You would know that translate Turkish
5,842 parallel translation
Geez, Happy, you know that there are whole sections of the Internet that would pay top dollar for a peek at these toes.
Of be, Happy internette bu ayaklara gizlice bakmak için tonlarca para ödeyecek koca koca siteler var.
I mean, I would assure you that even Obama probably got a go-go tape somewhere up in there. You know what I'm saying?
Obama'nın bile evinde bir yerlerde bir go-go kaseti olduğundan eminim.
We'd get flashy clothes and stuff like that that would look like, you know,
Daha cafcaflı kıyafetler falan almaya başladık.
This girl that was working with me at the time, she said, "I know a place in Joshua Tree that you would like."
O sırada yanımda çalışan bir kız, "Joshua Tree diye bir yer var. Çok beğenirsin." demişti.
Why would you do that, you know?
Bunu neden yapacaksınız ki?
I also know that you would have never kept a secret if I was still at NSA.
Ayrıca biliyorum ki, hâlâ NSA'de olsaydım, benden sır saklamazdın.
The maid kills Eva to protect her secret and frames you because she knows you'll be coming after her jewels. How would she know that?
Hizmetçi, sırrını korumak için Eva'yı öldürdü ve senin üzerine attı çünkü mücevherlerin peşine düşeceğini biliyordu.
How would you know that?
Bunu nereden anladın?
Which makes it all the more difficult to understand why you would tell your wife that you are immortal, why you would believe, in that moment, something that any sane man would know is impossible.
Neden karınıza ölümsüz olduğunuzu söylediniz? Neden aklı başında her insanın imkansız olduğunu bildiği bir şeyin doğru olduğuna inandınız?
I just want you to know that if it was you who needed me to do some shady stuff, I would do it in an instant.
Sadece senin pis işler için yardımıma ihtiyacın olsaydı hemen yapacağımı bilmeni istiyorum.
Would you happen to know that reason?
Ne olduğunu biliyor musunuz?
Well, you know that it would be unethical for me to answer that.
Buna cevap vermenin benim için etik olmayacağını biliyorsunuz.
Ms. Kingsley, do you know of anyone that would have wanted to harm your husband?
- Bayan Kingsley, kocanıza zarar vermek isteyen birileri var mıydı?
Why would you do that? I don't know.
- Neden böyle bir şey yaptın?
Did you know from the moment you saw Orpheus that you would be together?
Orpheus'u gördüğün ilk anda birlikte olacağınızı anlamış mıydın?
How would you know that?
Bunu nereden öğrendin?
If we can get you home and save your marriage, well, then... you know, that would make me a hero.
Seni evine ulaştırıp evliliğini kurtarabilirsek kahraman olurum.
I know that you would like your little brother Phillip to raise his grades in Mr. Harris's history class.
Küçük kardeşin Phillip'in Bay Harris'in tarih dersinde notlarını arttırmasını istediğini biliyorum.
Guess you wouldn't know anything about that, would you?
Sanırım bunun hakkında da bir şey bilmiyorsunuzdur, değil mi?
If you did not know, Sherman, I would say that you're jealous.
Hani bilmesem, Sherman, kıskançsın derdim.
I just wanted to let you know how horrible I feel about what happened and if that defibrillator hadn't broken, it would have...
Olanlar hakkında ne kadar kötü hissettiğimi bilmeni istiyorum. Defibrilatör bozuk olmasaydı ve bu şekilde...
Uh, I would say that you're probably gay. I mean, you know, or you're bisexual.
O zaman geysin herhalde, ya da biseksüelsin.
I mean, my advice to you, would be to pretend that you like girls for the next few years, and then move into the city, you know?
Sana tavsiyem önümüzdeki birkaç sene kızlardan hoşlanıyormuş gibi davranıp sonra şehir merkezine taşınman olur.
Not that I would, but Wyshak's federal, and I'm state, and you know that.
Yapacağımdan değil ancak Wyshak federal, bense eyaletteyim, bunu sen de biliyorsun.
You know it would be better if you were to take that last breath of yours now... for all of us.
Şu anda son nefesini alsan hepimiz için çok daha iyi olur, bunu sen de biliyorsun.
You know a lot of people would kill for that, that kind of attraction.
Birçok insan bu tür bir ilgi için cinayet bile işlerdi.
You know, you were trying to cut your wrists open, so I... I handcuffed you to this radiator pipe while I tried to, you know, reach my own decision whether to call the cops or if that would put you in jail.
Bileklerini kesmek istiyordun, ben de seni kalorifer borusuna bağlamam gerekti elimden geleni yaptım polis çağırmakla seni bağlamak arasında gidip geldim çünkü sen hapse atarlardı.
How was I supposed to know that you would become you?
Böyle olacağını nasıl bilebilirdim?
