Ama öldü translate English
2,613 parallel translation
Ama öldü.
But she's dead now.
Ama öldü artık, yapabileceğin hiçbir şey yok.
But she's dead, there isn't anything you can do about it.
Gupta buraya geldi ve James'i sorgulamaya başladı ona işkence yaptı ama James söyleyemeden öldü.
Gupta came here, wanted information from James, tortured him, but then James ended up dying.
Babam iyiydi ve sağlıklıydı ama birden öldü.
Dad was well and healthy but died suddenly.
Ama da Vinci öldü...
But da Vinci is dead...
Koşarak veterinere gittik ama vardığımızda, o kedi de öldü.
We rushed to the veterinarian but when we arrived, that kitten also died.
Ama biri fazla çalışmadan öldü, diğeri araba kazasında, Sang-chul da cinsel ilişki esnasında öldü.
But one of them died from overwork, another from car accident, and Sang-chul died of coition death.
Abin neticede öldü ama.
Uh, your brother ended up dead.
Ama o öldü.
But he did instead.
Bu belki de kazaydı ama birisi öldü.
And maybe it was an accident, but someone died.
Çok yazık oldu, Sammy öldü. Ama bir kedi buldum. Ve babamı öpen kadın çok memnun oldu.
It was a shame Sammy died, but I found her cat and the lady was so pleased that she kissed Dad.
Ordu kayıtlarına göre Tabitha Afganistan'da öldü, Ama cesedi asla bulunamadı.
According to army records, Tabitha died in Afghanistan, but her body was never recovered.
- Ama benim tavuklarım öldü!
- But my meat is dead here
Bunu zafer sayabilirsiniz, ama kişisel intikam için devlet kaynaklarını kullandınız, İç Güvenlik'e haber vermediniz ve ikisi ajanınız olmak üzere 6 kişi öldü.
You may consider that a victory, but you used government funds for a personal vendetta, never called Homeland Security, and now 6 people, including two of your agents, are dead.
- Nereden tanıştığınızı, ne iş. ... çevirdiğinizi açıklıyor bu ama bugün adam niye öldü, açıklamıyor.
Which explains how you know each other and what your business was, but not how he ended up dead today.
Ama tavuk öldü.
Made a chicken die anyway.
Hayır, ama o akşam yaptığımız şeyler yüzünden öldü.
No, but she died because of what we did that night.
Üzgünüm ama o öldü.
I'm sorry. She's gone.
Ama o öldü ve Abu Nazir hâlâ dışarıda bir yerlerde.
But she's gone. And Abu Nazir is still out there.
Bazıları açlıktan öldü ama yaptıkları şeyin doğru olduğunu biliyorlardı.
Some of them starved to death, but they knew what they was doing was right.
Ama sonra Harley öldü ve bende onun yerini alacak doğru insan gelene kadar Bluebell'den ayrılmak istemedim.
But then Harley died, and I didn't want to leave BlueBell until until the right person came along to take after him.
Üzgünüm ama Heather öldü!
I'm sorry Heather died!
Ama o gece benim de babam öldü.
But my dad died that night.
Ama Nick öldü.
But Nick's gone.
Bilirsin, her zaman Blackwell'e biraz da olsa Aşık olduğunu düşündüm, Ama tahmin ederim ki bundan daha fazlası vardı. 557 00 : 34 : 37,196 - - 00 : 34 : 39,623 O öldü.
You know, I always thought you had a little crush on Blackwell, but I guess it was much more than that.
- Başta kurbanın diye düşündüm. ama kurban değişti, Duke öldü.
- Well, at first, I thought it was the victim's, but the victims changed, and then Duke died.
Lily ve Cyril'in babası, benim kocam öldü ama onlar daha bilmiyor.
Lily and Cyril's father... my husband... Is dead, and they don't know yet.
Tamam, demek ki eroin müptelası değildi ama aşırı dozdan öldü.
Okay, so she wasn't a heroin addict, but she did die of an overdose.
Ama o, ben burada olmadığım için öldü.
