English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ Д ] / Держат

Держат translate Turkish

1,507 parallel translation
Они держат всех выживших в заложниках.
Hepsini rehine olarak tutuyorlar.
Я не знаю точно, но я точно знаю, кто может знать, где его держат.
Tam olarak bilmiyorum, ama onu nerede tuttuklarını bilebilecek birini tanıyorum.
Это "Фулкрум." Возможно это мой последний шанс узнать, где они держат моего отца. Не отвечай.
Eğer Dayanak'sa babamı nereye götürdüklerini bulabilmek için son şansım olabilir.
Похоже, пришельцы обнаружили вашу машинку И теперь держат курс на нашу планету
Görünen o ki, uzaylı sizin Pinewood Derby arabanızla karşılaşmış ve şuan gezegenimize geliyor.
Другие водители держат таблички с именами до того, как начали выходить пассажиры.
Diğer şoförler kartlarını yolcular çıkana kadar havada tutuyor.
- Мы возможно проследим где держат Брендона.
Brandon'ın yeri hakkında bir ipucumuz olabilir.
Они держат детей закованными в подвале.
Çocukları bodruma zincirliyorlar.
Людей, которых надо навсегда удалить из общества, держат в бронзовом секторе.
Toplumdan kesinlikle uzaklaştırılması gereken kişiler. Onlar bronz sektöre konulurlar.
Его держат за дурака.
Onu aptal yerine koyuyorlar.
Есть клише, что большинство серийных убийц предпочитают тишину, держат все в себе, типа одиночки.
Seri katillerin oldukça içine kapanık ve yalnızlığı seven kimseler olduğuna dair basmalakalıp bir söz vardır.
- Да, это странно. - Держат где-то. - Неизвестно кто, неизвестно почему.
... birileri tarafından, bir nedenden dolayı bir yerde tutuluyor.
- Держат? Согласен, да, это главное.
Tamam, bu önemli bir konu.
Мы выяснили, где они держат Теслу.
Tesla'yı nerde tuttuklarını bulduk.
Они его здесь держат?
Orada mı tutuyorlar?
О, все в порядке. Они держат меня привязаным.
Önemli değil, beni buraya bağladılar.
И пусть дыхательные аппараты держат наготове.
Solunum bölümünü ara. Yedek vantilatörler gerekiyor.
Царапины, синяки... правое бедро, колени, щека, плечи, предплечья... сотрясение мозга с временной потерей сознания, поэтому ее и держат здесь.
Bazı sıyrıklar, bazı çürükler- - Sağ kalça, dizler, Yanak, omuzlar, ön kollar...
- Эти люди. Их держат как пленников.
- Bu insanlar, onları tutsak etmişsiniz.
Слава Богу, что так и было, потому что меня держат тут весь день.
Ve şükürler olsun ki öyle de yaptın. Bütün gündür burada hapsolmuş durumdaydım.
Мою жену держат под стражей и, возможно, вышлют из страны и вино мне бы очень помогло.
Karım gözaltında ve büyük ihtimalle sınır dışı edilecek. Şarap gerçekten işime yarardı.
Большие жизненные разочарования люди держат при себе? Не знаю.
İnsanlar, hayattaki büyük pişmanlıklarını kendilerine saklamazlar mı?
Держат её здесь живой, так что будьте осторожны.
Bu yüzden dikkatli olun.
Если Коулы, которые занимаются торговлей, держат экипаж, то уж хозяину Донуэлл Эбби должно быть равным им!
Tüccar olan Cole'lar bile arabayla gelebiliyorlarsa, o zaman Donwell'in sahibinin onlardan alta kalır yanı olmaması lazım!
Может быть, я выпью немного пива... если его не держат в тепле.
Sıcakta bırakılmadıysa... .. biraz bira içebilirim.
Хорошо, где её держат?
Pekala, onu nereye götürmüşler?
И они держат это в секрете.
Ve bunu bir sır gibi saklıyorlar.
Они держат его, потому что хотят получить информацию.
Onu ellerinde tutuyorlar, çünkü bilgi edinmek istiyorlar.
Я нашел убежище Хиллера. То самое, где держат мужа и ребенка Руф.
Hillier'ın güvenli evini buldum, Ruth'un kocasını ve cocuğu orada tutuyor olmalılar.
