Фотографа translate Turkish

Приготовь фотографа у дома Алленбери к 9 : 00.

9'da, Allenbury'lerin evine bir fotoğrafçı gönder.

Я пришла домой от фотографа в тот день около 3 : 00... с пробными оттисками, которые заказал мистер Денвер.

O akşam saat 3'de fatorafcıdan eve döndüm... Mr.Denver'in sipariş ettiği resimlerle birlikte.

Эту неделю я буду лишен своего лучшего фотографа, а ты новой командировки.

O bir hafta bana, en iyi fotoğrafçıma, sana da büyük bir işe mâl olacak.

Метрдотель, остановите фотографа.

Müdür bey, tutun şu fotoğrafçıyı!

Настоящий документ обязывает фотографа Рудольфа Ленца явиться в течение двух недель в одну из перечисленных больниц для "медицинских процедур".

Bu belge de fotoğrafçı Rudolf Lenz'in....... tıbbi tedavi için iki hafta içinde. belirtilen hastaneye çağrıldığını gösteriyor.

Моя мама работала на фотографа в Меридиане.

Annem Meridian'da fotoğrafçıda çalışıyor.

Но меня поразил художественный вкус фотографа Ямана.

Ama fotoğrafçı Bay Yamana'nın sanatsal zekasından çok etkilenmiştim.

Ты раздевалась догола для того фотографа!

O fotoğrafçı için soyunmuştun!

Салли актриса, работает у фотографа.

Ve Sally oyuncudur ama bir fotoğrafçının yanında çalışıyor.

Чтобы отомстить за вашу маленькую подружку фотографа?

Resimde ki arkadaşının intikamını almak için mi?

И пригласите фотографа.

Yanında bir fotoğrafçı getir.

Но неужели она даже не пыталась найти фотографа?

Peki, fotoğrafçıyı bulmak için hiçbir şey yapmamış mı?

В моих вещах - вам их отдадут, есть квитанция от фотографа из Краковского Предместья.

Eşyalarımın arasında bir fotoğraf stüdyosundan aldığım fiş olacaktı.

Фотографа, друга старины Гао.

Gao-kun'un fotoğrafçı bir arkadaşını.

Не могу. Мама за каким-то хреном позвала фотографа... и мне, как бы, прическу нельзя портить.

Annemin saçlarımı dağılmış bir şekilde fotoğrafımı görmesini istemiyorum.

Деннис Хоппер играл помешанного фотографа с 12 фотиками, который искал здесь истину, и его "блин", понимаете?

Mesleğe ara vermiş, 12 fotoğraf makinesi ile buraya, gerçeğe ulaşmak için gelmiş bir gazeteciyi oynuyor Dennis Hopper. Tek yaptığı "Adamım!" demek.

О своем участии в картине я узнал за две недели. Как и не знал, что буду играть оборванного журналиста, фотографа, в попытках объяснить, что к чему и как все его поразило.

Seçilmeden iki hafta öncesine kadar paçavra giyimli, fotoğraflar çeken bir foto muhabirini oynacağım şöyle dursun, burada ne olup bittiğini ve nasıl aklını kaçırdığını açıklamaya çalışan birini oynacağımı bile bilmiyordum.

Я простил тебе этого фотографа.

- Seni o fotoğrafçıdan dolayı affettim.

Вот эти последствия! Если бы британцы не разоблачили фотографа, погибли бы тысячи людей!

Eğer İngilizler o fotoğrafçıyı ortaya çıkarmasaydı, binlerce insan ölebilirdi.

Вы двое должны взять с собой фотографа.

Bir de fotoğrafçı getir.

Как ты одурачила этого сценариста и фотографа этим маленьким ртом?

Bu küçük ağzınla senaristi ve şipşakcıyı kandırdın dimi!

Да, она пришлет фотографа, чтобы сделать наш снимок.

Evet fotoğrafımızı çekmesi için fotoğrafçı gönderdi.

Карло знает фотографа, который сказал, что доход от рекламы упал.

Carlo fotoğrafçı arkadaşından duymuş. Reklam gelirleri çok düşmüş.

Я добуду фотографа, но мне нужно что-нибудь жареное. Этого ждут читатели.

Ben fotoğrafçıyı ayarlayacağım, Her zaman fotoğrafa ihtiyacım vardır.

Если опубликуем - раскроем присутствие фотографа при любовном свидании.

Yayınlarsak fotoğrafçıyı aklarız ve güven sağlarız

Он был у полкового фотографа.

