English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ С ] / Старший партнер

Старший партнер translate Turkish

70 parallel translation
Сегодня он на побегушках, а завтра, глядишь - старший партнер.
Bugünün küçük dikeni yarının büyük ortağıdır.
Принцип "Линг". Наш старший партнер...
İlkesel olarak aldık.'Ling'ilkesi, patronumuz...
Правда в том, Джон, что как старший партнер ты не должен назначать свидания подчиненным.
- Gerçek şu ki, John, büyük hisseli ortaklardan biri olarak, iş arkadaşlarınla çıkman, pek mantıklı değil.
- Я старший партнер. Джорджия...
Ben en büyük hisse sahibiyim.
- А я старший партнер здесь.
Buranın en büyük hissedarı benim.
Другой старший партнер на нашей стороне, и он гораздо лучше.
Benim yanımda da diğer patronum var ve o çok daha iyi.
Я же старший партнер. Вот, что я скажу тебе. У злых феминисток обычно достаточно острый язычок.
Tek söyleyebileceğim, kızgın bir feministin genellikle abartılmış bir keskinliğinin olduğu.
Линг разберется с этим делом, но как старший партнер, я действительно должен...
Dava ile Ling ilgilenecek, ama kıdemli ortak olarak, ben de...
Старший партнер в собственной фирме.
Kendi firmasının büyük ortağı.
- Ты старший партнер, а я первая леди.
- Sen büyük ortaksın, ben de first leydi.
Моя клиентка Глория Олбрайт. Она старший партнер в юридической фирме, уволила всех мужчин-адвокатов.
Müvekkilim büyük ortak, ve tüm erkek çalışanları işten çıkarmış.
Ричард, ты старший партнер.
Richard, sen kıdemli ortaksın.
Я старший партнер.
Ben kıdemli ortağım.
- Ты старший партнер, а не отец.
- Sen büyük ortaksın, baba değil.
Присутствуют члены : Бертрам Купер, старший партнер ; Роджер Стерлинг, старший партнер ;
Avukatımız Bay Whitehouse'un da bulunduğu bir ortaklar toplantısı istedim.
- Старший партнер.
- Yönetici ortak.
Новый старший партнер ее компании.
Şirketteki yeni ortak avukat.
Я - старший партнер.
Ben yönetici ortağım.
Я старший партнер в этой фирме, и я уволю тебя, если ты не передашь, все, что найдешь, нам обоим в одно и тоже время.
Ben bu firmanın yönetici ortaklarındanım ne bulursan bul ikimize de aynı anda haber vermezsen kovarım seni haberin olsun.
Она также старший партнер таких фирм как
Ayrıca Dolce, Gabbana Leibowitz'in kıdemli çalışanıdır.
Ты - старший партнер.
Sen artık kıdemli bir ortaksın.
Я старший партнер адвокатского бюро Clyde-MacPhee.
Clyde-MacPhee'de baş ortağım.
Я отказалась от гонорара Люсиль, потому что один старший партнер обещал, что до суда дело не дойдет.
Lucille'in ücretinden vazgeçtim çünkü bir kıdemli ortak duruşmaya asla gitmeyeceğimizi söylemişti.
Не могу. Я новый старший партнер в "Смит и Дивэйн".
Smith ve Devane'in yeni ortağıyım.
Партнер, старший партнер - по мне, так одно и то же.
Ortak, kıdemli ortak hepsi bana aynı geliyor.
Старший партнер - внутренний круг.
Kıdemli ortak çemberin ta kendisidir.
Сейчас ты старший партнер.
Artık sen de kıdemli bir ortaksın.
Во время стрельбы в офисе также находился старший партнер Джеффри Десанж, который в данный момент разыскивается.
Yine büyük ortak olan Jeffrey Desange olay anında ofisteydi, şimdi ise kayıp.
Новоявленный старший партнер, эксперт по делам о корпоративных финансах и человек, ответственный за превосходное обучение стажеров.
Taze kıdemli ortak. Şirket finansı konularında uzman ve yardımcıların mükemmel eğitimlerinden sorumlu olan kişi.
Старший партнер.
- Kıdemli ortak.
Я старший партнер, и мне положен помощник.
Ben kıdemli ortağım, kural böyledir.
Я старший партнер.
- Ama ben kıdemli ortağım.
Я старший партнер, а не помощник.
- Ben kıdemli ortağım, yardımcı değil.
Даян Локхарт, старший партнер в Локхарт \ Гарднер.
Diane Lockhart, Lockhart Gardner'in kıdemli ortaklarından.
Как старший партнер этой практики, имею право консультироваться с другими врачами.
Buradaki kıdemli ortak olarak, öbür doktorlara danışmak, benim ayrıcalığımdır.
Стивен Хантли, старший партнер, Лондонский офис.
Stephen Huntley, kıdemli ortak, Londra ofisi.
Скотти - старший партнер, Луис.
Scottie bir kıdemli ortak, Louis.
И в них четко написано, что если старший партнер опоздал на совещание больше, чем на 10 минут, он или она не имеют права голоса.
Ve iç tüzükte açıkça, bir kıdemli ortağın toplantıya 10 dakikadan fazla geç kalmasının geçerliliğini kaybetmesi anlamına geldiği belirtilmiş.
Старший партнёр.
Büyük ortak.
Мы с Линг расстались, Джорджия уволилась, и мой старший партнер, являющийся моим лучшим другом может сломаться.
Öyle mi?
Старший партнёр отказывается шпионить, а клиент хочет фотографий.
Bir tarafta "kadını izletme" diyen bir büyük ortak bir tarafta fotoğraf isteyen bir müşteri.
Я старший партнёр.
Ben kıdemli ortağım.
Могла бы, я и хотела, но Берни Левинсон, старший партнёр в моей старой фирме, настаивает на встрече лично.
Yapabilirdim, öyle yapacaktım. Ama Bernie Levinson, eski çalıştığım firmanın en büyük ortağı, benimle yüz yüze konuşmak istedi.
Ты старший партнёр в одной из крупнейших наиболее уважаемых юридических фирм мира.
Dünyanın en büyük hukuk firmalarından birinin en büyük ortaklarından birisin. Sen bir efsanesin.
Как старший партнёр я тебе запрещаю.
Daha eski ortak olarak... Yasakladım.
Мне сообщил об этом старший партнёр.
Kıdemli ortaklardan birisi haber verdi.
Он старший партнёр.
O bir kıdemli ortak.
- Старший партнер.
Kıdemli ortaklık.
Значит, старший Субъект - доминантный партнер.
Daha yaşlı olan zanlı muhtemelen daha baskın kişi konumunda.
Но ты же самый старший партнёр? A я твой брат.
Ama sen kıdemli ortaksın ve ben senin kardeşinim.
"Добро пожаловать, обычный старший партнёр"?
"Hoş geldin, herhangi bir kıdemli ortak."?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]