Açık mı translate English
17,061 parallel translation
- Ve tekrar çevrim içinde belirsin diye en az bir saatliğine açık mı bırakır? Olasılıklar dahilinde görünmüyor bana.
And leave it on for at least an hour so it pops back up online?
Kıçına tekmeyi yemenden söz açılmışken... Toparlanman beni gururlandırdı.
Hey, speaking of kicking your ass, I'm proud of you for bouncing back.
Küs olmasaydık açıklama yapardım belki.
If we were on speaking terms, perhaps I'd fill you in. Where are you going?
Ama Luci, gözüm açıldı artık. Yanlışlarımı düzeltmem lazım.
But, Luci, my eyes are wide open now, and I need to make this right.
Sıcak hava balonunun yükseliş açısı saat 10 : 00'dan, 10 : 02'ye kadar 25 dereceden 60 dereceye çıkıyor.
The angle of elevation of a hot air balloon changes from 25 degrees at 10 : 00 a.m. to 60 degrees at 10 : 02 a.m.
Bunun bir parçası olarak kendimize "insan" bölgesel dağıtım müdürlerimizin maliyet açısından optimal yöntem olup olmadığını sormak zorunda kaldık.
And as part of that, we've had to ask ourselves if our human regional distribution managers are the most... well... cost-effective solution.
Bay Wolf, çocuklarınızı güvenlık ve konfor açısından ana bınaya götürmemızı önerırım.
Mr. Wolf, I'd like to suggest we move your children back to the main building for both their safety and comfort.
27 Kasım 1868'de George Armstrong Custer, Washita nehri kenarındaki kızılderili kampına acımasız bir saldırı düzenledi.
On November 27th, 1868, George Armstrong Custer leads a brutal attack on an Indian camp near the Washita River.
Açık konuşacağım.
But let me be clear.
Bak, bu salgının bir açıdan kıyamet olduğunun farkındayım ama iyi tarafından bak.
Look, I know on some level, this infection is apocalyptic, but... look at the upside.
Knox'un katili muhtemelen Lobos'un tetikçilerindendi yarım kalan işleri hallediyordu, zorla giriş yoktu zaten daireye tabii pencereyi açık bırakmadıysa, katilini biliyordu ve onu içeri aldı.
Knox's killer was probably a Lobos associate tying up loose ends, and there was no forced entry, so unless he left the window open, he knew his killer and let him in.
Eşit olarak bir ittifakımız vardı ama açıkça görebildiğin gibi, artık eşit değiliz.
We had an alliance as equals. But, as you can plainly see, we are no longer equals.
Son patronunun yoldan çıktığını biliyorum ve bu konuda bana neden güvenmediğini anlıyorum ama gelecekte daha açık olmanızı umuyorum.
I know your last boss was corrupt, so I understand why you didn't trust me with this, but I'm hoping we can be more open in the future.
İstediğimi almak için bir sürü acımasız şey yaptığım doğrudur. Ama açık konuşayım...
It's true, I have done many unscrupulous things in the pursuit of what I want, but let me be clear...
Annemi öldüren adamı yakaladım. Ama bunu yapınca, dünyamızı yeni tehditlere karşı açık hale getirdim. Bu tehditleri engelleyebilecek kadar hızlı tek kişi ise benim.
I hunted down the man who killed my mother, but in doing so, I opened up our world to new threats, and I am the only one fast enough to stop them.
Bir konuda açık konuşacağım.
And let me be very clear about this.
Daha açık konuşmalıydım.
I should have made that more clear.
California'daki dava dosyaları sonunda geldi ve sanırım davada bir açık buldum.
The California case files finally came through, and I think I have a break in the case.
Bir meseleye adımın karıştığı açık.
I've obviously wandered into something here.
Açık olmak gerekirse, orada hesabım var.
In full disclosure, I do have an account there.
Annemi öldüren adamı yakaladım,... fakat bunu yaparken dünyamızı yeni tehditlere açık hale getirdim. Bu tehditleri durdurabilecek kadar hızlı olan tek kişi benim.
I hunted down the man who killed my mother, but in doing so, I opened up our world to new threats, and I am the only one fast enough to stop them.
Şimdi şu savaş muhabbeti yüzünden dükkânımı açık tutamıyorum.
Now with all this war talk, can't keep my shop open.
Bir açıklamaya ihtiyacım var. Yoksa birileri sıkıntılarımı karşılayacak.
I need an explanation, or someone's gonna pay me for my trouble.
Artık aç olduğumu sanmıyorum.
I don't think i'm hungry anymore.
İsteyenlere büyük bir sempati duyuyorum Ve cinsiyete dayalı yeniden atama, Ancak normalde bu açık mutfak içermez.
