English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ З ] / Завидовал

Завидовал translate Turkish

199 parallel translation
Это почетный знак шахтеров, и я им завидовал, отцу и старшим братьям.
Bunlar, kömür madencisinin madalyasıdır. Babama ve yetişkin ağabeylerime imrenirdim.
Я прежде никому не завидовал.
Daha önce kimseye gıpta etmemiştim.
Завидовал теперь он всей Счастливой детворе.
Caddede o şanslı çocuklardı imrenerek seyrettiği.
-... овца! Овца. Я завидовал своему отцу...
Zinaya tamah ettim.
Признаю, я завидовал когда слышал истории, которые рассказывали о нём.
Kabul ediyorum, kıskançtım onun hakkında söylenenleri duyuyordum.
Ты нам завидовал?
Kıskandın mı?
Знаете, я завидовал... Я долгие годы завидовал этому парню.
Size diyorum, bu adamı yıllardır kıskanırım.
Я завидовал его успешной карьере.
O bayat numaraları yıllarca benim saygınlığımı çaldı.
Я завидовал.
Kıskançtım.
Безумно завидовал.
Delicesine kıskanırdım.
Думаю, я просто тебе завидовал.
Sanırım kıskanmıştım.
Я всегда тебе завидовал.
Seni hep kıskandım.
Знаешь, я всегда завидовал твоей жизни в каком-то смысле
Ben hep bir şekilde senin hayatına özenmişimdir.
Альфред всегда завидовал мне.
Alfred hep beni kıskanmıştır.
Он всегда мне завидовал.
Beni her zaman kıskanır.
Я всегда откровенно завидовал ему.
Her zaman onu kıskanmışımdır.
Мне кажется, я делал это, потому что завидовал вам.
Herhalde seni kıskandığım için böyle yaptım.
Завидовал, что вы продвинулись так далеко, но все еще сохранили невинность.
Bu kadar yol kat etmiş olmana rağmen hâlâ masumiyetini korumanı kıskandım.
- Я всегда тебе завидовал.
Bu yüzden sana hep imrenmişimdir.
Ты завидовал моей красоте... с четвертого класса.
4. sınıftan beri, benim yakışıklığımı kıskanıyorsun.
Мы пытались создать общество равных, где никто бы не завидовал своему соседу.
Komşusunu bile kıskanmayacak, eşit bir toplum..., yaratmaya çalıştık.
несмотря на все, я никогда не завидовал ему... до одного дня, когда в гавань пришел корабль... корабль с его будущим на борту.
... ama onu hiç kıskanmadım... Ta ki bir sabah, limana bir gemi gelene kadar. Onun geleceğini taşıyan bir gemi.
Я бы понял, если бы он немного завидовал, но... не вижу никаких оснований для такой сильной неприязни.
Biraz kızıyor olmasını anlayabilirim ama bu aşırı duygularını anlayamıyorum.
Ты всегда завидовал моим волосам.
Saçlarımı hep kıskanmışsındır zaten.
И никто ей из-за этого не завидовал.
Ve kimse ona bu konuda kin beslemez.
Он собирался убить меня, потому что безумно завидовал моим невероятным телепатическим способностям!
Beni öldürecekti çünkü benim üstün yeteneklerimi inanılmaz derecede kıskanıyordu. Evet genç adam, inanılmaz bişey yaptın.
Но это факт, я всегда завидовал тебе.
Ama işin doğrusu, sana hep gıpta ettim.
я и правда завидовал его совершенным качествам.
Doğrusu, ben de onun bu kusursuz özelliklerini kıskanıyorum.
Мы пытались создать общество равных, где никто бы не завидовал своему соседу.
Herkesin eşit olduğu bir toplum yaratmak için çok çabaladık, komşunu kıskanabileceğin bir şeyin olmadığı bir toplum.
Его дневник говорил, что у него не было жизни, которой я завидовал.
Defterinden benim imrendiğim hayatı yaşamadığı ortaya çıkıyor.
А ты знал, что Хэмингуэй завидовал Достоевскому?
Hemingway'ın Dostoevsky'yi kıskandığını biliyor muydun?
Химуро завидовал доктору Токите.
Himuro, Dr. Tokita'yı kıskanırdı.
Он мне завидовал.
Dedim ya, beni kıskanıyordu.
А я так завидовал.
Çok kıskanmıştım.
Сорока ему завидовал, потому что он по существу был черно-белым персонажем.
Saksağan onu kıskanırmış çünkü kendisi siyah beyaz biriymiş.
Тристан, могу тебе сказать, что все, кому я завидовал в юности, прожили самую обыкновенную жизнь.
Tristan, diyebilirim ki küçükken özendiğim bütün adamlar pek de hoşa gitmeyen hayatlar yaşadılar.
Я тебе из-за этого даже завидовал.
Bu yüzden seni kıskanıyordum.
Есть и положительная сторона, медики, кажется, думают, что с ним будет все в порядке и, как вы видели, они признали, что это не я вызвал сердечный приступ, несмотря на то, что они сказали, что я просто немного завидовал ему.
Ve ayrıca, doktorlar da onun iyi olacağını ve gördüğünüz gibi, onun kalp krizine benim neden olmadığımı söylediler, bunu istemeyerek söyleseler de.
Я слегка завидовал тебе, и... Обвинить тебя было легче всего.
Hayatını her zaman kıskandım ve seni suçlamak kolayıma geldi.
Это не тайна тот Король Квилок завидовал Алодору.
Kral Quilok'un, Alodor'u kıskandığı bir sır değil.
Дэннис завидовал, что Чарли выбрал Мака, а не его.
Dennis Charlie'nin kendisi yerine Mac'ten yardım istemesini kıskandı.
А знаешь, по правде я тебе завидовал.
Aslında seni kıskanıyordum.
- Кто-то, кто завидовал бы моему богатству.
- Margaret... - Paramı çekemeyen birisi.
Чувак, это я просто завидовал.
Dostum, kıskançlık ediyordum.
завидовал вам или злился на что-нибудь? Кажется...
Şunu açıklayayım, Saldırganca hareket etmedin.
Потому что Дерек был нормального роста. Да я бы тоже завидовал, если бы все вышло наоборот, и мне бы досталась короткая соломинка.
Tam tersi olsaydı ve kısa çöpü ben çekseydim ben de kıskanırdım.
Я завидовал, что повышение получил ты, а не я.
Terfiyi elimden aldığın için sana kızgındım.
Я знаю, что ты не злился на Лосада, ты ему завидовал.
- Çok şey biliyorum! Lozada'ya kızgın olmadığını biliyorum, onu kıskanıyorsun.
Защищал их завидовал им.
Onları korudum onlara imrendim.
Теперь я им завидовал до усрачки.
Şu an onlarla başa çıkamam.
Брюс всегда немного завидовал Дереку.
Çünkü Derek normal yapılıydı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]