English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ У ] / Улыбнёшься

Улыбнёшься translate Turkish

60 parallel translation
Если ты не улыбнёшься, когда я досчитаю до восьми, я тебя задушу.
Eğer 8'de gülümsemezsen, seni boğacağım.
Ты такая трусиха, что ты обязательно улыбнёшься.
Çok korkaksın gülümseyeceğine bahse girerim.
Ты не улыбнёшься? Нет, не уходи!
- Gülümsemeyecek misin?
А здесь не улыбнёшься, ничего не рассказываешь.
Nerden çıkardın bunu? Hiç gülmüyorsun, bana hiçbir şey anlatmıyorsun, sana sarılmamı bile istemiyorsun.
Может быть, ты просто улыбнёшься?
Bir gülümseme yeterlir olur.
Улыбнёшься до того, как я досчитаю до восьми, я начну душить.
Ben sekize gelmeden gülersen... Seni boğazlamaya başlayacağım.
Ещё раз так мне улыбнёшься, и я тебе все зубы выбью!
Bana bir daha öyle sırıtırsan dişlerini dökerim!
Не улыбнёшься мне, Деб?
Gülümsemeye ne dersin, Deb?
Я использую душу этой девочки, и ты улыбнёшься мне снова...
Bu kızın ruhunu al ve bana bir kez daha gülümse, Karin!
И что ты собираешься делать, широко улыбнёшься нам?
N'apacaksın, ışınlayacak mısın bizi?
И жду, когда ты улыбнёшься
Gülümsemeni bekliyorum.
Может улыбнёшься наконец?
Gülümseyebilir misin en azından?
Ты улыбнёшься если я признаю, что ошибался?
Yanıldığımı kabul edersem gülümser misin?
Ты немного пьяна и возможно начнёшь пару драк но ты улыбнёшься и обнажишься.
* Biraz sarhoş olup, birkaç kavga başlattın * * Ama gülümseyip, çekersin sineye *
Если я скажу "да", и ты улыбнёшься, то ты следующая поняла?
"Evet" dersem hemen ardından gülümseyeceksin. Değil mi?
Дождёшься, пока я не лишусь надежды, пока всё не будет потеряно, а затем самодовольно улыбнёшься и всех спасёшь – как и всегда.
Ben umudumu kaybedene kadar bekleyeceksin, her şey kaybolacak ve kendini beğenmiş gülümsemenle günü kurtaracaksın. Her zamanki gibi.
Может, улыбнешься мне?
Bana bir gülücük bağışlar mısınız?
Ты просто боишься, что если ты улыбнешься, то получишь морщинку!
Hayır. Çok. - Yandaşım yok.
Может, улыбнешься, как обычно?
Biraz sırıtmaya ne dersin?
Улыбнешься и выпроводишь его вон.
Sadece gülümse, tatlım, ve adamdan kurtul, tamam mı?
Ну, улыбнешься мне на прощанье?
Hatırlamam için bir kez gülümse.
Ты не улыбнешься?
Ve gülümse, gülümsemeyecek misin?
Если ты хотя бы улыбнешься этому мальчику, то, помоги мне Боже, но я отправлю тебя в лагерь. И не заберу, пока тебе не исполнится 1 8.
O çocuğa gülümsersen, yemin ederim seni Kamp Hennessey'ye gönderirim ve on sekiz yaşına kadar da çıkarmam.
хотя бы улыбнешься?
En azından gülümseyemez misin?
Когда ты его услышишь, ты улыбнешься вот так.
dinlediğin zaman, böyle gülümseyeceksin.
5 лет спустя ты вспомнишь про это и улыбнешься.
Beş yıl sonra geriye bakıp, bunlara güleceksin.
Ты покажешься напуганным несколько раз, улыбнешься, так чтоб девушки захотели трахнуть тебя и затем рассмеешься как захочешь, да так чтобы аж до следующего "В поисках утраченного ковчега"
Birkaç kez korkmuş görün, kızlar seninle yatmak istesin diye gülümse ve bir dahaki "Raiders Of The Lost Ark" a kadar yoluna devam et.
- Может, улыбнешься?
- Gülümser misin?
Если всего лишь улыбнешься!
* Gülümsersen eğer *
Но однажды ты вспомнишь прошлое и улыбнешься.
Fakat bir gün geçmişe dönüp bakar ve gülümsersin.
Ты не улыбнешься, да?
Gülümsemeyeceksin, değil mi?
Даже не улыбнешься?
Gülümseme bile yok mu?
А если немного улыбнешься, это им поможет понять, что ты хочешь дружить.
Evet, eğer onlara biraz gülümsersen,... eminim onlar da senin arkadaş olmak istediğini anlayacaklardır.
Если ты не улыбнешься, твоя мама мне не заплатит.
Gülümsemezsen annen fotoğraf almaz, ben de paramı almam.
Ты не умрешь, если хотя бы улыбнешься.
Garip bir şekilde gösteriyorsun. Gülümsesen ölmezsin.
Ты думаешь, если улыбнешься, то получишь все что хочешь?
Öylece gülümseyip istediğini elde edebileceğini mi sanıyorsun?
Я только что была гангстером, а ты даже не улыбнешься?
Çete ağzı yaptım, bir gülümseme bile mi yok?
Что ты просто красиво улыбнешься, и я потеряю голову, как какой-то фанат с широко открытыми глазами?
O gülüşünle geleceksin, bende buğulu bakışlarınla kendimden mi geçeceğim.
насколько он серьёзен. лишь ты улыбнёшься.
Cevap vermek için ciddi mi değil mi bilmem gerekiyor.
какой сыр у них есть. лишь ты улыбнёшься.
Şarap alalım. Hangi peynirlerden varmış, sor.
Я улыбнусь, ты улыбнешься в ответ, это докажет мою гипотезу, что улыбка заразительна.
Sana gülümseyeceğim, sonrasında sende gülümsersen gülümseme bulaşıcıdır hipotezim ispatlanır.
Поэтому ты войдешь в эту палату, улыбнешься ему, и будешь его скалой.
O odaya tıpış tıpış gidip, o gülümsemeyi ona gösterecek ve onun dayanağı olacaksın.
Улыбнешься мне?
Benim için bir kerecik gülümseyebilir misin?
Если улыбнешься.
- Bana gülersen tabii.
Ты умрешь, если чуть-чуть улыбнешься?
Az gülsen ölür müsün?
что ты улыбнешься ".
"Seni güldüreceğimi düşünmüştüm".
И пока, наконец, ты не улыбнешься.
Yüzün gülecekse olur tabii.
Ну же, не улыбнешься нам?
Hadi, gülümse, olmaz mı?
Если губернатор заговорит с тобой, ты улыбнешься, кивнешь и скажешь, что ты нужна на третьем этаже.
Eğer vali seninle konuşursa, gülümse, kafanı salla ve 3. kattaki seçim için... -... çağırdıklarını söyle.
Если улыбнешься!
... seni öldürürüm.
Ты взглянешь на них, улыбнешься, и все растают.
- Yüzlerine biraz gülersin, insanlar erir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]