English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ A ] / Adınız

Adınız translate English

12,575 parallel translation
Maalesef adınızı bilmiyorum.
I'm afraid I don't know your name.
Adınızı bilmiyorum.
I don't seem to have your name.
- Adınız nedir?
What's your name?
- Adınız ne Bay Kommissar?
- What's your name, Herr Kommissar?
- Bakın, adınızı söylerseniz- -
Look, if I just knew your name, I could apologize to you.
Adınız neydi?
What's your name?
Bir adınız.
1. Name 2.
Bazen adınızı kimsenin bilmediği bir yere gitmek istersiniz.
Because sometimes you wanna go where no one knows your name.
Benim düşünceme göre Lordum, babanız ölüm döşeğinde varisi olarak adınızı zikretmiş olsaydı Witan ona karşı gelme cüretini zor bulurdu.
'Tis my thinking, Lord, that if, on his deathbed, your father were to name you as his successor, the Witan would find it difficult to go against him.
Birkaç yeri aradım. Sizin adınızı verdim.
I just made some calls, threw your name around.
Zoric'in defteri ve mabadınızı oradan hemen ayırmaya bakın çünkü o kadar baskıyı kaldıramam devlet adınaymış gibi gözüken izinsiz bir tahliye operasyonu yaparken yakalanırsanız, Amerikan Devleti bu operasyondan haberi olmadığını iddia eder.
Get the hell out of there, because- - and I cannot stress this enough- - if you are caught on Cuban soil operating a quasi - governmental extraction without permission, the U.S. government will deny any knowledge of this operation.
Onlara adınızı söyleyin.
Tell them your name.
Benim adım Rassilon kurtarıcınız!
I am Rassilon..... the redeemer!
Mesafeyi koruyacağız, asansörden üç adımdan fazla uzaklaşmayın.
We'll stick to the perimeter, no more than three paces from the lift.
Yavaş ama emin adımlarla, ayaklarımızın üzerinde durmaya başlıyoruz.
Slowly but surely, we're getting back on our feet.
Generaller kocamın savaş naraları atmasını istiyor böylece Nazileri korkutacağımızı, onların da geri adım atacağını düşünüyorlar.
The generals wish my husband to make a war cry to frighten the Nazis so they back down.
Evet. Güvenini kazandığımızda, katillerin adını dudaklarından söküp alacağız.
Yea, and when we gain his trust, we will pry from his lips the names of the murderers.
Kız kardeşinin tırnağını söktüm ama bize adını bile söylemedi.
I ripped out your sister's fingernail ; she still didn't give us her name.
Adının Alex olduğunu söylemiştin. Buradaki en güzel kadın da sensin. Bu beni rahatsız etmemeli ama biraz ediyor yine de.
"B," you said your name was Alex, and, "C," well, you are the most beautiful woman here, which shouldn't bug me, but weirdly, it kind of does.
Tekrar, tekrar neyin doğru olduğunu umursamaksızın. Çünkü kendileri bulmaları yerine insanlara gerçeği göstermek adına bir şeyleri yok etmeye meyillisin.
Again and again, regardless of whether it's right to, because you are willing to blow things up just to get people to see your truth, instead of helping them find it for themselves.
İşinizi yapıyor olsaydınız öncelikle bana sorardınız çünkü sorsaydınız, hesaptaki adın Samar Hashmi olduğunu söylerdim.
Doing your job would've been asking me first because, if you had, I would've told you that the name on the account is Samar Hashmi.
Gitmek eşyaları paketlemek demek değil. 4 merdiven inmektir. fakat geri dönmek istediğinizde binlerce adım yukarı çıkmak zorundasınız.
Going doesn't mean packing bags and climbing down four stairs, when you actually want to return you will have to alight thousands of steps.
Muhtemelen adını ve fotoğrafını tüm televizyon kanallarına dağıttığımız için.
Well, probably because we plastered your picture and your name all over television.
Kimin adına aradığınız umurumda değil.
I don't care who you're calling for.
Yani bana bu kızın bir evde temizlikçi olarak çalıştığını ve Carlos adında körfezin karşından sözü geçen bir çete üyesi ile çıktığını söyledi.
And she's dating this dude, Carlos, who's a shot caller from across the bay.
Eğer beşinci oyuncunun adını istiyorsanız...
If you want the name of the fifth player...
