Ama bu çok saçma translate English
311 parallel translation
Ama bu çok saçma.
But that's ridiculous.
Şirket, yüklü meblâğda ödeme yaptığı zaman, kontrol etmek rutin bir işlemdir ama bu çok saçma.
It's customary to check when the company's paid out a large sum of money, but this is ridiculous.
- Ama bu çok saçma.
But that's ridiculous.
Ama bu çok saçma.
But this is preposterous.
- Baş ağrıların devam edecek. - Ama bu çok saçma.
But that's silly.
Ama bu çok saçma.
OH, BUT THIS IS RIDICULOUS.
Kız kardeşinden aldığını söylemiş. Ama bu çok saçma.
She says she got it from her sister, but that's ridiculous.
Ama bu çok saçma!
That's crazy!
Ama bu çok saçma Bunu neden yapsın ki?
But that's absurd! Why should he do that?
- Ama bu çok saçma.
- No.
Ama bu çok saçma!
It's ridiculous.
Ama bu çok saçma. Hayal görmüş!
But that's ridiculous it was just his imagination!
Ama bu çok saçma.
But that's crazy.
Ama bu çok saçma.
But it's ridiculous.
Çok uğraştığınızı biliyorum, ama bu çok saçma.
I know you're trying, Mr. Kirkland. But this is crazy, you know?
Bilirsin, hep kendi oyuncak trenim olsun isterdim, ama bu çok saçma.
You know, I've always wanted my own toy train, but this is ridiculous.
Olacak şey değil, çöpçatanlığı duymuştum ama bu çok saçma.
Jesus, I've heard of matchmaking but this is ridiculous.
Bir kadının benimle ilgilenmesi hoşuma gidiyor ama bu çok saçma.
I like it when a woman is hot for me, but this is ridiculous.
Ama bu çok saçma.
Why shouldn't I see Doug?
Penis hasedini duymuştum ama bu çok saçma.
Well, I have heard of penis envy, but that is ridiculous.
İzleyicilerin katıldığı programlar duymuştum, ama bu çok saçma.
I've heard of audience participation shows, but this is ridiculous.
Bu oyun neyin nesi bilmiyorum ama bu çok saçma.
Richard, I don't know what this game is you're playing... but this is ridiculous. - I'm out of here.
Üzgünüm, ama bu çok saçma.
I'm sorry, but I think it's ridiculous.
- Yakasına sorun yapışan.. insanlar duydum.. .. ama bu çok saçma..
I've heard of getting stuck with a problem but this is ridiculous!
.. sorun yapıştığını duydum ama bu çok saçma..
I've heard of getting stuck with a problem, but this is ridiculous.
- Canım bu tamamıyla benim hatam.. yakasına sorun yapışan insanları duydum ama bu çok saçma..
It's my fault. I say, "I've heard of getting stuck with a problem,"
- Yakasına sorun yapışan insanları duydum ama bu çok saçma.. - Ve kapıyı açtı..
I've heard of getting stuck with a problem, but this is ridiculous.
Ama bu çok saçma.
This is ridiculous.
- Ama bu çok saçma!
- This is preposterous!
Biliyorum bu çok saçma ve melankolik ama uzakta olduğum her gün onu düşündüm.
I know it's silly and sentimental but I've thought about her every day in the years I've been away.
Ama bu çok saçma.
- I beg your pardon, but did you...? That's nonsense.
Ama bu çok saçma.
Why?
Sana saçma gelebilir, Hubka, ama korkarım bu Bay Merling için çok uygun.
It may not make any sense to you, Hubka, but I'm afraid that's up to Mr. Merling.
Senin hakkında daha çok şey öğrenmek istiyorum Harry Tristan Dean. Ama bu saçma suç oyununa devam etmek istiyorsan ne önemi var.
There's lots more I'd like to know about you Harry Tristan Dean but if you insist on this ridiculous crime spree what's the point?
- Bu çok saçma geliyor ama.
- Then it doesn't make sense.
Ama tatlım bu, bu, bu çok bu çok saçma.
Oh, darling, why, that's... Why, that's ridiculous.
Ama bence bu, çok saçma.
That's ridiculous.
Senin şu Mary Pistolcoloni ile ilgili saçma hikayene bir dakikalığına bile olsa inanmadım. Ama eğer bu gerçekse çok büyük bir hata yapıyorsun.
I don't believe this cockeyed bull story about Mary Pistolcoloni for one minute, but if it's true you're making a very big mistake.
Takdire değer ama sanığa karşı bu kadar net deliller varken çok saçma bir hareket.
Admirable but very foolish in light of the overwhelming evidence against him.
Bu çok saçma gelebilir, ama Yargıç Fleming'i götürdüler.
This may sound crazy, but Judge Fleming was just taken away.
Ahbap ilişkilerini duymuştum ama bu da çok saçma.
I've heard of the buddy system, but this is ridiculous. Tripper, you really talk too much.
Bu çok saçma bir sual olacak ama, o kadar hasta ise niye uçakla gitmiyor?
This is going to sound like a dumb question, but if she's that sick... why didn't you fly her?
Yani Arlena'yı sevdiğim için benden nefret ettiğini biliyorum ama... bu gerçekten de çok saçma!
I... know she loathes me because I adored Arlena, but this is ridiculous.
Hadi ama! Bu çok saçma.
That's silly!
Çok saçma gözükebilir, ama bu olmasi gereken sekil.
It might seem ridiculous, but that's the way it is.
Ve bu saçma biliyorum, ama biliyorum iyi olacak, olabilir ve... seni çok özledim.
And this is an apartment ridiculous but I will get gradually and will beautiful, it could be, I think. And I... I longed so much.
Bu çok saçma biiyorum, ama tüm ömrüm trenlerde geçtiği halde, hala tünellerden ölesiye korkarım.
It's ridiculous, I've been on trains all my life, but... I'm so frightened of tunnels.
Seni bu çarşafların üstünde elde etmek isterdim ama çok saçma olurdu.
I wanted to get you between the sheets... but this is ridiculous!
Soğuk suyla yıkananları bilirim, ama bu kadarı çok saçma.
I've heard of cold showers before, but this is ridiculous.
Bu çok saçma, ama...
It's silly, but...
Tabii bu çok saçma ama sanırım...
I know this is really crazy, but I think -
ama bu imkansız 78
ama bu imkânsız 18
ama bu 445
ama burada 97
ama bu sefer 44
ama bunu yapamam 24
ama bu arada 26
ama bunlar 19
ama bu sabah 17
ama bu kez 23
ama bu imkânsız 18
ama bu 445
ama burada 97
ama bu sefer 44
ama bunu yapamam 24
ama bu arada 26
ama bunlar 19
ama bu sabah 17
ama bu kez 23