I'm hugely sympathetic to those who want and choose to participate in gender reassignment, but normally that would never include Frank Kitchen.
Bak, seninle açık konuşmadığım için özür dilerim.
Look, I'm sorry for not being open with you.
Açık konuşacağım.
Let me be blunt.
Tamam, açık konuşayım.
Okay, I'll play along.
- Mücadele istiyorsa, âlâsını görecek. Sayemde öyle bir yıkılacak ki güvendiği dağlar görecek o zaman bu acı insanı nasıl dağlar.
I'm going to hit my step-nephew with so many stinging rejoinders that he'll be crying step-uncle.
Bir saatten az süredir buradayım yani açık konuşayım.
LOMMERS : We're less than an hour in, so, let me be clear.
Trafiğin akmasını sağlayın, ve yolu açık tutalım böylece kamyonları güvenli bir şekilde boşaltabiliriz.
Keep the traffic moving and out of the way so that we can unload these trucks safely.
Açığa alındığım için, buraya artık erişimim olamayacak.
Since I got suspended... I won't have access to the sluice.
Kısa bir açıklama yapacağım.
I have prepared a brief statement.
Annemi öldüren adamı yakaladım. Ama bunu yapınca dünyamızı yeni tehditlere açık hale getirdim. Bunları durdurabilecek kadar hızlı olan tek kişi ise benim.
I hunted down the man who killed my mother, but in doing so, I opened up our world to new threats, and I am the only one fast enough to stop them.
En kısa zamanda kararımızı açıklayacağız.
We'll render a decision shortly.
Bunun tartışmaları bitirmesi lazım. Bir sonraki inişi gerçekleştirdiğimizde, açık bir penceremiz de olacak.
And the next time we attempt a landing, we'll have a window in.
Ama önce, kaçmak için itinayla düşündüğüm planımı anlatmadan şunu bilmenizi isterim ki bana kulak vermediğiniz için her gün acı içinde kıvranıyordum.
But, before I made my meticulously planned and daring escape, I suffered every day because you would not heed my pardon.
Ve sen de biliyorsun ama diğerlerinin de böyle açık fikirli olacağını mı sanıyorsun?
but do you really think others will be so liberally minded?
Annemi öldüren adamı yakaladım, ama bunu yapınca dünyamızı yeni tehditlere açık hale getirdim, ve bunları durdurabilecek kadar hızlı olan tek kişi ise benim.
I hunted down the man who killed my mother, but in doing so, I opened up our world to new threats, and I am the only one fast enough to stop them.
Senin hataların hakkında bu kadar açık ve dürüst oluşun geri adım atıp neyi bırakmam gerektiğini anlamamı sağladı.
With you being open and honest about your mistakes helped me take a step back and realize what I need to let go of.
Tanrım, acımı ve sıkıntımı biliyorsun. Kalbimdeki korkuyu anlıyorsun.
Lord, You know my pain and distress, you understand the fear in my heart.
Açık havada gezmeye düşkünlüğüm yoktur pek.
I'm not real outdoorsy.
Bu yüzden açık olayım... O para bana kumpas kurmak için evime konuldu.
So, let me be clear - that money was put in my house to frame me.
Hanımefendi, bugün kendi evime zorla girdim. Kendimi, hayatımın aşkını kendini asmış şekilde bulacağıma inandırmıştım ve bunu küçük kızımıza nasıl açıklayacağım diye korkuyordum.
Ma'am, I broke into my own house today, convinced I was gonna find the love of my life hanging from a rope and afraid of how
Açıkçası seni kıskanıyorum Kyle.
The truth is... I'm jealous of you, Kyle.
Açılışımı yetiştirebilmem için ortalık sessiz olmalı.
I need quiet if I'm gonna finish my opening on time.
Kızımın acı içinde çığlık attığını duyan bir heyecan vardı.
There was a thrill in hearing my daughter screaming out in agony.
Yapmamamız gereken açıklamalar yaptık ve bunun için sizden özür diliyorum. Umarım kabul edersiniz.
We issued statements that we shouldn't have, and for that I want to apologize, and I do hope that you will accept it.
Annemi öldüren adamı yakaladım. Ama bunu yapınca, dünyamızı yeni tehditlere karşı açık hale getirdim. Bu tehditleri engelleyebilecek kadar hızlı tek kişi ise benim.
I hunted down the man who killed my mother, but, in doing so, I opened up our world to new threats, and I am the only one fast enough to stop them.
Artık açım.
I am now.
Eğer Bin Rashid'i pazarlık payı olarak kullanıp tutsak vatandaşlarımızın serbest kalmasını istememiz açığa çıkmaz umarım.
It would be unfortunate if it comes out that you've accepted bin Rashid as a bargaining chip to negotiate the release of your own nationals.