But it's only the end because I wasn't here.
Ama Martine Lachance'a bir ceza veremeyiz. Çünkü o öldü.
But we can't give Martine Lachance detention, because she's dead.
Ama orada kuşum öldü.
But there my bird died.
Şimdi Winslow öldü ama Ashley Thomas yaşıyor.
So now Winslow is dead, but... Ashley Thomas is very much alive.
Ama o öldü. Orada öylece ; lokantanın zemininde.
And she's dead - - right there on Friendly's floor.
- Ama o öldü.
- But she just died.
Selam. Bak olay şu, biri oda servisini çağırdı ama normal servis elemanı öldü ve ben geldim. Sonra yatağa düşmüşüm.
Hey, so, what happened was somebody ordered room service but the regular room-service guy, he died, so I came in here and then I fell on the bed.
Hadi canım, bilimkurguyu ben de çok severim ama adam uzun zaman önce öldü.
Well, come on, I love science fiction as much as the next guy, but Ellswood's long gone.
Pekâlâ, kötü haberi vermekten nefret ediyorum ama Bay Warren, ki belli ki kendisine çok saygı duyuyorsun, öldü.
Okay, well, I hate to be the bearer of bad news, but Mr. Warren, whom you clearly have a profound level of respect for, uh... he's dead.
- Ama birisi öldü.
Well, somebody did die.
Baban öldü ama bana hâlâ 6000 dolar borçlu.
Just cuz your father died... He still owes me $ 6000
N'olur, bebeğim. O öldü, ama ben buradayım.
Please, baby, he's dead and I'm here.
# O öldü ama umurumuzda değil
Now she's gone but we don't care
Ama 6 ay önce bir kazada aniden öldü.
But he suddenly died in an accident 6 months ago
Çünkü şimdi jeoloji sınavım var... Ve tüm düşünebildiğim bu jeoloji sınavıydı. Ama babam öldü, ve şimdi ikisi var.
Because now I've got this geology exam, and that's all I can think about, is the geology exam, and my dad's dead, so I've got both.
Bir kez istenmişti. Ama sonra hepsi öldü.
Once, but then they all died.
Senin ve benim hastam arasındaki fark şu senin hastan öldü ama benimki de ölmek zorunda değil.
The only difference between your patient and mine is that your patient's already dead and mine doesn't have to be.
Gördüğün gibi abin ve karısı öldü ama çocuk kurtuldu.
As you can see, your brother and his wife are dead, but the child survived
Ama Even Nymark öldü.
But Even Nymark is dead.
Bir saniye önce Sarah Vasquez yaşıyordu ve mükemmel düğününün hayalini kuruyordu ama sonra öldü.
One second, Sarah Vasquez is alive and dreaming of the perfect wedding, and then she isn't.
Ama bunu annemi hayal kırıklığına uğratmadan nasıl yapacağımı bilmiyorum. O öldü Kate.
But I don't know if I know how to do that without letting my mom down.
- Evet ama Jonathan Reese Rachel'dan önce bir araba kazasında öldü.
- Yeah, but... Jonathan Reese died before Rachel in a car accident.
Bir polis öldü ama sen hala işin dalgasındasın.
One cop's dead and you're bragging about it.
öldür 344
öldürdün 19
öldürecek 16
öldüreceğim 51
olduğunu biliyorum 33
öldürürüm 37
oldu bil 39
öldüğünde 37
öldürür 25
öldürmek 62
öldürdün 19
öldürecek 16
öldüreceğim 51
olduğunu biliyorum 33
öldürürüm 37
oldu bil 39
öldüğünde 37
öldürür 25
öldürmek 62
öldürülmüş 50
öldük 27
oldu o zaman 19
öldürecekler 16
olduğun yerde kal 516
öldürdüm 50
öldürüldü 143
öldün mü 25
oldu bitti 17
öldür beni 219
öldük 27
oldu o zaman 19
öldürecekler 16
olduğun yerde kal 516
öldürdüm 50
öldürüldü 143
öldün mü 25
oldu bitti 17
öldür beni 219