Ты любишь музыку translate Turkish
78 parallel translation
Ты любишь музыку.
Sen müziği seversin.
- Да уж. Слушай, ты любишь музыку?
Müzikten hoşlanır mısın?
Ты любишь музыку?
Müzikten hoşlanır mısın?
Ты любишь музыку.
Müziği seviyorsun.
Ты любишь музыку?
Müzik sever misin?
Я думал, ты любишь музыку.
Ama müziği sevdiğini sanıyordum.
- Ты любишь музыку?
- Müzikten hoşlanıyor musun?
- Элли сказала, что ты любишь музыку.
- Ally bana, müziği sevdiğini söyledi.
Эй, Джесс. Ты любишь музыку, верно?
Müziği seversin değil mi?
Ты любишь музыку, так?
Müziği seviyorsun, değil mi?
Сэм сказал, что ты любишь музыку.
Sam senin müzikten hoşlandığını söyledi.
В любом случае, ты любишь музыку Вебера.
Hem sen müziklerini seviyorsun.
Ты любишь музыку романтическую, так?
Rahatlatan ve romantik şarkılar seviyorsun, öyle değil mi?
Так ты любишь музыку?
Peki, müziği sevdin mi?
Ты любишь музыку? Может быть.
Müzikten hoşlanır mısın?
Стина сказала мне, что ты любишь музыку.
Stina seninde müziğin içinde olduğunu söyledi.
ты любишь музыку?
Kolay bir soru geliyor. Müzik sever misin?
Лиза, я знаю, что ты любишь музыку, поэтому я исполню для тебя балладу, которую написал сам.
Müzikten hoşlandığını biliyorum Lisa, şimdi senin için yazdığım bir aşk şarkısı söyleyeceğim.
- Ты любишь музыку?
Müzikten hoşlanır mısın?
Франц, скажи, ты меня правда любишь? Слышишь музыку?
Beni sevdiğin doğru mu?
Славно, что ты тоже любишь музыку.
Senin de müzikten hoşlanmana sevindim.
Еще, что ты любишь еще книги, музыку, хорошую еду.
Kitapları, müziği ve yemek yapmayı seviyorsun.
Ты музыку любишь?
Müzik sever misin?
- Годится, не промахнешься. Какую музыку ты любишь?
Ne tür müzik seversiniz?
Во время интервью под гипнозом... ты сказал, что любишь музыку.
İlaç etkisi altında yapılan sorgun sırasında... bize müzikten hoşlandığını söyledin.
Надеюсь, ты любишь хорошую музыку.
Umarım iyi müzikten hoşlanırsın.
— Какую музыку ты любишь? — Что?
- Hangi müziği seversin?
Ты же любишь музыку.
Müziği seviyorsun.
Расселл. За что ты так любишь музыку?
Russell, müziği neden seviyorsun?
Ты любишь японскую музыку.
Japon müziğini seviyorsun.
Какую музыку ты любишь?
Ne tür müzik seversin?
Любишь ли ты... музыку?
Pekâlâ.
Ты любишь ездить верхом? А какую музыку ты предпочитаешь?
At binmeyi sever misin?
- В твоей анкете написано, что ты любишь классическую музыку.
- Formda klâsik müziği sevdiğini yazmışsın. - Öyle mi?
Справедливость - это тоже ты. Потому что ты так любишь чистые белые простыни, музыку и танцы. Из-за тебя все эти люди с застенчивыми лицами подвергались пыткам этой ночью... были убиты ночью.
Aynı şekilde sen temiz, beyaz çarşafları müziği, dansçıları bu kadar çok sevdiğin için mahcup yüzlü bu insanlar bu gece işkence görüyor, bu gece öldürülüyor.
Ты, должно быть, любишь музыку?
Müziği seviyor olmalısın.
Вить, ты какую музыку любишь?
Vitya, nasıl bir müzik istersin?
Ты как, любишь музыку?
Hey, müzik dinlemeyi sever misin?
Какую музыку ты любишь?
Ne tür müziklerden hoşlanırsınız?
Ты, какую музыку любишь?
Ne tür müzik seversin?
Ты же любишь музыку, которую я ставлю.
Neyle oynasam seviyorsun.
А ты какую музыку любишь, Глория?
"Ne tür müzikten hoşlanırsın, Gloria?"
Ты же любишь эту музыку.
Bayılmıştın.
Ты же любишь свой инструмент. Ты же любишь музыку. Так и я люблю свое дело.
Enstrümanını seviyorsun,... müziğini seviyorsun,... ve ben de işimi aynı şekilde seviyorum.
Какую музыку ты любишь?
Ne tür müzikten hoşlanırsın?
Какую музыку ты любишь?
Ne tür müzik seversin.
Я отправляю тебя, Бритта, не потому, что ты не любишь рождественнскую музыку.
Seni Noel şarkılarını sevmediğin için atmıyorum Britta.
Какую музыку ты любишь слушать за рулем?
Araba kullanırken ne tür müzik dinlemeyi seversin?
Какую музыку ты любишь слушать?
Ne tür müzik dinlemekten hoşlanırsın?
Ну, а ты музыку любишь?
Sen sever misin müziği?
Да, но ты же любишь свою музыку.
Evet, müziğini seviyorsun.