dediğin, beni, hoşuna gitmeyen bir şey yazdığı için bir çalışanımı kovmazsam Amerika ekonomisine zarar vermekle tehdit edince olur mesela.
you would be dead 19
you wouldn't understand 308
you wouldn't get it 22
you wouldn't like it 33
you wouldn't dare 115
you wouldn't 511
you wouldn't be here 60
you wouldn't believe me 53
you wouldn't mind 19
you wouldn't know it 28
you wouldn't understand 308
you wouldn't get it 22
you wouldn't like it 33
you wouldn't dare 115
you wouldn't 511
you wouldn't be here 60
you wouldn't believe me 53
you wouldn't mind 19
you wouldn't know it 28