English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ Р ] / Размышлял

Размышлял translate Turkish

301 parallel translation
Я размышлял о противоречиях цивилизации.
Medeniyetin tutarsızlığını düşünüyordum.
Я размышлял, то что я был чудесным образом сбережён и это не делает из меня убийцу.
Mucizevi bir şekilde hayatta kalışımın beni hepsini öldürmüşüm gibi gösterip göstermediğini merak etmiyordum değil.
... но час размышлял над этой шкатулкой.
Bu kutudan hoşlandığıma karar verebilmem bir saatimi aldı.
По дороге в город, я размышлял над своим будущим.
Şehre doğru giderken elimde olanlara baktım.
Сидя там в уголке, я размышлял о многом.
Kafamda bin bir düşünceyle bir köşede oturuyordum.
Я давно не размышлял об этом.
Bu vaka aylar önce benim sorumluluğumdan çıktı.
Я размышлял. Теперь, прежде чем он запишет эту песню,.. ... его адвокаты пришлют нам контракт,..
Düşünüyordum da bu şarkıyı kaydetmeden önce avukatları bize bir kontrat gönderecek.
Я много размышлял. Я должен тебя оставить.
Düşünüyordum da tekrar buluşmak zorunda değiliz.
У меня концертный тур по Европе, я был в Париже вчера и размышлял о тебе.
- Bu şerefi neye borçluyuz? - Avrupa'yı dolaşıp konser veriyorum.
Знаешь, я тут размышлял, почему смертельное оружие занимает такое почетное место на твоей стене
Bazen böyle öldürücü bir silahın duvarında ne işi var merak ediyorum.
Я не сказал ничего. Я просто размышлял.
Sadece tahminde bulunuyordum.
Я размышлял о том, как изумлён был Гэтсби, впервые различив зелёный огонёк на краю причала Дейзи.
Daisyler'in rıhtımındaki yeşil ışığı ilk gördüğünde, Gatsby'nin hissettiği hayranlık geldi aklıma.
Я много над ним размышлял и внес много мелких деталей. И если я только подумаю над главными положениями. У нас все получится.
Küçük detayları bir sonuca bağladım ve ana noktaları da halledersem, her şey tamam olacak.
Погода стояла хорошая и я почти все время размышлял о статье, которую должен был сдать в следующем месяце.
Hava güzeldi ve zamanımı önümüzdeki ay yapacaklarımı düşünerek geçirmeye çalıştım.
Когда-то я об этом много размышлял.
Bu konuya... bir ara epey kafa yordum.
Джордано Бруно размышлял о разумной жизни в других мирах.
Giordano Bruno başka zeki yaşam topluluklarını tartışmaya açtı.
Я размышлял, что же могли значить те огни.
O ışıkların ne olduğunu merak ettim.
Я размышлял о тебе как раз перед твоим приходом, и раз ты здесь, давай будем откровенны друг с другом.
Ben de tam sizi düşünüyordum. Burada olduğunuza göre, açıkça konuşalım.
Я много размышлял над нелогичностью твоего гнева и оборонительных реакций.
Olanlar hakkındaki mantıksız yaklaşımınız üzerine çok kafa yordum.
Простите меня, я размышлял.
Üzgünüm. Dalmışım.
Я лежал на циновке в грязи, и размышлял, что же это был за звук.
Çamurda hasırımın üzerinde uzanıyorum bir şey duyduğumu düşünüyorum.
Но я по пути домой много размышлял... о вашем беспримерном образе действий.
Ama eve dönüş yolunda senin olağanüstü davranışını düşünmeye koyuldum...
Не размышлял каким способом ты умрешь.. ... ну знаешь, насильственно не размышлял о самом ужасном способе умереть?
Hiç değişik ölüm şekillerini merak ettin mi bilirsin, vahşice ve merak ettin mi en korkunç ölüm şekli nedir?
Я тут на досуге размышлял над вашей идеей.
Bu arada düşünüyorum da.
Я тут много размышлял... о прошлом.
