English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ Ш ] / Шанс

Шанс translate Turkish

17,969 parallel translation
Шанс освободить братьев из Ада и сделать мир нашим царством.
Kardeşlerimizi Cehennem'den azat etme fırsatı elde edecek bu dünyayı krallığımız yapacaktık.
Надо было продать тебя, когда у меня был такой шанс.
Fırsatım varken seni satmalıydım.
Спасибо, что даешь мне еще один шанс.
Bana bir şans daha verdiğin için teşekkür ederim.
Шанс просто ничтожный.
Yani birisine rastlama olasılığı...
Я рада, что ты дала ему шанс, даже если ты уедешь, чтобы растить ребенка.
Ona bir şans verdiğin için minnettarım bebeğini doğurmak için uzağa gidecek olsan bile.
Я дал тебе отличный шанс, солгать ещё раз, но ты им не воспользовалась.
Az önce sana bir kez daha harika fırsat sundum ve bunu kabul etmedin.
Понимаешь, просто... Пожалуйста, дай мне шанс сделать это, и сделать правильно.
Pekala, sadece lütfen telafi etmem için bana bir şans ver.
Элисон - мой единственный шанс выбраться отсюда.
Buradan çıkmak için tek şansım, Alison.
Похоже, я упустила свой шанс на поцелуй перед сном.
Sanırım iyi geceler öpücüğünü kaçırdım.
Шанс на что?
Ne yapması için bir şans?
Предполагалось, что за ужином ты сможешь дать ей шанс.
Bu gece, senin ona bir şans vermen içindi.
Это твой шанс рассказать мне правду.
Bana gerçeği söyleme şansın bu.
Есть ли шанс, что вы допустили ошибку?
Hata yapmış olabilir misiniz?
... шанс рассказать мне правду?
.. bana doğruyu söyle.
Это твой шанс рассказать мне правду.
Bana doğruyu söylemek için son şansın. Tamam.
Потом решила, что у Люцифера есть шанс, и перебежала к нему.
Sonra Lucifer'in şansı olduğunu düşündüğünde onun yanına geçecekti.
Я наш шанс.
Ve bence orda bir fırsat var.
Вот что, даю тебе один шанс, всего один, чтобы вернуть Сэма.
Şimdi sana Sam'i bırakman için bir kere şans vereceğim.
Тебе нужно дать другим людям шанс. Ты заслужил счастье, Уинстон.
Mutlu olmayı hak ediyorsun, Winston.
Прошу, дай мне шанс исправить это.
Lütfen, bunu düzeltmek için bir şans ver. Beş dakika
Есть шанс, что ты двойник?
Görsel ikiz olma ihtimalin var mı?
Нам с Зейном, наконец, выпал шанс поработать вместе, спустя все эти годы, и на тебе.
Zane ve ben sonunda birlikte çalışma şansı yakalamıştık Tüm bu yıllardan sonra, bu oluyor.
И он забрал мой шанс, как будто это мелочь.
Ve o bunu benden sanki hiçbirşey olmamış gibi geri aldı.
Халифат не упускает шанс репостить его.
Halifelik eline geçen her fırsatta yazıklarını yayıyor.
Я прошу тебя дать мне шанс выиграть эти выборы.
Bu seçimi kazanmam için bana bir şans vermeni istiyorum.
Я прошу тебя дать мне шанс выиграть эти выборы.
Bana bu seçimi kazanmam için bir fırsat tanı.
У вас всего один шанс.
Doğrusunu yapmak için tek şansınız var.
Ты упустил свой шанс.
Sana ayırdığım süreyi kaçırdın.
У вас всего один шанс.
Doğrusunu yapmak için tek şansın var.
Я хочу предоставить вам этот шанс.
Böyle bir tercih hakkınızın olmasını istiyorum.
Знаешь, шанс того, что мы пройдем через это не сказав друг другу ни единого слова...
Tek bir kelime dahi konuşmadan bunları atlatma şansın biraz az biliyorsun değil mi...
Есть шанс, что ты можешь получить вампирский арсенал?
Acaba o becerili ellerini buraya getirme şansın var mı?
Я не в безопасности из-за этого дурацкого шрама, и есть шанс, что и мои девочки будут вовлечены в эту охоту.
Ben güvenli değilim çünkü bu aptal yara yüzünden kızlarım da hedef olup zarar görebilir.
Я не уверен, что ты хочешь сделать это. Знаешь, учитывая послужной список Мэтта, я бы сказал, что шанс около 60 %, что в тебя попадёт дружеская пуля
Bunu yapmak isteyeceğini pek sanmam zira bu görevi Matt'e vererek % 60 ihtimalle yanlışlıkla seni vurabileceğini de hesaba katmalısın.
Если бы я просто ушел, когда у меня был шанс...
Hala şansım varken seninle gelseydim...
Ну, верим мы им или нет, это единственный шанс для Бонни.
Pekâlâ, onlara inansakta inanmasakta bu Bonnie'nin tek şansı.
То есть, чтобы у нас появился шанс нужно провести групповую терапию с участием архангелов?
Tamam şimdi diğer baş melekler olaya dahil olur mu diye bir terapi konuşması daha mı yapacağız?
Ровена, дорогая, шанс есть.
Rowena, tatlım işte şansımız.
Так вот, что ты им предложил - шанс потешить твоё самолюбие?
Onlara bunu mu önerdin, egonu sıvazlamalarını mı?
А. Ну... есть шанс, что я посмотрю исчезновение вместе с вами.
Kaybedişini sizinle birlikte izleme ihtimalim yüksek.
Это твой последний шанс.
Bu son şansın.
Мне просто нужен шанс.
Bak, sadece bir şansa ihtiyacım var.
И ты этот шанс.
Ve sen bu şanssın.
- Хорошо. Ещё раз спасибо за шанс её открыть.
Teşekkürler bunun için.
Ваш шанс выйти - это говорить.
Dışarı çıkabilmen için tek şansın konuşmak.
Я хотела дать вам шанс пересмотреть мое дело, пока я не подала иск.
Kayıtlara geçmeden önce dava dosyama senin ve kurulun göz atmasını istedim.
Я хотела дать вам шанс ознакомиться с моим иском.
Senin ve kurulunun davamı tekrar gözden geçirmesini istiyorum.
Это ваш шанс исправиться.
İyileşmen için bu bir şans.
" Понимаю, это вряд ли подействует, но умоляю дать ещё один шанс.
"Biliyorum bir işe yaramayacak," ama bir şans için daha sana yalvarıyorum.
Дай ей шанс.
Bu yüzden ona bir şans ver.
Дать мне еще шанс.
Tek bir şans tanıdı ama hayata devam etmeliyiz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]