English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ A ] / Açık ve net

Açık ve net translate English

582 parallel translation
Son derece açık ve net olmak istiyorum.
And I want to be crystal clear.
Tren daha harekete geçmeden istasyonun ismini açık ve net bir şekilde söyledim.
In the first place, I called out the name of the station... Ioud, precise and clear, while the train was stationary.
Açık ve net konuşacağım.
I'm gonna lay it right on the line.
Thor, yaşananları gayet açık ve net olarak hatırlıyorum.
Thor, it's all coming back, strong and clear.
Burada bu ateşle yatarken bazı şeyleri açık ve net görüyorum ve korkuyorum.
Lying here with this fever, I see things so clearly it frightens me.
Bombay istasyonumuzdaki duyuru gayet açık ve net olarak şöyle diyordu :
The notice in our Bombay station is quite clearly posted, as it is here :
Bu suratındaki burun kadar açık ve net.
It's as plain as the nose on your face.
Açık ve net söyle.
Lay it on the line.
Pekala, Jan. Açık ve net olarak söyleyeyim.
All right, Jan. I'll lay it on the line.
Bu çok açık ve net bir ilişki.
It's a cIear-cut relationship.
Zulüm, yalnızlık ve korku bütün bunlar açık ve net bir hale gelmeli.
Cruelty, loneliness and fear all these things would be straightforward and transparent.
Gayet açık ve net. Pekala o zaman. Barones'e ne oldu?
All right, now what happened to the Baroness?
Sana gayet açık ve net emrettim, gitmesini sağla diye.
I gave you definite orders.
Hislerim gayet açık ve net. Ondan nefret ediyorum.
A very solid objection, in my opinion - I hate him.
Tamam, mesela şimdi, her şey açık ve net.
Okay, right now, for example, everything is clear and unmistakable.
Çünkü böylece kutsal babamız açık ve net bir karar verebilirsiniz.
Then, Your Holiness, could make a free and open decision.
- Açık ve net.
- Loud and clear.
Bunun isyana kalkışmak olduğu, son derece açık ve net.
Sedition, pure and simple.
Pekala, işte, her şey açık ve net.
Yes, here it is, all in black and white.
Her şeyin açık ve net olmasına dikkat et.
Make sure it's good and clear.
Açık ve net bir biçimde.
Loud and clear.
Bulanık fikirlere karşı açık ve net görüntüler sunmalıyız
WE SHOULD REPLACE VAGUE IDEAS WITH CLEAR IMAGES
Ben temizim. Açık ve net nefsi müdafaa.
It's a clear case of self-defence.
Açık ve net olarak efendim.
'Loud and clear, sir.'
Açık ve net duyuyorum.
I hear you loud and clear.
- Gayeleri açık ve net.
- The motive is clear.
Bu bir intikam davası. Son derece açık ve net.
It's a case of revenge, pure and simple.
Açık ve net, tamam mı?
Solid and clean, okay?
Açık ve net söyleyeceğim.
I'll say it nice and clear.
Bir konuda oldukça açık ve net olmak istiyorum. İnsanlığın orijini hakkında gülünç ve çılgınca teorilerinizi kanıtlamak için dünyanın öteki ucuna yaptığınız yolculukları tasvip etmiyorum.
I want to make it quite clear that I do not propose to continue... to subsidize your ridiculous expeditions to the ends of the Earth... to prove your lunatic theories about the origin of man.
Karımın günlüğü için açık ve net bir cevap istemiştim.
Just wanted a clear picture for my wife's diary.
Açık ve net bir iş.
Simple.
Çok açık ve net.
It's very distinctive.
Şimdi sana, gidip teyzene açık ve net olarak Veeru'nun ömür boyu eşin olacağını söylemeni emrediyorum.
I now command you to go and tell your aunt, in no uncertain terms that it is Veeru who will be your companion for life!
O da, " Durum açık ve net.
He said, " The situation is simple and apparent.
Sizi gayet açık ve net anladım.
Read you loud and clear.
Şimdi açık ve net konuşalım, olmaz mı?
Now let's talk frankly.
Ve her soruya, açık ve net cevaplar vermek gerek.
And to every question there must be a clear, honest answer
Bunu dinleyin, açık ve net!
Because here it comes, baby, loud and clear!
Henry, açık ve net konuşacağım.
Henry, I'll put it right on the line.
Ne sen ne de Pierre. Sylvain ise açık ve net.
Not you or Pierre, Sylvain is direct.
Açık ve net.
Plain and simple.
- Açık ve net daha çok siz gibi, şerif.
Well, plain and simple sounds more like you, Sheriff.
Açık ve net.
Loud and clear.
Açık ve net bir şekilde, lordum.
Understood clearly, sir.
Sesiniz açık ve net.
You're loud and clear.
Gayet açık ve net bir şekilde izah edeceğim.
I will explain it very clearly and simply.
Açık ve net şeyleri severim!
I like what is clear!
Bozar, net ve açık.
It ruins it, plain and simple.
Gayet net ve açık.
In loud and clear.
- Kendisine bir muhtıra yazıyorum. Açık, net ve detaylı olarak böyle bir politikanın Alman halkının geleceğini yok edeceğini ve benim de bunu uygulamayı reddettiğimi bildireceğim.
- l'm writing him a memorandum... stating clearly, precisely, in detail... that such a policy would prove catastrophic to the future of the German people... and I refuse to implement it.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]