Ayağım translate English
5,390 parallel translation
Elimi, ayağımı kesen türde bir korku değil.
It's not a crippling fear.
Sol ayağımı kaybettiğimdeki, şeker hastalığına sebep oldunuz.
Now you may have given me diabetes, as I have just lost the feeling in my left foot.
Biri burada, biri burada ve birde ayağımın altında var.
There's one here, one here and one down by my feet.
Ayağıma mı?
My feet?
Benim iki kolum ve iki ayağım var. Ayaktan solak olsak da yine de birbirimizin dengi olabiliriz.
Well, I have two arms and two feet, although both the feet are left, so perhaps, overall, we'll equal each other out.
Lois banyomun suyunu çok sıcak yaptığında ayağımın yanmış hali gibi görünüyorsun.
You look like my foot that time Lois made my bath too hot.
Oğlum benim, bu muhtemelen üstesinden gelmek zorunda olduğum en kötü acıdır. Geçmişte ayağımı iki kere burkmuş biri olmama rağmen.
Oh, boy, this is, um... this is probably the worst pain I've ever had to go through, and I've sprained my ankle twice.
Pardon, ayağım kaydı.
Sorry. I slipped.
Scabbit ekran adım : "Ayağıma krem sür."
"Lotion my feet."
Ayağımı alıştırıyorum.
Getting my feet wet.
Ayağımı bu paspastan kaldırıp seni çözüp patlamadan önce bizi buradan çıkartamam.
And I cannot step off this pad free you, and get us out of here before this place blows.
Ona o kadar sinir oluyorum ki, elim ayağım titriyor.
I hate him so much I'm shaking!
- Hayatım, ayağıma basıyorsun.
- Darling, just a minute.
Ayağım levhadaydı, o ise dışarıdaydı ve üzerime geldi.
My foot was on the inside of the bag, he was out, but he kept coming.
Ayağımın üstüyle vurdum ve olan oldu.
Just put my laces through it and it was the winner, as well.
Yaraya bakınca babamın dayağından kaçarken ki hatıralarımdan çok hatırladığım şey senin ayağımı nasıl tuttuğun.
When I look at this scar... instead of the memory of running to escape from my father... I'm reminded more about the time when you touched my foot like you just did.
Üzgünüm bayan ama botlarım ayağımda ölmeyi yeğlerim.
Nah, sorry lady, but I prefer to die with my boots on.
Ustalık ünvanımın olması iyi olmuş, iş ayağıma geliyor.
It's a good thing I have a Master's degree. Come in handy.
Bir ayağımız burada olmalı.
We should just keep one foot in reality here.
Ayağım! Galiba turnike çok sıkı oldu.
My foot, I think the tourniquet too tight.
Sanırım ayağım kırıldı.
I think my leg is broken.
Minicik ayağımı çok seviyorum!
I love my tiny little feet!
Ayağımın kapladığı yerde
♪ That's displaced by my shoe?
Çenesi düşük bir acemiyle böyle konuşur, sonra da ayağımı... -... bir tarafına sokarım, solucan.
It'how I address a slack-jawed recruit before I bust his hole with my boot heel, maggot.
Ayağımı bir tarafına sokmadan sıraya geç, solucan!
Get in line before I bust your hole with my boot heel!
... ayağımı bir tarafına sokarım!
before I bust your hole with my boot heel!
Ufak çocukların ayağımızın altında dolanmasını istemiyoruz.
We don't want no young'uns running around here.
Büyük bir işim var... ve ayağım beni öldürüyor.
I have a huge event... and my foot is killing me.
Kafamızın kırılmasındansa ayağımızın incinmesini istiyoruz.
'Cause we'd rather hurt our feet than crack our heads open. Call us crazy.
Ayağımın altına çişimi nasıl yapayım?
It's the bottom of my foot. I couldn't reach it.
Bırak ayağımı!
Unhand my foot!
Ayağımıza gelen fırsatı göremiyor musun?
Do you not realize what just fell into our laps?
Ah, ayağım
Ow, my foot.
- Evet, ayağım.
My leg. Okay.
Bizim yaşımızda, Audrey, mutluluk ayağına geldiğinde onu kabul etmelisin.
At our age, Audrey, you have to take the happiness when it comes after you.
- Lily, ayağını mı sürtüyorsun bana?
Lily, are you playing footsie with me? What?
ayağını yakalandım, sevişmek atmak.
His foot got caught in the shag throw.
Şimdi her şey daha da anlamlı oluyor,... çünkü sen arkadaşımın ayağını yerden kestin,... ve ben de seni tutmuş oldum.
Oh, well, that certainly makes sense because, uh, you "swept" my friend off his feet and-and I'm "hooked" on you.
Burkulan ayağını saracağım.
I'm gonna tie off your sprained arm.
- Ayağım sıkıştı.
My foot is stuck.
Ona sahip olamıyorsam, öyleyse ikinizin de ayağını kaydıracağım.
If I can't have him, then I will make both of you fall.
Ayağını kurtarmalarına çok sevindim ama.
I'm just glad they were able to save your foot.
Cadılar Bayramının birinde ayağının yarısı olmayan bir kıza çakmıştım. O da acayip iğrençti.
Well, one Halloween I banged a chick with half a foot, so she was pretty gross, too.
Ayağınıza bir bakayım, çavuş.
Let me take a look at your leg Sarge.
Çek şu ayağını! Sıkayım mı kafana?
You want a bullet in the head...?
- Ben sadece her şeyi biliyormuş ayağına yatarım Rogers.
I only act like I know everything, Rogers.
- Kusura bakma, ayağı kaydı.
- I'm sorry about this. She slipped.
- Ayağına mı?
- Your foot?
- Korkarım ayağını ezeceğim.
- I'm afraid I'd stomp on your toes.
Sanatçının iki ayağı bir pabuca sığdırılır mı hiç?
Would you rush the moon in its flight across the sky?
- Ayağın mı?
Your leg?