English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ С ] / Старший

Старший translate Turkish

2,958 parallel translation
Джордж старший прибыл на фандрейзер, чтобы найти деньги на строительство стены между Штатами и Мексикой.
Amerika'yı Meksika'dan ayıran bir duvar projesine destek bulmak için George Sr. siyasi bir bağış etkinliğine katılmıştı.
Джордж старший искал денег на взятку Герберту Лаву.
Kardeşi tarafından boynuzlandığından habersizken George Sr. Herbert Love'ı ayartmak için para bulmaya çabalıyordu.
— Вот тогда-то Джордж старший наконец-то дал черному на чай.
İşte oldu. İşte o zaman, George Sr. nihayet bir siyahî adama bahşiş verdi.
Джордж старший уходил из отеля с чувством выполненного долга.
George Sr. bir şeyler başardığını ümit ederek otelden ayrıldı.
И, не считая, разве что, морщин вокруг глаз и бровей, которые он заметил, Джордж старший был счастлив.
Dikiz aynasından gördüğü göz çevresi ve alın kırışıklıklarından nefretini saymazsak, George Sr. mutluydu.
Джордж старший только что узнал, что его земля на миллионы долларов не стоила ни цента...
George Sr. sahibi olduğu milyonlarca dolar kıymetindeki Amerikan toprağının beş para etmediğini öğrenmişti.
Джордж старший отправился на север увидеть жену раньше брата.
George Sr. karısını kardeşinden önce görmek için kuzeye yönelmişti.
Вот как Джордж старший остался с "Сеньоритами постарше".
Bu yüzden George Sr.'a sadece Sinyor Sinyorita kalmıştı.
... и Майкл, с подписанным контрактом, поспешил хвастать им в клуб "Илинг". А Джордж старший, с журналом, пошел д * * чить в аппарате для МРТ.
Ve Michael elinde imzalı belge ile Ealing Club'daki bir gösteriye giderken George Sr. da elinde dergiyle MR cihazının içinde çavuşu tokatlamaya gitti.
И на следующий день Джордж старший снова позвонил сыну.
Böylece ertesi gün George Sr. bir kez daha oğlundan istekte bulundu.
И хоть Джордж старший досаждал Майклу, именно Джоб... Какого хрена? ... чувствовал, что вынужден нести свой крест.
Ve George zahmeti Michael'a çektirmiş olsa da kendisini çarmıha gerilmiş gibi hisseden kişi Gob'tu.
Джордж старший тем временем пытался отлынить от строительства стены.
Bu arada, George Sr. da duvar işinin kolay yolunu bulmaya çalışıyordu.
И прибывая в растрепанных чувствах, Джордж старший явился на прием к врачу.
O yüzden George Sr. kaygılı bir ruh halindeyken doktoruyla olan randevusuna gitti.
Тут-то Джордж старший осознал серьёзность своих проблем.
İşte o anda George, başının büyük bir belada olduğunu anladı.
А Джордж старший всё сильнее пускал корни в маскировку.
Ve George Sr. saklanma konusunda daha rahat davranmaya başlar.
Старший офицер полиции и его группа.
Ana kara Ceza İşleri Soruşturma Dairesi ve takımı.
У Роберта два сына, а у Ренли есть старший брат.
Robert'ın iki oğlu ve Renly'nin de ağabeyi vardı.
Джейме - твой старший сын, наследник твоих земель и титулов.
Jaime senin büyük oğlun, toprak ve unvanların varisi.
Насколько я помню, у неё есть старший брат.
Ağabeyi vardı diye hatırlıyorum.
- Да, конечно, старший брат.
Biliyorum, abi.
Это Дэйв старший продюсер в Нью-Йорке.
Ben Dave, New York'ta baş yapımcı.
Старший, Тоби, получает колющее ранение в грудь.
Büyük olanı, Toby, göğsünden bıçaklanıyor.
Да, ладно, старший братик.
Evet, tamam ağabey.
И может подтвердить ваше убеждение, старший инспектор, в том, что Джексон
Ayrıca görüşlerinizi doğrulayabilir, Baş Müfettiş. Jackson'un katil olduğunu.
Ты старший продюсер.
Sen buradaki kıdemli yapımcısın.
Это мистер Мюррей, старший вице-президент компании.
Bu Bay Murray, kurumun kıdemli başkan yardımcısı.
Я не собираюсь ничего радикально менять... кроме того факта, что мы больше не нанимаем ясновидцев и что ты больше не старший детектив.
Köklü değişiklikler yapmayacağım. Ama artık medyum kiralamak yok ve sen de baş dedektif değilsin.
Я старший спецагент Рома.
Ben, Sorumlu Ajan Roma.
- Имеется в виду старший инспектор Гибсон?
- Bu Baş komiser Gibson olsa gerek? - Evet hanımefendi.
Это старший инспектор Гибсон.
Bu Dedektif Baş komiser Gibson.
- Я – старший инспектор Гибсон.
- Ben Dedektif Baş komiser Gibson.
Это старший инспектор Гибсон, она работает по делу Монро.
Bu Dedektif Baş Komiser Gibson. Buraya Monroe soruşturması için geldi.
Старший инспектор Стелла Гибсон?
Dedektif Baş Komiser Stella Gibson?
Старший инспектор Гибсон.
Ben Dedektif BaşKomiser Gibson.
Вас ждет старший инспектор Иствуд.
Dedektif Komiser Eastwood odanızda efendim.
Старший сержант Джеймс Олсон был добросовестным полицейским, любимым и уважаемым коллегами.
Dedektif Komiser Yardımcısı James Olson hayatını işine adamış ve çalışkan bir polis memuruydu. Meslektaşları tarafından sevilir ve saygı duyulurdu.
Это старший инспектор Иствуд.
- Ben Müfettiş Eastwood.
После того, как Кей вышел в сопровождении дочери Марион, старший инспектор Гибсон продолжила его речь.
Odayı kızı Marion'un yardımıyla terk etti. Konuşmaya Dedektif Baş Komiser Gibson devam etti.
Мне нужна старший инспектор Гибсон.
Dedektif Baş Komiser Gibson'la konuşmak istiyorum.
Старший инспектор Гибсон.
Dedektif Baş Komiser Gibson.
Старший политический автор Геральда?
Herald'ın baş siyaset yazarı.
Он старший инженер на метталлургическом заводе Адлер, на данный момент у них в разработке новая модель танков.
Adı, Edvard Uhl ve Breslau'da yaşıyor Adler Demir İşleri'nde kıdemli mühendis, bugünlerde tank dizaynı üzerinde çalışıyor.
Мой старший носит такую же униформу как вон те дети.
En büyükleri, orada olanlarla aynı üniformadan giyer.
Старший инспектор Абберлайн?
Baş Müfettiş Abberline?
Я старший инспектор
Kıdemli komiserim.
Наш старший офицер.
O bizim üst düzey amirimiz.
Старший, ездит на дорогом лимузине. - Да.
Büyük kardeşlerinin limuzinleri var.
Это его старший брат.
Bu ağabeyi.
Старший сержант артиллерии Тиг.
Topçu Başçavuş Teague.
Что думаешь, старший брат?
Ne diyorsun ağabeyi?
- Старший суперинтендант.
Şef işte.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]