Я узнавала translate Turkish

... я узнавала всегда.

O olduğunu hep anlardım.

Я узнавала о его прошлом, спрашивая о моем будущем. А Сэм поддерживал интерес в наших взаимоотношениях тем, что сохранял какую-то тайну.

Ve Sam, gizemli durumunu sürdürerek ilişkinin çekiciliğini korudu.

Я узнавала...

- Bu konuda bir iki kişiye sor... - Yüz yirmi!

Я узнавала больше, потому что много работала.

Çok şey öğrendim, çünkü çok çalıştım.

Вы слушаете "Питер FМ", все будет хорошо, я узнавала.

Piter FM'i dinliyorsunuz. Her şey yoluna girecek. Benden söylemesi.

Я узнавала, и, скорее всего, мы не продаем космические костюмы, но я собираюсь позвонить в другое отделение.

Sordum ama uzay üniforması satmıyormuşuz şimdi başka bir ofisi arayacağım.

Я узнавала.

Bir telefon ettim.

Я узнавала, ты мог бы быть уже на пол пути к Бостону.

Şimdiye kadar Boston yolunu yarılamışsındır sanıyordum.

Я узнавала, как здоровье Харриет, и мне сказали, что ей становится хуже.

Bu akşam Harriet'in durumunu sordum ve daha kötü olduğunu söylediler.

И чем больше я узнавала о его воспитании и всё такое...

Sonra onun büyüdüğü ortamı falan öğrenince...

Я узнавала во всех газетах и журналах Нью-Йорка, и нигде ничего.

New York'taki tüm gazete ve dergilere başvurdum, sonuç çıkmadı.

Таким образом я узнавала о своем папе много нового.

Bu sayede babam hakkında çok şey öğrendim.

Я узнавала информацию лишь об одном университете в твоём любимом городе.

Bir tanesine. Senin en sevdiğin şehirdeki tek bir üniversiteye baktım.

Да, вообще-то, я узнавала.

Evet, sordum onu ben.

Я узнавала в аптеке,

Eczaneyi kontrol ettim.

Я узнавала.

Sordum.

Я узнавала про неё.

Buraya gelmeden önce biraz araştırma yaptım.

Я узнавала, теперь они владеют этой фотографией.

Fotoğrafın sahibi olduklarını öğrendim.

Теперь, когда я стала половинкой молодой пары, я узнавала, что иногда нужно позволять себя вести...

Yeni ikili oyundaki rolümün bir parçası, ara sıra ışık saçmak zorunda olduğumu öğrenmekti.

Я узнавала. Им страдают шестидесятилетние.

İnsanlar bu hastalığa 60'larında yakalanıyor.

Это законно, я узнавала.

Ve bu legal.Kontrol ettim.

У него нет дома в Лондоне, я узнавала но его доход составляет не менее 4000 фунтов в год.

Araştırdım, Londra'da evi yok ama yılda dört bin sterlin kazanıyor.

Но, чем больше я тебя узнавала, тем больше мне становилось интересно.

Ama sonra, daha fazlasını öğrendikçe daha çok merak etmeye başladım.

В первый год изучения анатомии я узнавала свои оценки именно так.

Ben anatomideki ilk senemde notumu öyle öğrenmiştim.

- Я узнавала.

- Araştırdım.

- Ты лживый кусок дерьма – я узнавала.

- Seni yalancı pislik. Kontrol ettim.

И дело не только в еде, хотя, чем больше я узнавала — еда прям значительная часть, да?

Ve konu sadece yemek değil, daha çok öğrendikçe daha büyük bir yemeğin parçası olacağım, değil mi?

А на башне уже дежурили, я узнавала.

Birinin kulede olduğunu bildiğim için sordum ben de.

Я узнавала.

Nakille konuştum.

Ты превзошёл самого себя. Я не узнавала тебя.

Yeni bir erkek gibisin.

Весь этот уик-энд мне было плохо, за столом меня тошнило, я себя не узнавала, это была не я...

Yemekte kusacak gibi oldum. Ben değildim. Rüya görüyorum!

Твое лицо казалось очень знакомым Но я не узнавала его Потому что оно было в крови

benzer bir şekilde tanıyamadım seni çünkü kan vardı yüzünde, benim de gözlerimde..

Дважды я ехала в аэропорт, чтобы встретить ребёнка, но узнавала, что он не садился на борт.

İki kez, bebeğimin uçağını karşılamak için havaalanına gittim ama tek öğrendiğim bebeğin uçakta olmadığıydı.

Так я и делала, и потом она узнавала о некоторых вещах, а я, на самом деле, не чувствовала, будто выдала своих подруг.

Ben öyle yapınca, o da bazı şeylerin cevabını öğrenmiş olurdu ve ben o şekilde arkadaşlarımı ele vermişim gibi hissetmezdim.

Я не узнавала. - Мы не разговариваем.

- Konuşmuyoruz ki.

Все было другим, Я не узнавала... ничего.

Her şey çok farklıydı, hiçbir şeyi ayırt edemiyordum.

Был вежливый, безразличный, я его не узнавала. Пока однажды он не сказал :

Kibar, sakin ruhlu biri fakat onu tanıyamadım.

Мы не планировали никого из них, но я любила каждого из наших детей, с момента, как узнавала, что беременна.

Hiç birini planlamamıştık, ama dünyaya geleceklerini öğrendiğimiz anda onları sevmeye başlamıştım.

Я в последнее время не узнавала, как ты.

Son zamanlarda seninle pek konuşamadık.

Чтобы я потом не удивлялась, где это он мог так резко загореть... Так как же ты обо всем этом узнавала?

Böylece aniden bronzlaşırsa tuhaflık sezmeyecektim... her seferinde nasıl anladın?

Может, я просто хочу узнать мистера Росса поближе, так же, как узнавала тебя?

Neden seni tanıdığım şekilde Bay Ross'u tanıyamıyor muşum?

Но я бы не узнавала у него сейчас.

Ama ben olsam ona şimdi sormazdım.

Я... то есть, только то немногое, что узнавала из разговоров за ужином.

Ben... yemek masasında konuşulanlar kadar bilgiye sahiptim.

Или она ударилась о стекло, которое не разбилось, но когда я в последний раз узнавала, пуленепробиваемое стекло не было стандартной опцией.

Arabanın ön camı kırılmaz maddeden yapılmış değilse tabii. Ama o tarz camların kullanımı pek yaygın değildir.

Узнавала, когда я тут заканчиваю.

İşimin ne zaman biteceğini soruyor.

Я именно так все и узнавала.

bu şekilde öğrendim.

Я так долго копалась в грязи, что, отмывшись, себя не узнавала.

Kendimi temizlediğimde tanıyamadım.

Я обзвонила все заведения на центральной улице, узнавала, может у кого-то работали камеры.

Güvenlik kameraları var mı diye ana caddedeki tüm işletmeleri aradım.

Я... звонила и узнавала о состоянии того мальчика из школы.

- Selam. Ben... Ben okuldaki çocuğun durumunu...

Я только что узнавала.

Durumu hala belirsiz.

Ведь только утром я рассматривала твои книги, узнавала их названия.

Daha bu sabah, kitaplarına bakmak ve sanki benimlermişcesine isimlerini öğrenmek çok hoşuma gitmişti.