English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ Н ] / Наказал

Наказал translate Turkish

183 parallel translation
Я немного наказал Рока.
Rock'ı birazcık da olsa cezalandırdım.
Я скорее предпочту, чтобы меня наказал судья, а не я сам.
Hakimin beni pataklamasındansa bunu kendim yapmayı tercih ederim.
Вы не на уроке? Меня наказал господин директор.
Bay Moinet, burada ne yapıyorsun?
За что тебя наказал господин директор?
- Sen neden bahsediyorsun.
Кто тебя наказал?
Saçmalamayı bırak!
Может быть, падре, это меня... Бог наказал таким позором?
Peder, Tanrı bu utançla beni cezalandırmak istemiş olabilir mi? Bu utanılacak bir şey değil.
Бог наказал меня за то, что я был с женщиной в очень ветреный день.
Rüzgarlı bir günde kadının biriyle yattım diye tanrı beni cezalandırdı.
Дон Чича Мотано. Он наказал Наталино Урс, поджёг его имение.
Don Ciccio Matara, Natalino Urso'nun uşağı,
Им плевать на чёрного мальчика. Бог наказал его.
Çocuğunu bir zenciye tükürmesi için zorlamadığından Tanrı onu cezalandırdı.
Интересно, как Оракул наказал этого старика?
Ben ciddiyim. Kahin yaşlı adamı nasıl cezalandırdı?
Ты наказал моего брата?
Ağabeyimi mi düzelttin?
Что я такого сделала, что ты меня так наказал?
Bunu yapmana sebep olacak bir şey yaptım mı?
Наказал, значит, заслужила. Поверьте, она просто шлюха.
Cezalandırılmayı çok hak etti inan, o tam bir sürtük.
Если я в чем-то был виноват перед тобой, то Бог меня чже наказал, так что не старайся.
.. sanki yeni bir hayat başladı gibi hissediyorum. Yetişkin bir kız. Gece kalkarak ona bakmak..
Но я наказал их, сэр.
Ama ben onu düzelttim, efendim.
А когда моя жена попыталась помешать мне исполнять свой долг я наказал её.
Karım beni işimden alıkoymak istediği zaman ben onu da düzelttim.
Ты ведь понимаешь, что я наказал тебя из любви к тебе же?
Sana olan sevgimden dolayı seni cezalandırdığımı anlamışsındır.
- Да, ты наказал.
- Evet, senin verdiğin.
Он наказал меня.
Canımı acıttı.
Наказал меня навсегда.
Sonsuza kadar sürecek bir acı verdi.
Ты зря ее наказал.
Onu haksız yere cezalandırdın.
Он был жутким алкоголиком, а когда обрел Бога, то наказал себя за грехи.
İmana gelip, işlediği günahlar için kendini cezalandıran bir ayyaştı.
А что ты мог сделать? Оставить меня там? Я наказал тебя!
Ne yapacaktın, beni orda bir başıma mı bırakacaktın?
- Бог наказал тебя за твой язык.
Tanrı seni söylediklerin için cezalandırdı.
Ваша Честь, как мой симпатичный клиент уже сказал вам Бог наказал мужчину представлением о Пандоре....
Sayın Yargıç, sevimli müvekkilimin de söylediği gibi, Tanrı erkeği, ona Pandora'nın zevkini yaşatarak, cezalandırdı.
Я их наказал, плохих людей.
Kötü adamları cezalandırdım.
Ты меня наказал, и забудем об этом.
- Çok üçkağıtçısın. Sağ ol.
За это Бог наказал тебя.
O yüzden Tanrı seni cezalandırdı tabii.
Почему, Господи, ты наказал меня таким лицом?
Neden beni bu suratla lanetledin Tanrım?
Бог наказал меня за грехи!
Tanrı beni günahlarım için cezalandırdı.
Бог наказал меня за грехи! Мои дети исчезли на горе Мушэ!
Tanrı beni günahlarım için cezalandırdı!
И тогда Посейдон, Бог моря, наказал Кассиопею, отправив её на небо вниз головой на троне, вечно висеть с задравшейся до ушей юбкой и прилившей к голове кровью.
Fakat neyse, Posedion, deniz tanrısı, Samanyolu'nu tahtında, başaşağıya çevirerek cennette cezalandrımış, sonsuza dek vücudunu hapsetmiş, ve tüm kan başına sıçramış.
Он тебя наказал?
Ağzına sıçtı sanırım?
Ты наказал его?
Onu cezalandırdın mı?
- Он наказал меня.
- O beni cezalandırdı.
Я хочу, чтобы ты нашёл хочу чтобы нашёл ты и наказал человека, виновного в убийстве этого бедного кролика. Ты, а не твои помощники.
Emrindekilerden biri değil.
Ты его уже достаточно наказал.
Onu yeterince cezalandırdın.
И Синдикат наказал вас за это.
Ve Sendika sizi bunun için cezalandırdı.
Это месть мне за то, что я наказал твоего сына?
Oğluna ceza verdiğim için benden intikam alıyorsun.
Да, ты меня наказал.
"Evet evet. Kötü ceza verdin."
Папаша Максанс наказал его за разбитое стекло.
Maxence, cam kırdığı için onu cezalandırmıştı. İntikamını aldı.
- В мое время лидер наказал бы твою дерзость смертью.
- Benim zamanımda olsaydı bir lider bu küstahlığınızı ölümle cezalandırırdı.
Босс, после того как ты распорядился его купить, ты специально наказал мне не ждать и не переспрашивать.
Patron, sipariş emrini verdiğinde, bekleyip tekrar sormamı... özellikle yasaklamıştın.
Это ты чё, блядь, меня так наказал?
- Dalga mı geçiyorsun?
Мой отец наказал меня.
Babam beni cezalandırdı.
Дядя Чинь знал, что твой папа – не из деловых людей, и поэтому наказал ему возвращаться в Гуанчжоу и поступать в вуз.
Ona Guangzhou'ya gidip sınavlara girmesini söyledi.
Судья наказал вас?
Peki yargıç size bağırıp çağırmadı mı?
Наказал обоих.
İkisini de cezalandırdım.
Может, мстил мне за то, что я наказал его.
Sanırım onu cezalandırdığım için benden intikam almak istedi.
Его наказал Рашен. Две недели такого труда.
15 gün kamu hizmeti.
- Кто наказал?
Jodie.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]