Улыбку translate Turkish
680 parallel translation
Если страшно - Если вижу твою улыбку.
Korkarsan bana tutun.
Если вижу твою улыбку.
Bilmiyor musun? Elini ver.
"Убери - улыбку - с лица!"
"Hiç komik değil!"
За одну твою улыбку я готов на все, дам тебе все, что пожелаешь.
Ama bana gülümsemiş olsaydın her şeyi yapardım.
"И посылаю вам мою улыбку. До скорого свидания."
"Kocaman bir gülümsemeyle, birazdan görüşürüz!"
Улыбку приятную сделаем вам...
En asık suratlıyı bile Güldürürüz biz
Убери улыбку с рожи, иначе лишишься всех зубов. Ферштейн?
Kes sırıtmayı, yoksa dişlerini kafana geçiririm.
А теперь убери улыбку со своего лица.
Şimdi şu gülümsemeyi suratından sil.
Я хотел увидеть её улыбку, но она не улыбалась.
Gülümsemesini istedim ama gülümsemedi işte!
Только Леонардо мог создать эту улыбку.
O gülümsemeyi sadece Leonardo resmedebilirdi.
Теперь покажите ребятам милую улыбку.
Şimdi de tatlı bir tebessüm alalım.
Улыбку.
Gülümseyin.
Приятно снова увидеть Вашу улыбку, капитан.
Kaptan, sizi tekrar gülümserken görmek güzel.
Ты заметила, крошка моя, улыбку белой ночи?
Gördün mü, küçüğüm, yaz gecesi gülüyor.
И белая ночь дарит нам третью улыбку!
Yaz gecesi üçüncü kez güldü!
Скажите, что я замужем за важным правительственным чиновником, который выбьет ему зубы и испортит эту улыбку.
Ona, evli bir kadın olduğumu, kocamın önemli bir devlet memuru olduğunu ve onun o güzel ön dişlerini dökmeye hazır olduğunu söyleyin.
Посмотри на эти глаза, на эту улыбку.
Şu yüze, şu gözlere, şu gülüşe bak.
Рад снова видеть твою улыбку.
- Seni yeniden gülümserken görmek güzel.
Касса пуста, если это вызвало у Вас улыбку.
Para çekmecesinde bir şey olmayacak, eğer sırıttığın buysa.
Улыбку уст, движенье глаз Ловить влюбленными глазами,
Sizin gülümsemelerinizi yakalamak ve bakışlarınızı aramak, sevgi dolu gözlerinizi görmek için.
его серый силуэт и его улыбку.
Onun gri gözlerini... gri siluetini... ve gülüşünü.
ничего не напоминает, кроме красоты. А ты, ты носишь это, как послушную улыбку.
sadece güzellik kalıyor, ve sen onu uslu bir tebbessüm gibi taşıdın.
Когда я увидел твою улыбку, услышал твое мнение о слове "Миревельд".
Gülümseyişini gördüğümde, bana Miereveld dediğinde.
Улыбку, господа.
Gülümseyin, beyler.
Покажи мне свою улыбку.
Çünkü işe yaramıyor artık.
В конце концов, мы только и видим, что улыбку Будды.
Yavaş yavaş ; en sonunda yalnızca Buda'nın gülümsemesini görüyorsun.
Мизинцем... он может расколоть прут 8 дюймов толщиной... под улыбку легендарной Мадам Баттерфляй!
O küçük parmağıyla... efsanevi Madam Butterfly'ın gülümsemesi geçmeden... 20 cm kalınlıktaki bir kalası bölebilir.
Оставь улыбку на лице,
# O gülücük yüzünden eksik olmasın
Опять вода. Подари-ка нам большую улыбку.
Yine su! Haydi dostum, bana şöyle kocamaaan gülümse bakalım.
Взгляни на эту добрую улыбку.
Şu tatlı gülümsemeye bakın.
В этот раз позаботьтесь, чтобы инженеры стерли эту улыбку с его лица.
Mühendislere söyleyin bu seferkinde suratındaki gülümsemeyi kaldırsınlar.
Я всё думала, зачем ты всё время носишь такую утрированную улыбку?
Bu çirkin gülümseme neden sürekli yüzünde, hiç anlamıyorum.
Я не знаю как долго я должен держать эту застывшую улыбку на лице.
Şu aptal gülücüğü daha ne kadar tutabilirimki yüzümde?
Видишь эту великолепную улыбку?
Şu gülüşü gördün mü?
Мы в фокусе? Улыбку.
Görebiliyor musun?
Улыбку.
Gülümse, gülümse.
Мы запомним улыбку, хмурость, вопрошающий взгляд.
"Hatırlıyoruz onun gülümsemesini, kaş çatışını, alaylı bakışını..."
Большую улыбку, сы-ы-ыр, хорошо?
kocaman gülücük, çiiz, tamam mı?
Надо было догадаться, когда ты сказал про улыбку.
Gülümseyişimi beğendiğini söylediğinde, anlamalıydım. Gerçek yapımcılar böyle birşey demez!
Наши хирурги сделали все, что могли но им потребовалось два часа, чтобы убрать улыбку с его лица.
Cerrahlarımız ellerinden geleni yaptı ama yüzündeki gülümsemeyi gidermek iki saatlerini aldı.
Я познаю настоящую улыбку души, не снаружи... а изнутри.
Ben ruhun gerçek gülümsemesini bilirim,... ama dışından değil içinden.
Знаю я эту твою улыбку, Джеймс.
O gülüşünü gayet iyi biliyorum James.
Посмотри на улыбку этого ублюдка.
Şu pisliğin sırıtışına bak.
Ты помнишь его лицо, улыбку, каких зубов у него не хватало...
Yüzünü ve gülüşünü ön dişinin eksik oluşunu hatırlarsın.
Я так люблю вашу улыбку.
Seni o kadar çok seviyorum.
"Прошу улыбку!"
Gülümseyin lütfen.
♪ Улыбку на лицо приладь, ♪ ♪ Будь краше - телом и душой... ♪
Biraz stil biraz nezaket yüzüne bir tebessüm koy
Изобрази улыбку.
"Cheese" de.
Улыбку!
Gülümseyin.
Не выпускать улыбку из открытых глаз... - Ждите меня здесь
Beni tam burada bekleyin.
Убери эту улыбку!
Gülümsemeyi kes ve yaklaş.