Живи translate Turkish
911 parallel translation
Живи вечно!
Sonsuza dek var ol!
"Век живи, век учись, Конни, мой ангел", - вот что я себе сказала.
"Yaşa ve öğren Connie, meleğim" dedim.
Ты же знаешь, пей пока пьется, живи пока живется.
Ne derim bilirsin : Ciğerim beş para etmez.
- Нет уж, живи.
- Hayatta olmaz.
Живи ж, Макдуфф!
Öyleyse, yaşa Macduff!
Взнесённый высоко, живи, Макбет, Угаснешь ты от времени и лет, Как должно смертным.
Yüce Macbeth yaşayacak yücelerde tabiat yeter demedikçe,... eceliyle son vermedikçe.
Так сдайся, трус, Живи, чтоб быть позорищем вселенной.
Öyleyse teslim ol, korkak! Sağ kal ki, gezdirip dünyaya seyrettirelim seni görülmedik bir canavar seyrettirir gibi.
Живи, если хочешь.
Buraya kayıt ol.
Береги себя, отец, и живи долго.
Yanılmıyorsam, kırk iki ya da kırk üç. Kendine iyi bak, baba uzunca yıllar yaşa.
Говорю тебе : оставь храм и живи у меня!
Sana söylüyorum, tapınaktan ayrıl ve evime yerleş!
Приезжай и живи в моем доме. Ты там будешь гораздо счастливее.
Gel ve çok daha mutlu olabileceğin evimde yaşa.
Кто мне сказал, что в Тьюксберийском поле, когда меня одолевал уж Оксфорд, пришёл он мне на помощь и воскликнул : "Живи, мой милый брат ; будь королём"?
Tewksbury'de, cenk meydanında Warwick tepeme çöktüğünde beni kurtardığını, "Canım ağabeyim, sen yaşayacak ve kral olacaksın." dediğini hatırlatan oldu mu?
Поезжай в горы и живи там.
- dağlarda yaşarsan belki iyileşir.
Живи сейчас, плати потом.
Şimdi yaşa, sonra öde.
Принцип полиции : живи и дай жить другим.
Polisin tavrı yaşamak ve yaşamasına izin vermek yönünde.
Просто живи со мной.
Sadece benimle gel.
Живи рядом со мной, матушка.
Kalmak istiyorsan kalabilirsin.
Живи долго, Т'Пау, и процветай.
Uzun ve refah içinde yaşa T'Pau.
Живи долго и процветай, Спок.
Uzun ve refah içinde yaşa Spock.
Живи... будь счастлив.
Yasa ve mutlu ol.
Живи по совести.
Hoşçakal.
Не живи, как прежде.
Değişmeye! Önceden alışık olduğun şekilde yaşama.
Живи с ним долго в счастье и почёте.
Tanrı sizi bir yastıkta sağlıkla, bolluk içinde kocatsın.
Ж-И-В-И, живи!
Y-A-Ş-A, yaşa.
Живи, Макдуф! Что мне тебябояться!
Kadından doğma kimse Macbeth'e zarar veremez.
Живи, Малькольм. Теперь ты наш король.
Selam sana Kral, çünkü öylesin.
Думаю, я могла бы быть чертовски счастлива, живи я в таком доме.
Sanırım böyle bir evde, çılgınca mutlu olabilirim.
. - Живи этим!
- Kendi paranla yaşaman!
Акулы и прилив охраняют остров лучше любой охраны. Так что просто живи и не мешай жить другим.
Köpekbalıkları ve akıntılar, gardiyan görevi yapıyorlar, yani bu yaşamak ve yaşamaya izin vermek.
Просто живи.
Sadece yaşa.
Живи он дольше он мог бы помочь...
Eğer yaşasaydı ülkeyi kurmaya... yardım ederdi. Evet, bu doğru.
Иди, куда хочешь - в отель, или живи с ней, но не возвращайся сюда!
İstediğin yere git. Bir otele yerleş, git onunla yaşa, ama bir daha buraya gelme.
Живи сегодняшним днём - это всегда было моей философией
Günü yaşa. Bu her zaman benim felsefem olmuştur.
Век живи — век учись.
Bak sen, insan her gün bir şeyler öğreniyor.
Ты лучше своей жизнью живи.
- Şu yaşadığın hayata bak.
- Живи лет 200-300!
Sana 200... 300 sene ömürler olsun.
Живи на полную.
Zamanin varken tadini cikar. '
Живи где живёшь, бедняга! Наш мир не для тебя.
Olduğun yerde kal zavallı hayvan.
Живи ради меня, Софи.
Benim için yaşa, Sophie.
Живи долго... и процветай.
- Uzun yaşa ve başarılı ol.
Живи он по-людски, уж, верно, кто-нибудь приглядел бы за ним в его смертный час, и не подох бы он так - один-одинёшенек.
Son nefesini verirken yapayalnız olacağına ölüm geldiğinde yanında birisi olurdu hiç değilse. Yapayalnız. Tek başına.
Живи, чтобы бороться потом!
Başka bir günün kavgası için yaşa.
Ред, живи, какхочешь. Но он - еще ребенок.
Nasıl istersen öyle yaşa, umurumda değil.
Живи, сорвав с себя благородную маску!
Hayır, ben zavallı bir asilim.
- Живи долго и процветай, отец.
- Mutlu ve uzun yaşa, baba.
- Живи долго и процветай, сын мой.
- Mutlu ve uzun yaşa, oğlum.
Живи, как хочешь.
İstediğin gibi yaşa.
Живи и наслаждайся безбедной жизнью!
bunun neresi yanlış?
- Ну, просто живи.
- O ol.
Живи ради меня.
Benim için yaşa!
А ты живи эдесь, гадай.
Sen burada kalıp falcılık yapabilirsin.