Annen nasıl translate English
1,041 parallel translation
- Bugünlerde annen nasıl?
- How's your mum these days?
Ya sevgili annen nasıl?
And how is your dear mother?
- Annen nasıl biriydi?
- What is your mother like?
Annen nasıl?
How is your mother?
Annen nasıl? İyileşiyor, efendim.
- On the mend, sir.
Annen nasıl?
How's your mother doing?
- Sevgili annen nasıl?
- How is your dear mother?
Söyle bakalım, annen nasıl?
How's your mother, workhouse?
- Annen nasıl?
- How's your mother feeling?
Annen nasıl?
How's your mother?
Annen nasıl?
How`s your mother?
Annen nasıl?
How's Mommy?
- Annen nasıl?
- How's your mother?
- Annen nasıl?
- How is she?
Tsui Shang, bu gün annen nasıl?
Tsui Shang, how's your mother?
- Annen nasıl?
What are you, my mother?
Annen nasıl?
How's your mama?
Güzel annen nasıl? Güzel değil.
How is your lovely mother?
- Annen nasıl iyi mi?
- How's your mother?
Annen nasıl?
You ever- - - How's your mama?
Asıl senin annen nasıl?
How's your mama?
Annen nasıl?
How's your mum?
Annen nasıl bu olayın içine girdi?
How did your mother get into this?
peki, uh... annen nasıl?
Well, uh... How`s your mom?
Annen nasıl?
How is she?
- Annen nasıl iyi mi?
- How's your mom?
- Annen nasıl?
- How was she? - She feels fine.
- Üvey-annen nasıl?
- How's your stepmother?
- Annen nasıl bugün?
How's your mother today?
- Sağ ol, annen nasıl?
- Well, thanks. How's Momma?
- Annen nasıl Joy?
- How's your mum, Joy?
Annen nasıl?
And Mama?
Peki, annen nasıl? !
And how's your mother doing?
Eminim annen parayı ve nasıl aldığını biliyordur.
I bet your mother knows where the money is and what you did to get it.
Annen seni böyle kir pas içinde nasıl sokağa salıyor?
Your mother lets you run around like this, all dirty?
Annen ve baban nasıl?
How's your father and mother?
Hey, gelenin annen olduğunu nasıl anladın?
How'd you know it was her?
Annen, bana, babanın nasıl öldüğünü anlattı.
Your mother told me how your father died.
- Annen seni nasıl buldu?
- How'd your mother find you?
Benden o korkunç annen için nasıl sempati duymamı beklersin?
- She does. I ought to know. Move it.
Orda çocukların ile nasıl ilgileneceğini öğrenebilirsin, annen gibi.
You must learn childcare as your mother did in her day
Annen, baban nasıl?
How are Mom and Dad?
Ve annen gibi, beraber çalıştığım bazı insanlar işlerin nasıl yürüdüğüyle ilgilenmezler.
And the people I work for, like your mother don't care how that happens.
ben hala senin nasıl derler, hala bir çocuk olduğunu düşünüyorum ve annen de hasta filan dolayısı ile sahip olduğun tek varlığımsın
I still think, well, you`re only a child, and with Mom sick, you`re all I have.
- Annen nasıl?
What's wrong with you?
Annen seninle nasıl ilgileniyor böyle?
How does your mother put up with you?
Annen o küçücük apartman dairesine bütün bu eşyayı nasıl sığdıracak?
how is your mother going to get all this stuff... into that little apartment?
D.J annen bunu nasıl hallederdi?
D.J how would Mom have handled this?
Annen nasıl?
How's your mom?
- Neden annen sana bir kostüm hazırlamadı Jamie? - Nasıl yapamadı?
How come your mommy didn't make you a costume, Jamie?
Annen sana yabancılara nasıl davranacağını öğretmedi mi?
Didn't your mother ever teach you how to react to strangers?
nasılsın 5362
nasilsin 47
nasıl 3954
nasil 16
nasıl gidiyor 2080
nasil gidiyor 23
nasılsınız 3074
nasıl oldu 268
nasıl öldü 77
nasıl yani 1497
nasilsin 47
nasıl 3954
nasil 16
nasıl gidiyor 2080
nasil gidiyor 23
nasılsınız 3074
nasıl oldu 268
nasıl öldü 77
nasıl yani 1497
nasıl olmuş 116
nasıl ölmüş 19
nasılsın canım 26
nasılsın tatlım 38
nasılsın bebeğim 20
nasıl oldun 41
nasılsınız hanımefendi 16
nasıl yardımcı olabilirim 221
nasılsın hayatım 22
nasıl istersen 701
nasıl ölmüş 19
nasılsın canım 26
nasılsın tatlım 38
nasılsın bebeğim 20
nasıl oldun 41
nasılsınız hanımefendi 16
nasıl yardımcı olabilirim 221
nasılsın hayatım 22
nasıl istersen 701