I know what you must be thinking, like... why would I ever do that to some creepy guy who's 30 years older than me, but... but what you have to understand is that this is the first time in my life
Neden böyle bir şey yaptığımı sorguluyorsun biliyorum. Karşımda benden 30 yaş büyük ürkünç bir adam var. Ama şunu iyi anlamalısınız.
If I could tell you the date, the exact date that you're gonna die, would you wanna know?
Eğer sana tarih verebilseydim... öleceğin zamanın kesin tarihini... bilmek ister miydin?
You're on! ( PEOPLE EXCLAIMING ) Little did I know that on a chilly London evening I was about to meet the man who would change my life forever.
Sen vardır! ( KİŞİ exclaiming ) IGOR :
It doesn't work that way, and even if it did, how would I know you were telling me the truth?
O sekilde olmuyor ve eger oyle bile olsa, bana dogruyu soyledigini nereden bilecegim?
You know, I was surprised that a man like you would want to come here.
Bilirsiniz, sizin gibi birisinin buraya gelmek istemesine biraz şaşırdım.
How would you know that?
Bunu nasıl ögrendin?
Would you have said that if you didn't know what happened to her later?
O zamandan beri neler olduğunu bilmesen yine de aynı kelimeyi kullanır mıydın?
It would not be the first Once, you know that.
Bunu biliyorsun sadece o değil.
Dr. Dreimann, you speak as if you knew my aunt, but you did not know her, and I can tell you right now, that what you have decided today would make her ashamed to call herself an Austrian.
Doktor Dreimann, sanki yengemi tanıyor gibi konuştunuz ama tanımıyorsunuz ve şunu söyleyebilirim ki bugünkü kararınızı duysaydı, "Avusturyalıyım" demeye utanırdı.
What I really wanted and what I really saw... I really thought that when I was raising my children that they would be growing up in a place with, you know, green fields and...
Gerçekten istediğim ve gerçekten gördüğüm şey çocuklarımı yetiştirirken onların yeşilliklerle dolu bir yerde büyüyeceğini düşünüyordum.
You know if you'd worn that around here in the 1860s, it would have gotten you killed, most likely by your own kin.
Onu 1860'larda buralarda giyseydin öldürülürdün. Büyük ihtimalle de kendi akrabaların tarafından.
Ryan, seriously, I know why you would expect that from me.
Ryan, böyle bir şeyi neden benden beklediğini biliyorum.
- As if I would be impressed by that, I mean you know who my godfather is, seriously.
Eğer bundan etkilenmiş olsaydım yani sen benim vaftiz babamın kim olduğunu biliyorsun, gerçekten.
Because, you know, I thought that... somehow Conrad would've protected Alex.
Çünkü biliyorsun, ben düşündüm... nasılsa Conrad Alex korumalı olurdu.
And from what I know about you, at one point in your career that would've been enough.
Ve hakkınızda bildiklerim kadarıyla kariyerinizin bir noktasında bu kadarı size yetermiş.
Why would I want to do that when you know who took the case?
Çantayı kimin aldığını biliyorsun, neden böyle bir şey yapayım?
- You know, that would be good.
- Çok iyi olur bu.
Do you know what our parents would do for a piece of meat like that in Beijing?
Pekin'deki ebeveynlerimiz böyle bir et parçası için neler verir biliyor musun?
Why would you promise to protect somebody when you know you can't keep that? !
Yapamayacağını bildiğin hâlde onu koruyacağına dair niye söz verdin?
You know, there's something that perhaps you would like to see.
Aslında, görmek isteyeceğin bir şey olabilir.
- You know, I'm sure that he would love to talk to you, uh, but he's in a meeting right now.
Bilirsin, eminim o da seninle konuşmayı çok isterdi ancak şu anda bir toplantıda.
I would never have got to know that muddy, beautiful triathlete face or witnessed that awesome, highly competitive arse as you were about to get another strike.
Ve çamurlu o güzel triatloncu yüzüne ya da bowling'de pinleri devirdiğinde yaptığın o müthiş rekabetçi popo hareketlerine tanık olamazdım.
I thought that, since I'm leaving, maybe it would be fun if you wanted to, I don't know, go to the party.
I, o ı'm ayrıldığından beri, belki düşündüm. - Eğer istiyorsa eğlenceli olurdu, I partiye gitmek, bilmiyorum.
you wouldn't understand 308
you wouldn't get it 22
you wouldn't like it 33
you wouldn't dare 115
you wouldn't 511
you wouldn't be here 60
you wouldn't believe me 53
you wouldn't know it 28
you wouldn't mind 19
you wouldn't know 44
you wouldn't get it 22
you wouldn't like it 33
you wouldn't dare 115
you wouldn't 511
you wouldn't be here 60
you wouldn't believe me 53
you wouldn't know it 28
you wouldn't mind 19
you wouldn't know 44