Должно быть, они именно там их держат.
Bir yeraltı sığınağı, onları orada tutuyor olmalılar.
Ты пытаешься выташить это у них из рук, а они хватаются еще крепче, держат, что было сил.
Ellerinden çekmeye çalıştıkça daha sıkı yapışıp, can havliyle tutarlar.
Его держат на привязи глубоко под землей.
Bu adam yerin 600 kat altında zincirlenmiş duruyordu.
Они дружественны к окружающей среде, и держат тепло не хуже пенопласта.
çevre dostu, ısıyı en az strafor köpük kadar... iyi yalıtıyor.
Они там что, тебя держат?
Seni çok mu yoğun çalıştırıyorlar?
Они держат зонтики.
Ellerinde şemsiye var.
Говоря между нами, мне кажется, именно поэтому они держат меня здесь.
Aramızda kalsın ama bence beni de bu yüzden burada tutuyorlar.
Ќу ладно'орошо, мы с айлом будем оставл € ть байкерам сообщени € на стенах артман, у теб € была кака € - то иде € я думаю, нам стоит вы € снить, где они держат свои мотоциклы,
Tamam. Kyle ile sprey boyalarla Harleycilere mesaj yazacağız, Cartman bir fikrin vardı? Motorlarının nerede olduğunu bulacağım ve hepsinin koltuklarına sıçacağım.
Сейчас все, что нас заботит, - это 12 моих солдат в воздухе, готовых высадиться на территории талибов, где по словам нашего приятеля держат в заложниках двух морских пехотинцев.
Şu anda, senin de benim de umurumuzda olan tek şey Taliban arazisinin üzerinde 12 askerim orayı yerle bir etmeye hazırken buradaki bu yeni arkadaşımızın iki deniz piyadesinin orada tuttuklarını söylemesi. Yani seninle konuşma fırsatım olmadan askerleri göreve gönderdiğini mi söylüyorsun? Bekle.
Откуда ты знаешь, где талибы держат этих двух морпехов?
Taliban'ın bu askerleri nerede sakladığını nasıl biliyorsun?
Но сначала, ты покажешь мне на карте - где талибы держат этих двух морпехов.
Ama ilk önce bana askerlerin tutulduğu Taliban arazisinin yerini göstereceksin.
Одни держат нас в ежовых рукавицах. - Чувствуешь себя заплеванным, ты, жалкое ничтожество?
Suratına yağan tükürükleri hissediyor musun kurtçuk?
После неожиданного поцелуя у Хёнджуна и Сынхи начинаются романтические отношения, которые они держат втайне от NSS.
Hyun Joon, soğukkanlı Sung Hee'yi aniden öptü ve o andan itibaren, NSS'de gizli bir ilişki yaşamaya başladılar.
Единственное, можно как-то отследить урановую капсулу, но они явно держат её в специальном контейнере, а значит, опять радиационного фона не будет, и на картинке со спутника ничего не выявится.
İşimiz uranyum kapsüle kalıyor. Büyük ihtimalle onu da zırhla kaplamışlardır. Yani onu da uydu taraması ile tespit etmemiz imkânsız.
Похоже, они держат кого-то в подвале здания.
İkinci bodrum katında bir tutuklu var gibi görünüyor.
Слышал о таких. Беглецов из Северной Кореи держат там, пока не отправят обратно.
Bu yara daha önce var mıydı?
Даже всякие негодяи держат слово.
Senin gibi bir hergele bile sözünü tutuyormuş demek.
- Ноги не держат!
- Bacağının altından geçeceğim.
Они держат меня под домашним арестом.
Beni ev hapsinde tutuyorlar.
Одни мужчины держат банки.
Bazı adamlar banka işletir.
Чтобы обеспечить контроль над принцессой Викторией, Сэр Джон и герцогиня держат ее подальше от глаз короля Уильяма.
Prenses Victoria'nın kontrolünü ellerinde tutmak için Sir John ve Düşes onu Kral William'ın sarayından uzak tuttular.
Только психи держат дома отравленные копья.
- Mızraklar? Nasıl birisi uçları zehirli mızrak satın alır?
- Ну, эти дамы уверенно держат инструменты.
Bu kızlar enstrümanları fena tutuyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]