Fark ettiyseniz, dağıttığımız el ilanlarında, yanıtlayanlardan e-postalarının konu kısmına Ken Song adını yazmaları istendi.
If you notice, on the flyers we circulated, respondents were asked to type in the subject line of their e-mails the name Ken Song.
Adını da Z-ikerten koydum.
I call it the Z Whacker.
Kim olduklarını çözerek bir adım önde olmalıyız.
We got to get ahead of that by figuring out who they are.
Ayrıca Calgary'deki kızın adı Amber'di.
And Calgary girl's name was Amber.
Beni tanımayanlarınız için, adım Harrison Wells.
For those of you who don't know me, my name is Harrison Wells.
Bir sonraki adım, mitologlarınızın etkileşime girmesini izlemek ve sürpriz, hiç hoş bir görüntü olmuyor.
The next step is to watch your mythologues interact together and, uh... big surprise... It's never pretty.
Kızının adı Irving mi?
- Your daughter's name is Irving?
Kız arkadaşının adı striptizci adı gibi.
By the way, your girlfriend has a stripper name.
Beş Kişilik Parti adında bir dizide oynadığımız için. Anladın mı?
Get it?
Ve bizim için sevgili ailem ve dostlarım bu Bayram'ı Almanya'da kutluyor olmak bu topraklarda 70 yıl önce firavundan daha beter bir tiranın zulmüne katlandığımızı bize hatırlatması adına oldukça önemli.
And for us, my family, my friends, celebrating this Seder in Germany- - it is important to remember the slavery we endured under a tyrant worse than pharaoh only 70 years ago in this land.
Yasal olarak deli olduğunu kanıtlayacak birini bulacağım. Bu ikimizi de duruşmada adımızın geçmesi sıkıntısından kurtaracak.
Have someone qualified certify him legally insane and it would save us both the embarrassment of a public trial.
HIVE'daki ortaklarınız benden bir takım adımlar atmamı istedi.
Your partners in HIVE asked me to take steps.
Donanma kodu 45812'na göre burada askere alındınız UNSC'nin özel projesi ORION-II kod adıyla, ayrıca SPARTAN II olarak bilinen projeye.
Per naval code 45812, you are hereby conscripted into UNSC's special project code-named ORION-II, also known as SPARTAN II.
- Kızımın adını ağzına alma.
- Don't! Don't you mention her name.
Aradığınız adamın adı Vandal Savage.
The man you're looking for is Vandal Savage.
- Şey... Asyalı gibi hareket ediyor, Kızılderili gibi görünüyorsun. Adın da muhtemelen Yahudilere ilişkin.
Uh... uh, you act Asian, you look Native American, your name is possibly Jewish.
En azından ona nasıl oluyor da bilgisayarların adına kiralanmış prova yerinin bulunduğu sokakla aynı yerde bulunduğunu sormayacak mısınız?
Are you at least going to ask him how the computers came to be found on the same block as rehearsal space rented in his name?
Ona, sokağın sonunda yaşayan bir insan kızın adını verdi.
He named it after a human girl who lived down the way.
Şimdiki görevimiz yani bir sonraki adımlarının ne olacağını belirlemek hem kolay hem imkânsız.
Our task, now, is both simple and impossible... we determine what they will do next.
Pis kokan orospu annelerinizin adını söyleyerek ağlayacaksınız!
You'll cry for your stinking whore mothers!
- Senin kız nerede? - Ah, Kızımın bir adı var. İsmi Courtney.
Uh, my girl has a name, her name is Courtney, and, uh, she's coming.
Yani adını sırtıma dövmeleyen kişi çocukluk bağlarımızı biliyor.
So whoever put your name on my back must have known that we had a connection as kids.
Bu "canavar izi sürme aletleri" sayesinde aradığımız failin yerini akıllıca bulabileceğiz. Yani mesela, adı geçen kurt adamın.
With this "monster tracking equipment," we'll be able to... cleverly track down the whereabouts of our alleged perpetrator... i.e., for example, said werewolf.
Ben J'onn J'onzz'im Mars'ı aradığınız gezegenin adı.
I am J'onn J'onzz of the planet you call Mars.
Attığınız her adımda bilinmezliğin ilhamı olurdu ve burada bulunmak heyecan verici bir şeydi.
Every step you were taking had an inspiration of the unknown and the excitement just to be here.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]