Açık konuşacağım translate English
555 parallel translation
- Açık konuşacağım.
- I'll be perfectly frank with you.
Seninle açık konuşacağım.
I'll be absolutely frank with you.
Seninle açık konuşacağım.
I'm giving it to you straight.
Açık konuşacağım :
I think I should tell you frankly :
Tony'nin dediği gibi ; açık konuşacağım.
Like Tony says, I'm gonna lay it right on the line.
Bay Williams, bu senin hayatın, o yüzden açık konuşacağım.
Mr. Williams, it's your life, so I'll give it to you straight.
Seninle çok açık konuşacağım...
I'll be perfectly honest with you...
Açık konuşacağım.
I'll make this a flat statement.
Bayan Thayar sizinle açık konuşacağım.
Ms. Thayar, I'm afraid I'm going to have to be blunt.
"Açık konuşacağım Ben" der.
She says, "I'm going to be frank, Ben."
Başçavuş O'Rourke, açık konuşacağım için beni bağışlayın.
Sergeant Major O'Rourke, you will pardon me for speaking bluntly.
Açık konuşacağım...
I'll be frank.
Açık konuşacağım.
I'll speak frankly.
Beni dinle, seninle açık konuşacağım.
I'm going to be perfectly frank with you.
Fausto, çok açık konuşacağım.
Let me be absolutely candid.
Ama geldiğinde onunla açık açık konuşacağım.
But when he comes, I'm going to speak frankly to him.
Ruhani liderin olarak seninle açık konuşacağım.
I'm gonna talk to you honestly, as your spiritual father.
Sana bir şey söylemek istiyorum, ama açık konuşacağım tamam mı?
I would like to tell you something, but I got to speak frankly, you know?
- Evet ama açık konuşacağım.
- Yeah, but I got to speak frankly.
Lordlarım, açık konuşacağım.
My lords, let me speak bluntly.
Kaptan Speedy, sizinle açık konuşacağım.
Capt. Speedy, I will be direct with you.
Sen benimle açık konuştun ve şimdi ben seninle açık konuşacağım.
You talked straight to me and I'm gonna talk straight to you.
Açık konuşacağım.
I'll play it straight.
Seninle açık konuşacağım, Rocky.
Rocky, I'm gonna level with you.
Açık konuşacağım, giderseniz size biraz para veririm.
To be very blunt, I'll make it worth your while.
Bak Hunk, seninle açık konuşacağım.
Now look, Hunk... I'm gonna be honest with you.
Ama açık konuşacağım.
But I'm straight from the shoulder.
Ben de sana karşı açık konuşacağım.
I'll be personal with you.
Seninle açık konuşacağım. Buraya taşınmadan önce benim ve ailemin hakkında söylentiler vardı.
I'll be frank with you I had a lot of bad publicity before I came down here and my family did.
Sue, seninle açık konuşacağım.
Sue, I'm going to speak straight out to you.
Şimdi seninle çok açık konuşacağım.
I'll be frank with you.
Açık konuşacağım bağışla, ama eğer bu işe gireceksem... kendimi kızdan sorumlu hissedeceğim.
Forgive the bluntness, but if I'm to be in this business I shall feel responsible for the girl.
Açık konuşacağım, bağışlayın.
Forgive my being so abrupt and so direct.
Seninle açık konuşacağım.
I'll be absolutely honest with you.
Seninle açık konuşacağım.
I'll come bluntly to the point.
Efendim, nasıl söylesem bilemiyorum ama açık konuşacağım.
Sir, I don't know how to say this But I've got to be perfectly frank.
- Sayın Başkan, çok açık konuşacağım.
Mr. President. To be quite frank with you..
Açık konuşacağım.
I'll be honest with you.
Pekâlâ, açık konuşacağım. Ne yazık ki 25 senedir...
Well, quite frankly, the day I married that woman...
Açık konuşacağım.
I'll give it to you straight.
Pekala, seninle açık konuşacağım.
Alright, I'll be frank with you.
Açık konuşacağım, Bill.
I'll be frank with you, Bill.
Bakın sizinle açık konuşacağım, Bay Holmes.
[Chuckles] look, i'll be straight with you, mr. Holmes.
Lafı dolandırmadan açık konuşacağım olayın özü bu gerçekten çok önemli bir soru. İnsanların bunu bilmeye hakkı var.
And let's be quite clearabout this without beating about the bush, the plain fact of the matter is that it's a very important question indeed and people have a right to know.
Nazik olacak vaktim yok, bu yüzden açık konuşacağım.
I don't have time to be gentle, so I'll be very direct.
Açık konuşacağım.
I'm going to put it right on the line.
Bak, seninle açık konuşacağım.
Look, I'll be straight with you.
- Çok sağ ol. - Kimseyi korkutmak istemem ama... Jason hakkında açık konuşacağım.
- I don't want to scare anyone, but I'm gonna give it to you straight about Jason.
- Öyle, daha açık da konuşacağım.
Yeah, and I'll make it even plainer.
Açık ve net konuşacağım.
I'm gonna lay it right on the line.
Sör James açık yüreklilikle konuşacağım.
Sir James I will be completely honest.