English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ О ] / Они любят

Они любят translate Turkish

1,422 parallel translation
Да, они любят друг друга.
Evet, aşıklar.
Похоже, они любят мыльные пузыри.
Sabun köpüğüne bayılıyorlar.
Они любят брать девичьи фамилии матерей.
Annelerinin kızlık soyadını da kullanırlar.
Они любят нас, малыш.
Orada bizi seviyorlar, evlat.
Едят, они любят есть
- Yemekteler. Yemeği çok severler.
Они любят её, и они здесь, и она хочет вернуться домой
Onlar.. onu seviyor, ve buradalar, ve o onlarla eve gitmek istiyor.
Они любят собак.
Onlar köpekleri severler.
И насколько они любят это место насколько они готовы сделать все для того, чтобы защитить его настолько же они должны быть уверены, что смогут покинуть его, когда захотят
Burayı ne kadar sevseler de, onu korumak için her şeyi yapabilecek olsalar da, istediklerinde gidebileceklerini bilmeleri gerek.
Поскольку деньги на этом острове ни черта не дают, надо дать людям то, что они любят... а мясо они любят.
Bu adada para hiçbir şey ifade etmediğine göre, insanlara sevdikleri bir şey vermem gerekiyor. Ve insanlar et seviyor.
Я хочу поблагодарить всех моих поклонников за то, что они любят и поддержаивают
Bana göstermiş olduğunuz, Sevgi ve destek için, Teşekkür ederim.
В Рождество они поняли, как сильно они любят друг друга.
Yılbaşı sayesinde birbirlerini çok sevdiklerini fark etmişler.
Они любят меня.
Beni severler, beni severler.
Они любят вяские блестящие дорогущие штуки, которые носят в ушах, вокруг шеи, в сосках у ворон есть соски?
Parlak şeyleri severler. Kulaklarına, boyunlarına ya da meme uçlarına takabilecekleri şık şeyleri. Kargaların meme uçları mı var?
Женщины смотрят телевизор в течение дня они любят фантазировать об активном образе жизни.
Bayanlar bütün gün boyunca evlerinde televizyon seyrediyor. Aktif bir hayat tarzlarının olmasını diliyorlar.
они любят места, куда можно пойти с Sea Ski.
Deniz ve kayak neredeyse, orada olmak istiyorlar.
Сначала они любят пекарей, а через минуту уже ненавидят их.
Bir bakıyorsun fırıncıları seviyorlar bir bakıyorsun nefret ediyorlar.
Они любят взятки.
Rüşvet istiyorlar galiba.
Ты знаешь богатых, они любят развивать свои творческие стороны.
Zenginleri bilirsin iste, yaratici yönlerine dokunmayi severler.
Конечно, теперь они любят его.
Artık onu sevdiklerine süphe yok.
Что им пофиг на учебу, и что они любят вечеринки.
Notları takmayan ve parti yapmayı seven bir kardeşlik olduğunu.
Они любят меня таким, какой я был раньше.
Beni önceki halimle seviyorlar.
У них здесь семьи, люди, которых они любят.
Aileleri var, sevdikleri insanlar var.
Они все любили своих матерей они просто не любят наших... так же сильно
Hepsi de annelerini seviyordu. Tek sorun bizim annelerimizi o kadar sevmiyor olmalarıydı.
Они любят тебя, Линк.
Hoşlarına gittin, Link.
Помните, Рембрандт, максимум шесть месяцев, а потом Вам придётся платить за гроб, и толпе священников, ведь они не очень любят хоронить чёрных на своем кладбище.
Unutma Rembrandt, en fazla altı ay. Ondan sonra tabut parasını da ödemen gerekecek. Üstelik Calvin cemaati mezarlıklarında siyahların olmasından da hiç hoşlanmazlar.
Я не люблю собак, а они не любят меня. Они меня кусают.
Bunları giymekte kararlıyım.
Они меня не любят.
Beni sevmiyorsun.
Они тебя любят.
Seni seveceklerdir.
Но стоит это сделать, ведь они же любят друг друга, а люди, которые любят друг друга, женятся и заводят детей.
Ama evlenmeliler, çünkü birbirlerini seviyorlar ve birbirlerini seven insanlar evlenip çocuk yapar.
Когда люди любят друг друга, они женятся, и у них появляются дети.
Aşık olunca evlenip çocuk yaparsın.
Я представлял, как они оба любят спорт.
"Spor sevgilerini paylaştıkları bir zamanda..."
Они тут не любят когда мы раздаем такое, но вам может понадобится.
Bunları vermemizi istemiyorlar ama ihtiyacınız olabilir.
Ребята, у вас самые замечательные родители они вас безумно любят и все время думают о вас.
Annenizle babanız tek kelimeyle harika insanlar bu gayet aşikar ve sizi seviyor, sürekli de düşünüyorlar.
Англичане не любят кошельки. Они носят банкноты в зажиме для денег.
Birçok İngiliz cüzdan kullanmıyor.
Я думаю, мои родители любят друг друга даже больше, чем нас. А они нас очень любят.
Annemle babamın birbirlerini bizden daha çok sevdiklerine inanıyorum ki, bizi de çok severler.
Правительства и корпорации любят Гельветику, потому что, с одной стороны, благодаря ей они кажутся нейтральными и эффективными, а, с другой, плавность букв помогает им иметь почти "человеческое лицо".
Hükümetler ve şirketler Helvetica'yı seviyor çünkü bir yandan tarafsız ve verimli görünmelerini sağlarken, harflerin yumuşaklığı onları adeta insan gibi gösteriyor.
Они не любят меня - я не люблю их.
Benden hoşlanmıyorlar, o yüzden ben de onlardan hoşlanmıyorum.
Они любят меня!
Onlar beni seviyorlar.
У меня такое впечатление, что они друг друга любят, но не знают этого.
Bence ikisi de aşık ama bilmiyorlar.
Видите ли, мистер Монк, когда двое любят друг друга, они хотят выразить эту любовь.
Bak, Mr.Monk, iki birbirlerine insan aşık olduğu zaman aşklarını göstermek isterler. - Ne?
Да, дети правда любят тянуть все в рот. Они бессильны.
Şu takı yapma işi çok tehlikeli Luke.
Только не смотри им в глаза, они этого не любят.
Asla gözlerinin içine bakma, bunu hiç sevmezler.
Я бы хотела с ними поговорить. Только, может, они тоже не любят евреев.
Onlarla konuşmayı çok isterdim ama belki onlar da Yahudileri sevmiyorlardır.
Они меня просто любят.
Sadece beni severlerdi.
Если семьи не любят их такими, какие они есть, на самом деле, им лучше потерять семьи.
Eğer aileleri onları oldukları gibi sevmiyorsa bence yitirmesi gerekenler onlardır.
Я хочу то, что люди любят так сильно, что они - - они желают - - лежать очень причудливо просто- - прсто защищать свои чувства.
İnsanların birbirlerini çok sevdikleri türden, öyle ki, birbirlerinin hislerini korumak için en garip yalanları söyledikleri türden bir ilişki.
Они все еще любят друг друга.
Hâla birbirlerini seviyorlar.
И... они их очень любят.
Ve çok sevdiler.
Они не любят бордели из-за своей знаменитости.
Saygınlıklarını zedeleyebileceği için umumi yerlerden hoşlanmıyorlar.
Они его не любят.
Hoşlarına gitmiyor.
Но, но это же вполне нормально, они нас так любят...
Ama bu normal bir şey, bizi sevdikleri için -

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]