Художника translate Turkish
472 parallel translation
Рихарду Лоу за работу художника.
Fotografi için Bay Johan Ankerstjerne'e ve sanat yönetmenliği için Bay Richard Louw'a minnettarım.
И ты любишь своего художника?
Bu ressamı seviyor musun?
Ты не похож на художника.
Pek de ressama benzediğin söylenemez.
Вы не поверите, вы, вероятно, раньше это уже слышали но у меня нет ни одного знакомого художника.
Buna inanamayacaksınız, muhtemelen daha önceden de duymuşsunuzdur ama daha önce hiçbir sanatçıyla tanışmamıştım.
Они вставили его позже, чтобы сделать студию художника.
Resim atölyesi yaratmak için sonradan koymuşlar.
В следующий раз буду смотреть на имя художника.
Bir dahaki sefere senin ismini taşıyanlara bakacağım.
Послушайте, если вы друг художника, непременно приведите его к мистеру Деллароу.
Bakın, eğer ressamın arkadaşıysanız Bay Dellarowe'nin onunla temas kurmasını sağlayacaksınız.
Почему вы хотите купить эти картины, если даже не знаете художника?
Onları kimin yaptığını bilmiyorsanız neden satın aldınız peki?
Делал вид, что придумываешь картины сам, ты все это время копировал работы настоящего художника.
Bunca zamandır o çalışmaları tamamen kendin yapıyor ayağına gerçek bir sanatçının çalışmalarını kopyalıyormuşsun.
" Ємное пальто и светла € шл € па - улики очень незначительные... ј таинственна € фигура, сохранивша € с € в пам € ти свидетелей и претворенна € в жизнь карандашом художника была едва ли намного важнее.
Koyu renk palto ve açık renk şapka ipucu yetersizdi ve yedi tanığın zihninde tasarlanıp bir sanatçının kalemiyle canlandırılan belirsiz şahıs pek iyi değildi.
Фамилия художника - Паттерсон. Да?
Patterson adında bir ressamın eseriymiş.
Город собрал на художника 2 тысячи долларов, а мэр пригласил своего кузена из Чикаго.
Ressam çalıştırmak için 2 bin Dolar toplanmıştı. Belediye başkanı ressam diye Chicago'dan kendi kuzenini getirtti.
Для любого художника есть лишь одно место, где он может жить, учиться и обретать вдохновение, - это город по имени Париж.
Bir ressam için, dünyanın çalışma ilham ve yaşam merkezi Paris adlı bu cennettir.
Вы совсем не похожи на художника.
Ressama benzemiyorsun.
Она достойна молодого художника?
Meteliksiz genç bir ressamı hak ediyor mu?
Для художника ты неразговорчив.
Bir ressam için çok fazla konuşmuyorsun.
У вас ум художника.
Sende sanatçı zekası var.
Впервые в истории кино, частная жизнь и мысли художника этакого слепого гения становятся доступными для людского обозрения.
İlk defa, bu dâhi kör adamın günlük ve gizli draması bir seyirci karşısında oynanacak.
Ты живешь у художника?
Oda arkadaşın bir ressam mı?
Ты знаешь книгу Дилана Томаса "Портрет художника в щенячестве"?
Dylan Thomas'ın, "Genç Bir Köpek Olan Sanatçının Portresi" kitabını okudun mu?
Наша пьеса называется "Призрак художника".
Oyunumuzun adı "Sanatçı Hayaleti".
Мой друг, профессор Бёр, "Поэты - романтики" а это тебе может понравиться, "История танца", и "Портрет художника в юности", Джеймс Джойс, может, и понравится.
Arkadaşım Profesör Baer'in kitabı Romantik Şairler. Bu da senin seveceğin bir şey, Dansın Tarihi ve... seveceğini umduğum, James Joyce'un Sanatçının Bir Genç Adam Olarak Portresi.
На самом деле, те, кто восхищался портретом, говорили о чудесном сходстве и приводили как свидетельство таланта художника то, что рисуя свою любовь, он так выразил её, что она вышла дьявольски прекрасна.
Portreyi görenler aslına olan benzerliğinden adeta bir mucizeden bahseder gibi bahsediyor ve bu benzerliğin sadece sanatçının kudretinin değil, resmini yaptığı güzele karşı beslediği aşkın da bir kanıtı olduğunu konuşuyorlardı.
Вы знаете художника Титорелли?
- Sen kimsin?
И мы не должны просить от истинного художника ничего, кроме этой веры : познания тишины.
Sözünü etmeye değecek bir sanatçıya şu temel soru... dışında hiçbir şey sormamalıyız : Kendini sessizlikle eğitti mi?
Я нынче художник, и, как ни крути, художника лучше,
Bugün bir ressamım Ve gördüğünüz gibi Bir ressam sanatçıdır
Я бы хотел взглянуть на море очищенным взором, лишенным любопытства художника или натуралиста, потому что я всю жизнь хотел бы коллекционировать что-то или собирать гербарий.