Şey... Geçmişe ilişkin çok düşündüm.
Произошло то, что я просто гулял вдоль улицы, размышлял о своих делах,..
Ben sokakta yürüyordum, kendi işimle meşguldüm.
Я размышлял об этом.
Ben de bunun hakkında düşünüyordum.
О, да. Я размышлял об этом... - Хорошо.
O konuyu düşündüm.
Но однажды я обо всём этом размышлял и вообразил себе самое худшее.
Ama tasavvur edebiliyorum. En kötüsünü düşünüyorum.
Я много размышлял здесь на этом одиноком острове
Bu ıssız adada çok düşündüm.
Пока Хоффберг размышлял, я успел подменить алмаз.
Ama taşı incelerken onu diğeriyle değiştirdi.
Я не раз про себя размышлял о нём и... если бы ты смогла проследить за моей мыслью...
Kafamda bunu düşünüyordum ve eğer düşüncelerimi dikkate alırsan...
Я долго размышлял, а потом до меня дошло, что это помпон мог принадлежать только одному человек.
Biraz kafa yordum. Bence o kayıp ponpon yalnızca tek kişiden gelmiş olabilir.
Я довольно много размышлял по поводу моей явной уникальности среди коллег по экипажу.
Bariz benzersizliğim üzerine... hatırı sayılır ölçüde düşündüm.
Знаешь, я размышлял над тем, что ты сказала мне той ночью о том, что я переоцениваю тебя.
Geçen gece bana, düşüncelerimin seni aştığı hakkında dediklerini iyice düşündüm.
Я размышлял...
Şey, düşünüyordum da...
Я размышлял о значении правды, бытия, Бога.
Var oluş gerçeğini düşündüm. Tanrı'yı ve anlamını.
Я размышлял о нашей зрелости.
Gençliğimizi düşünüyordum.
Мистер Гарибальди, я как раз размышлял над загадкой впрыска топливной смеси.
Yakıt enjeksiyon sisteminin gizemli dünyasında bir yolculuğa çıkıyorum.
Конечно, я мог бы пойти по такому пути но я много размышлял, Джерри.
Aslında, domates yolundan gidebilirim. ... ama bu düşüncelerin hepsini düzenledim, Jerry.
Знаете, я очень много размышлял над произошедшим... особенно о последнем дне.
Olanlar hakkında çok düşündüm, özellikle son günü.
Я долго сомневался, размышлял, молился, и воля Господня, наконец, стала ясна мне.
Mücadele ediyordum, dua ediyordum ve kafa yoruyordum, artık tanrı'nın gerçeğini biliyorum.
Помню, как размышлял о том... как я могу отпустить ребёнка в такой мир?
Böyle bir dünyaya... nasıl bir çocuk getiririm diye düşündüm.
Я размышлял о наслаждении, что может подарить взгляд прекрасных женских глаз.
Güzel bir kadının yüzündeki bir çift güzel gözün insana ne kadar büyük bir zevk verebileceğini düşünüyordum.
Я недавно размышлял о волосах есть одна странная вещь люди могут касаться волос других людей.
Geçen gün saç olayını düşünüyordum garip olan şey insanlar birbirlerinin saçına dokunuyor.
Я просто кое над чем размышлял.
Sadece aklımdaki bazı şeyleri tekrar düşünüyordum.
Я не размышлял об этом.
Bana hiçbir zaman çok gerçek görünmedi.
Я размышлял обо всем.
Her şeyi kara kara düşünüyordum.
Я размышлял о скором обожествлении Вашего Величества которое, возможно, будет величайшим событием в истории центаврийской республики.
Centauri Cumhuriyeti'nin en önemli meselesi olan Majesteleri'nin tanrı katına yükselmesi hususunu düşünüyordum.
Мы могли бы узнать, если бы ты целый час не размышлял над отчаянием персика.
Bir saat boyunca şeftalinin azabını uzun uzun düşünmesen, bilirdik.
Вот если бы я был болен, то точно размышлял бы о нем.
Eğer hasta olsaydım, belki düşünürdüm.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]