Alayın fotoğrafçısıyla karşılaştım.

Здесь сказано, что у фотографа есть права на их публикацию.

Fotoğrafçının bunları basmaya hakkı olduğunu söylüyor.

- У фотографа потрясающее видение.

Fotoğrafçı güzel noktadan yakalamış.

Знаю недорогого фотографа, он сделает тебе портреты.

Portreni çekebilecek iyi bir fotoğrafçı tanıyorum.

Я помогал Ал найти фотографа для ее альбома.

Kataloğu için bir fotoğrafçı bulmaya çalışıyorum.

У тебя тут был стрелок замаскированный под фотографа. Он сбежал..

Burada fotoğrafçı kılığında bir tetikçi vardı.

Пойдем, сфотографируешься у моего друга-фотографа.

Fotoğraf çektirmek için bir arkadaşıma gidebiliriz.

Как носильщика и телохранителя Фотографа и гида

Hamal ve koruma, ayrıca bir fotoğrafçı ve rehber olarak.

Надо нанять лучшего фотографа, но так, чтобы Дженна не узнала.

En iyi fotoğrafçıyı tutmanı istiyorum ve Jenna'nın öğrenmesini istemiyorum.

Слушай, я должна сказать Дженна решила двигаться в другом направлении и взять более известного фотографа.

Sanırım sana söylemem gerekir. Jenna farklı bir yönde ilerlemeye karar verdi daha saygın bir fotoğrafçıyla.

- Кого? Фотографа?

Savaş fotoğrafçısına.

Следующая родилась пять лет спустя, когда она решила соблазнить знаменитого модного фотографа.

Bir sonraki ise 5 yıl sonra, ünlü bir fotoğrafçıyı baştan çıkarırken gelmişti.

Я, мадам Дарго, парижский нотариус, нижеподписавшаяся в присутствии мадмуазель Жани Шарон и месье Брюно Шарона, свидетелей, приглашенных и названных соответственно статьям 971 и 972 Гражданского кодекса по ходатайству месье Ромена Брошана, фотографа, холостяка,

Maitre Dargot, Noter, Jeannie ve Bruno Charron'in huzurunda ve anayasanın 971 ve 972. maddelerinin öngördüğü üzere, onların tanıklıklarında isteyen kişi tarafından, Bay Romain Brochant, bekar, fotoğrafçı.

Вся моя карьера фотографа началась с ее фотографий.

Bildiğim her şeyi onunla denerken öğrendim.

Не могу поверить, что ты нанял фотографа.

Fotoğrafçı tuttuğuna inanamıyorum.

Я слышал, как ваша мать говорила, что не может найти свадебного фотографа, так что я вызвался.

Anneni düğün fotoğrafçısının ortada görünmediğini söylerken duydum.Ben de gönüllü oldum

Это не из-за Терезы... и глупого фотографа, который что-то там нашел.

Birilerinin bulduğu aptal fotoğraflarla ilgili değil

У фотографий сильный вибрафон. Так же как и у фотографа.

Çekerken duyulan heyecan fotoğraflara da yansımış.

Не сообразил убиты фотографа.

Bir dahakine önce kamerayı vuracağım.

Паоло - гей! Он помощник Саши, ну, нашего фотографа. Я думала, что эти двое, ну, спят вместе, но оказывается, нет.

Sasha'nın asistanı, bilirsin moda fotoğrafçısı ve ben onların birlikte olduklarını sanmıştım ama değiller.

Знаешь, Джекс, попросив тебя проследить за съемкой, я полагала, твоя задача заботиться о суши, а не злить моего лучшего фотографа.

Biliyor musun Jacks. Sana çekimle ilgilenmeni söylediğimde daha çok suşi sipariş etmeni filan kastetmiştim en iyi fotoğrafçımızı çileden çıkarmanı değil.

Мы заберем фотографа по дороге.

Fotoğrafçıyı yolda giderken alacağız.

Нет фотографа!

Fotoğrafçı yok!

Помнишь Скотта, фотографа, я с ним встречалась до тебя?

Seninle tanıştığımda çıktığım fotoğrafçı Scott vardı ya?

- Отмените ланч у мэра и дайте мне фотографа в больницу

Belediye Başkanı'nı akşam yemeğine kaydır ve hastanede bir fotoğraf çekimi ayarla.

Я знаю фотографа, который идеально подойдет для этой работы.

Bu işi en iyi şekilde yapacak fotoğrafçıyı tanıyorum.