Denize elimden geldiğince boş boş bakmak istiyordum. Ne bir ressamın ne de bir botanikçinin gözüyle bakmak istemiyordum. Hayatımın ilk heveslerinin peşinden gitseydim ya bir koleksiyoncu ya da botanikçi olurdum.
Забудь этого художника.
- O ressamı da unut.
Но нам хотелось бы увидеть самого художника, чтобы помочь ему.
Lakin ressamın bizzat kendisiyle tanışmak ve ona yardımcı olmak istiyoruz.
Господа, разрешите вам представить Нико Пиросманашвили, художника, живущего в нашем городе, но, к сожалению, до сих пор нам не известного.
Baylar, izin verin sizi Niko Pirosmanashvili'yle tanıştırayım. Kendisi şehrimizde yaşayan bir sanatçı ama ne yazık ki hiçbirimiz onu bilmiyoruz.
Но после разрыва с Бруно она с жуткой скоростью пошла по рукам, пока не попала на нищего художника, который увез её в США.
Ancak Bruno'dan ayrıldıktan sonra, kendisini o adamdan ötekine gider buldu. En sonunda kendisini beş parasız bir ressamla Amerika'da buldu.
Твоя неземная красота пробуждает во мне художника.
Sonsuz güzelliğin içimdeki sanatçıyı uyandırdı.
Ты слишком усерден для мёртвого художника.
Ölü bir ressam olarak fazla çalışmamalısın.
Для талантливого и своеобразного художника тут очень много работы.
Yetenekli ve özgün bir sanatçı burada işten başını kaşıyamaz.
В связи с отсутствием ответчика в первый и во второй раз и согласно Указу от 28 августа, дело Хирти Диркс, вдовы, против Рембрандта ван Рейна, знаменитого художника, в третий раз будет рассматриваться в его отсутствие.
# İlk iki mahkeme celbine icabet etmeyen davalı... #... 28 Ağustos 1586 tarihli karar uyarınca para cezasına çarptırılmıştı üçüncü kez olmak üzere : Geertje Dirx, bir çiftçiden dul, Amsterdam'ın ünlü sanatçısı Rembrandt van Rijn'a karşı davacıdır.
А отпечаток ладони - это, вероятно, подпись художника.
Belkide bu el izleri ressamın imzasıydı.
А уж когда Артур встретил магратеанца Слартибартфаста, художника-побережиста по призванию, получившего приз за работу над Норвегией, и узнал от него, что вся человеческая история произошла ради нескольких белых мышей, удивление превзошло все разумные границы и ему не осталось ничего другого, кроме как ПОРАЗИТЬСЯ
Ve Arthur, Norveç kıyı şeridi tasarımı sebebiyle ödül almış olan, Magrathealı kıyı şeridi tasarımcısı, Slartibartfast ile karşılaştığında, insan ırkının tarihinin birkaç beyaz farenin çıkarları için var olduğunu öğrendiğinde,
который прошел путь... 8 : 22, 1 76... 00 : 08 : 24,3 3 7 Х1 : 1 73 Х2 : 528 Y1 : 3 76 Y2 от посредственного художника... до величайшего военного стратега.
kadınsız Führer'imize, ressam çıraklığından başarıyla dünyanın en iyi savaş stratejisti haline dönüşen.
А мне нравилась сама идея художника, Палицци.
Ressam Palizzi'nin fikrini beğendim.
Её звали Ватто - как художника.
Kendine Watteau dedi, artist gibi.
Это конечно необычно, но я тебя уважаю как художника.
Acayip ama bir artist olarak, ve iyi giyinen biri olarak.
А помнишь того художника? Он стал знаменит на весь мир. Правда.
O sanatçı vardı ya, bayağı meşhur oldu.
Критик, два клиента, три художника.
Bir eleştirmen, iki müşteri, üç ressam.
Я очень давно не видела художника сверху
Yukarıdaki ressamı görmeyeli çok uzun zaman oldu.
Помните того старика, художника, которого мы видели на ужине?
Geçen gece "Bishop's" daki yaşlı adamı hatırladın mı?
Поведение художника всегда необычное.
Bir ressamın davranış şekli hep alışılmışın dışındadır.
А смерть художника добавит к ним интереса.
Ölümü çok büyük ilgi doğuracaktı.
Темперамент художника Не позволил бы.
Sanatsal yanım buna izin vermezdi.
Чтобы ответить на этот вопрос я снял этот фильм, не следуя никакому хронологическому или логическому порядку, но скорее исходя из моих политических убеждений... и моих чувств, как художника и поэта.
şu soruya cepaplamak için filmini yazdım, hiç bir kronolojiyi yada mantığı takip etmeden, fakat kendim politika sebeplerimi ve şiirsel duygularımı.
Смотрите на художника и его искусство.
Şu sanat eserine bak. Ne güzel, değil mi?
Я похож на молодого художника?
Evini arazisini ve tüm resimlerini genç sanatçılara bağışlamış Linda, genç bir sanatçıya benziyormuyum