Ağlamayı bırak translate English
175 parallel translation
Ağlamayı bırak.
So don't cry.
Sen ağlamayı bırak bakalım.
Now, you just stop that crying.
Ağlamayı bırak ve gülümse.
Now stop your crying and smile.
Tamam artık, ağlamayı bırak.
Stop crying.
Ağlamayı bırak!
Oh, stop the tears!
Neden ağlamayı bırakıp bana biraz viski getirmiyorsun?
Quit crying and get me some bourbon.
Şimdi ağlamayı bırak.
Now stop crying.
Zosh ağlamayı bırak.
Zosch. Don't cry, Zosch.
Ağlamayı bırakırsan ben de ağlamayacağım tamam mı?
You stop that, then I'll stop too, huh?
- Ağlamayı bırak da bana bak.
- Stop crying and look at me.
Şimdi, ağlamayı bırak ve uyu.
Now then, stop fussing and go to sleep.
Thomna, lütfen ağlamayı bırak.
Thomna, please stop crying.
- Ağlamayı bırak, yapacak işte.
Stop crying, he'll prepare it.
Ağlamayı bırak.
What are you crying for?
Ağlamayı bırak, Tatlı bezelye
# Stops yer cryin', Swee'peas
- Hadi, ağlamayı bırak.
Come on, stop crying.
Ağlamayı bırak!
- I suppose it's my fault.
Ağlamayı bırak.
Stop crying
Hadi ağlamayı bırak. Bulaşıcı bir hastalıktır.
- Pull yourself together.
Ağlamayı bırak.
Quit crying.
Karı gibi ağlamayı bırak da, silahını al.
Stop whining like a cunt and get your piece.
Ve pastanın içine ağlamayı bırak... yoksa onu mahvedeceksin.
And stop crying into the batter... or you'll ruin it.
Ağlamayı bırak.
Stop crying.
Böylece ağlamayı bırakırsın.
It'll take your mind off crying.
Ağlamayı bırak şimdi!
Stop crying now!
Ağlamayı bırakırsan sana şeftalimi vereceğim.
Stop crying and I'll give you my peach.
Ağlamayı bırak ve uyu.
Stop snivelling and sleep.
Ağlamayı bırak, sızlanmayı bırak.
Stop crying, stop complaining.
- Şey... başlangıç için... ağlamayı bırakın.
Well, for starters, stop crying.
Anlat bana, sorun ne? Ağlamayı bırak ve ne olduğunu anlat?
Stop crying and tell me what happened?
Ağlamayı bırak ve babanla dövüş.
Stop crying and fight your father.
Lütfen... Ağlamayı bırak.
Please... stop crying.
Ağlama, lütfen ağlamayı bırak
Don't cry. Please stop crying.
Eğer ağlamayı bırakırsan senin için vaşağı yakalayacağım.
Stop crying, Jun. I'll get that bobcat for you.
- Ağlamayı bırak.
- Ah, quit honking.
Tamam, ağlamayı bırak.
Okay, stop crying.
- Ağlamayı bırak.
- Stop whining.
Ağlamayı bırak, geldik.
Stop crying, we're here.
Ağlamayı bırakıp...
Why don't you try...
Onun için ağlamayı bırak ve resim yap!
Stop crying about it and paint!
Ağlamayı bırak ve kendine gel.
Now, look, honey...
Bırak ağlamayı.
Well, stop crying.
Hadi şimdi ağlamayı sızlamayı bırak Alaiyo, bana ne yapmayı planladığını söyle.
So stop your moaning and groaning, Alaiyo, and tell me what you plan to do.
Bırak ağlamayı, bana bak.
Stop crying : Look ay me :
Bırak artık ağlamayı.
Stop crying.
Hadi ama, bırak artık ağlamayı.
Now stop crying.
Hadi, bırak ağlamayı!
Come on, don't cry!
Bırak ağlamayı.
Stop crying.
Bırak ağlamayı, ben artık buradayım.
Stop crying, I'm here now.
Ağlamayı bırak. Onun kardeşi gibiydi.
Stop crying.
# Gel, bırak ağlamayı her şey çok iyi olacak #
Come, stop your crying and we ´ ll be allright
bırak 1242
bırak beni 1950
bırakma 58
bırakıyorum 119
bırakma beni 65
bırakmam 34
bırakın 390
bıraktım 124
bırakmayacağım 38
bırakın beni 769
bırak beni 1950
bırakma 58
bırakıyorum 119
bırakma beni 65
bırakmam 34
bırakın 390
bıraktım 124
bırakmayacağım 38
bırakın beni 769
bırakacağım 37
bırak onu 1012
bırakalım 42
bırakın gelsin 27
bırakın gitsinler 39
bırak gitsin 444
bırakmak mı 26
bırakın geçeyim 78
bırak kalsın 58
bırak şimdi 60
bırak onu 1012
bırakalım 42
bırakın gelsin 27
bırakın gitsinler 39
bırak gitsin 444
bırakmak mı 26
bırakın geçeyim 78
bırak kalsın 58
bırak şimdi 60