Ağlamayacağım translate English
250 parallel translation
Bu tıpkı "yalnız kalsam da üzgün olsam da ağlamayacağım" diyen meşhur kız gibi davranmak oluyor!
What you're doing is exactly what that famous girl, one who says "I won't cry even when lonely or sad"... You're following her pattern! You're being just like her ( Candy )!
Ağlamayacağım, söz veriyorum.
- I won't cry, I promise.
Artık ağlamayacağım.
I won't cry any more.
Bert'le ayrıldınız diye ağlamayacağım.
I won't cry my eyes out about you and Bert splitting up.
Senin için bir daha asla ağlamayacağım.
I'll never cry for you again.
Ne yaparsan yap ağlamayacağım.
No matter what you do, I won't cry.
Ağlamayacağım.
I'm not going to cry.
Artık ağlamayacağım.
I won't cry anymore.
Ağlamayacağım.
I won't cry.
Ağlamayacağım. Rezalet de çıkarmayacağım.
I won't cry or make a scene.
Ağlamayı bırakırsan ben de ağlamayacağım tamam mı?
You stop that, then I'll stop too, huh?
Ama ağlamayacağım.
But I ain't crying.
Hayır, ağlamayacağım. Çünkü sabah özgür bir adam olacağım.
No, I ain't crying, because I'm gonna be a free man in the morning.
Ağlamayacağım.
I will not cry.
Ağlamayacağım.
I won't make a sound.
Ama geri gelmezse de, arkasından ağlamayacağım.
"But if he don't come back, Then I'll never sigh or cry."
Sevinçten ağlamayacağım herhalde.
I'm not jumping for joy.
tamam, ağlamayacağım lütfen numarayı bırak
Alright, I won't cry Stop pretending to die
Gezgin silahşör, ağlamayacağım bak, ağlamıyorum!
Wandering Swordsman, I won't cry Look, I'm not crying
Abi, ağlamıyorum beni ağlarken görmek istemiyordu bir daha ağlamayacağım!
Brother, I'm not crying He didn't like seeing me cry I won't cry again
Ağlamayacağım.
I shan't cry.
Ağlamayacağım.
I don't want to cry.
- Ağlamayacağım.
- I'll stop, I'll stop.
Gerek yok, artık ağlamayacağım!
No, I'm not gonna cry anymore!
Sen gittikten sonra ağlamayacağım.
I'm not gonna start crying after you leave.
Üzgünüm, duruşmadan sonra artık omzunda ağlamayacağımı söylemiştim.
I'm sorry. I told myself I was going to stop crying on your shoulder after that trial thing. I'm sorry.
Hayır, ağlamayacağım.
No, I'll not weep.
Gerçi ağlamak için çok neden var ama bin bir parça olana kadar şu yüreğim ağlamayacağım.
I have full cause of weeping but this heart shall break into 100,000 flaws or ere I'll weep.
- Hayır, ağlamayacağım.
- No, I'm not gonna cry.
- Ağlamayacağım!
- I won't!
O yüzden beni mazur gör ama senin için ağlamayacağım Arjantin.
So pardon me if I don't cry for you, Argentina.
sanırım anlamadın hey, umursamamış olmam, anlamadığım anlamına gelmez ağlamayacağım söylediğim şeylerin senin için bir şey ifade etmemesinden nefret ediyorum ama sen, sen bir maymunsun!
I didn't think you'd understand. Just because I don't care doesn't mean I don't understand. I'm glad I'm not crying.
Bunun için ağlamayacağım!
Who cares?
- Ben ağlamayacağım.
- Well, you're not crying now.
Belki Louie'yi bir gün sokakta ölü bulacaklar... ve ben ağlamayacağım.
Maybe one day they'll find Louie dead in the street and I won't cry.
Ancak gidemesem de, uyuşturucu satıcısı olmayacağım... oturup ağlamayacağım, geri gelip de,... benzincide pompacı olmayacağım, bilirsiniz.
But if I don't, you know, I ain't gonna be no drug dealer, you know... cry about it, come back and, you know... stick up gas stations or nothing like that, you know.
Ağlamayacağım, ağlamayacağım.
I'm not gonna cry. I'm not.
- Ağlamayacağım, Roy.
- I'm not gonna cry, Roy.
Ağlamayacağım, üzülmeyeceğim yada korkmayacağım.
I'm not gonna feel sad or scared.
Artık ağlamayacağım.
I'll stop crying.
Daha fazla ağlamayacağım, Daha fazla ağlamayacağım.
I'm gonna stop crying, I'm gonna stop crying.
- Ağlamayacağım.
- I'm not gonna cry.
Ağlamayacağım.
I'm not gonna cry.
Çünkü bir daha asla ağlamayacağım.
Cause I'll cry never again.
Ama ağlamayacağım.
But I won't cry.
Ağlamayacağım dostum. Ne kasttettiğimi biliyor musun?
I'm not gonna cry, dude.
O yüzden ağlamayacağım.
So I'm not going to cry.
- Ağlamayacağım.
I'm not gonna cry.
Ağlamayacağım.
I won't.
Bob'un ağlayıp ağlamayacağını dinlemek için kalırım.
Together we can listen if Bob cries out.
Ağlamayacağım!
I'm not gonna cry!
ağlama 668
ağlamak 20
ağlamak istiyorum 20
ağlama artık 44
ağlamayı kes 61
ağlamayın 45
ağlamayı bırak 20
ağlamaya başladı 16
ağlamıyorum 59
ağlamak 20
ağlamak istiyorum 20
ağlama artık 44
ağlamayı kes 61
ağlamayın 45
ağlamayı bırak 20
ağlamaya başladı 16
ağlamıyorum 59